Her ne kadar bu miktar bölgesel ortalamalar açısından yüksek sayılmasa da, özellikle Ortahisar ve Akçaabat ilçelerimiz başta olmak üzere birçok yerleşim yerimiz bu yağıştan ciddi şekilde etkilenmiş, yollar, iş yerleri ve ticari alanlarda büyük maddi zararlar meydana gelmiştir.

I M G 2820-1

Kentimiz , Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yoğun yağış alan coğrafyasında yer almakta; topoğrafik yapısı gereği eğimli ve denizle sıfır kotta birleşen doğal bir yerleşim karakterine sahiptir. Ancak bu doğal koşulların yanı sıra, son yıllarda giderek artan kontrolsüz şehirleşme, dere yataklarının daraltılması, plansız yapılaşmalar ve yetersiz altyapı uygulamaları, doğal olaylarını felakete dönüştürmektedir.

Bugün yaşanan sorunlar, sadece doğanın bir sonucu değil, doğaya yapılan beşeri müdahalelerin bir sonucudur. Şehirleşmenin sınırlı olduğu dönemlerde, dereler doğal yataklarında akarak Karadeniz’e ulaşabilmekteydi. Ancak sahil boyunca yapılan dolgu çalışmaları ve dere ağızlarının daraltılması, yüksek eğimle gelen derelerin denize ulaşmasını engellemekte; bu durum taşkın, rüsubat birikimi ve heyelan risklerini artırmaktadır.

Özellikle dikkat çekmek isteriz ki:
• Yol güzergahları genellikle dereler boyunca düşük kotlardan geçirilmekte, bu da yan derelerden gelen taşkın sularının doğru şekilde tahliyesini engellemektedir.
• Mevcut sanat yapıları (menfez vb.) çoğu zaman yetersiz kalmakta; eğim kırılmaları ve tıkanmalar sonucu su taşkınları çevreye ciddi zararlar vermektedir.
• DSİ tarafından ana derelerde üst havza tedbirlerinin alınması, rüsubat kontrolü sağlanması ve derelerin hem hidrolik hem geometrik olarak yeniden projelendirilmesi elzemdir.

Bu noktada Trabzon İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu olarak altını çizmek isteriz ki:

👉 Dere yatakları, doğal su yolları olarak korunmalı; yapılaşmaya hiçbir şekilde açılmamalıdır.
👉 Menfez ve altyapı projeleri, maksimum taşkın debileri dikkate alınarak, bilimsel veriler ışığında yeniden tasarlanmalıdır.
👉 Yağmur suyu drenaj sistemleri, sadece görünür değil, altyapıda da kaliteli ve sürdürülebilir malzemelerle yapılmalı; boru kalitesi, gömlekleme ve yataklama süreçleri dikkatle yürütülmelidir.
👉 Dolgu alanlarında, terfili sistemler dahil olmak üzere Karadeniz’e sağlıklı deşarjı sağlayacak projeler gecikmeden hayata geçirilmelidir.
👉 Sel üst geçişleri gibi yenilikçi mühendislik çözümleri, yol güvenliği ve su tahliyesi açısından gündeme alınmalıdır.
👉Taşkın erken uyarı sistemlerinin kurularak kontrollerin devamlı olarak yapılması ve gerekmesi halinde riskli alanların ivedi olarak boşaltılması sağlanmalıdır.

Yaşadığımız bu afet bizlere bir kez daha göstermiştir ki; altyapı ihmali, üst yapıda güvenlik kaybına yol açar. Daha önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında dere yataklarında taşkın-sel riski altında bulunduğu tespit edilen 400’ün üzerinde bina halen boşaltılmamış, dönüşümleri planlanmamıştır. Başkaca afetlerde can ve mal kaybının önüne geçmek adına bu sürecin tamamlanması da elzemdir.

Mühendislik biliminin temel ilkeleri, doğayla uyumlu, hesaplı ve sürdürülebilir yapılar üretmeyi gerektirir. Bu bağlamda yaşanan afetlerden ders çıkartarak, bilimsel ilkelere dayalı, tüm kurum ve paydaşlarla iş birliği içerisinde yürütülecek çalışmalara her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla bildiririz.

Bu ve benzeri felaketlerin bir daha yaşanmaması için hep birlikte çalışmamız gerektiğini hatırlatıyor, yaşamını yitiren vatandaşlarımıza rahmet diliyor, afetten etkilenenlere de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Trabzon Büyükşehir Meclisi’nden büyük krediye onay!
Trabzon Büyükşehir Meclisi’nden büyük krediye onay!
İçeriği Görüntüle

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu

Editör: Haber Merkezi