Özellikle Ortadoğu turizmi ile tanıştığımız günden sonra bütün tarihi ve doğal güzelliklerimizin merkezine kadar yol ulaştırma gayretimiz birçok destinasyonumuzda bizi zor durumda bırakmaktadır.

Ayasofya camii, Atatürk köşkü, Sumela manastırı, Hıdırnebi yaylası, Uzungöl, Trabzon şehir merkezi gibi alanlarda bu durumla ilgili çokça sıkıntı çektik ve çekmeye de devam etmekteyiz.

Özellikle Sümela manastırında araç trafiğinin yoğunluğundan oluşan karbon salınımının çokluğu ulusal kanallarda yayımlanan doğa ile ilgili belgesellere konu oldu.  

Gelen misafirler yürümez algısından dolayı bazı turistlik değerlerimizi ön plana çıkarmaktan imtina ediyoruz.

En basit örneği ile bu algıyla bedesten, Alaca han, Trabzon şehir müzesi, Kostaki konağı, kızlar manastırı üzerinden Boztepe’ye uzanacak yürüyüş aksına bile sıcak bakamıyoruz.

Hal böyleyken Ortadoğulu misafir yürümez deyip Sera Gölü’nün içine, Uzungöl’ün bağrına, Hıdırnebi yaylasının en mahremine soktuğumuz araçların şehrin göbeğine girişi engellenmesi şehir merkezi trafiğinin düzenlenmesi, indirme bindirme esnasında yaşanan tartışmaların bertaraf edilmesi anlamında desteklenmesi gereken bir karardır.

Şehir merkezindeki otellere misafir bırakacak ya da o otellerden misafir alacak araçların bu kapsamın dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bırakın turist yürüsün. Baro binasından meydana, meydandan tanjanta ya da meydandan moloza…

Şehri adımlasın, daha çok esnafla yüz göz olsun.

Meydanın göbeğinde arabaya binip inemediği için turist bu şehirden vazgeçmez.

Aslında normal ancak bize göre radikal bir karara imza atan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Murat Zorluoğlu’na ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

Editör: Muharrem Altıntaş