Kahramanmaraş Caddesi'nde başlayan yürüyüşe CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak'ın yanı sıra CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Muhammet Erkan, Sol Parti Trabzon İl Başkanı Bilal Akcelep, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Beşikdüzü Belediye Başkanı Cahit Erdem, Ardeşen Belediye Başkanı Enver Atagün, Ortahisar Belediye Başkan Yardımcıları Cüneyt Zorlu, Celal Akaç, Alper Öztürk ve Özer İskender, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Zerrin Yavuz, CHP Ortahisar İlçe Kadın Kolları Başkanı Şennur Güler Özkan, ilçe başkanları, üyeler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Yürüyüş öncesinde, Gürcistan’da askeri uçağın düşmesi sonucu şehit olan 20 askerimiz için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Katılımcılara siyah kurdeleler dağıtıldı.
Meydan Parkı Atatürk Alanı’nda sona eren yürüyüşün ardından CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak basın açıklamasında bulundu.
Başkan Bak açıklamasına, “Azerbaycan’dan kalkıp Gürcistan’da düşen askeri kargo uçağında 20 kahraman askerimizin şehit olduğu haberi yüreklerimizi yaktı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Milletimizin yüreği bir yandan şehit acısıyla yanarken, diğer yandan ülkemizin hukuk ve adalet duygusu derinden sarsılmaktadır.” ifadeleri ile başladı.
Bak, iddianamenin siyasi bir operasyon niteliğinde olduğunu vurguladı:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Sayın İmamoğlu hakkında 828 yıldan başlayıp 2.352 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir. Evet, yanlış duymadınız: 2.352 yıl! Ortada adalet yok; ortada bir ‘siyasi infaz planı’ vardır. Dosya delillerle değil, talimatlarla hazırlanmıştır.”
Bak ayrıca şu noktalara dikkat çekti:
Savcının, “suç örgütü lideri” olarak nitelendirdiği Aziz İhsan Aktaş’a 704 yıl hapis cezası talep edilmesine rağmen müşteki olarak gösterilmesi, hukukun siyasi çıkarlar doğrultusunda çiğnendiğinin açık bir göstergesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddianame ortada yokken kullandığı “ahtapot” benzetmesinin, hazırlanan iddianamede birebir yer alması, yargının talimatla hareket ettiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, iddianamenin kısa sürede tüm hanelere ulaşması ve gizlilik ilkesinin hiçe sayılması, sürecin manipülasyonla yürütüldüğünü kanıtlamaktadır.
Bu dava sadece Ekrem İmamoğlu’nun değil, halkın davasıdır. Ekrem İmamoğlu’na yönelik her saldırı, değişim isteyen milletin iradesine yapılmış bir darbedir. Ama bilsinler ki; biz kararlıyız, cesuruz, haklıyız. Asla yılmayacağız, asla korkmayacağız, asla boyun eğmeyeceğiz! Biz kazanacağız, birlikte kazanacağız! Adalet ve demokrasinin iktidarını hep birlikte kuracağız!
