Bu kıymetli tarihi miras, dönemin Akçaabat Belediye Başkanı Sayın Şefik Türkmen’in girişimleriyle restore edilerek yeniden şehre kazandırılmıştır.

2020 yılında tamamlanan restorasyon süreciyle birlikte, ilgililerce sergi ve kültürel etkinlik merkezi yapılması planlanan tarihi yapı, biz turizmciler ve uzmanların talebi , dönemin Belediye Başkanı Sayın Osman Nuri Ekim’in girişimleri ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın desteği sayesinde müze olarak işlev kazanmıştır. Bu sürece şahitlik etmiş biri olarak, tarihi ve dini hassasiyeti yüksek olan bu alanın şehrimize kazandırılmasındaki süreç ve emeği yakından biliyorum. Müze olarak biletli yaklaşık 10.000 ziyaretçinin yapıyı ziyaret etmiş olması, tarihi yapının; Orta Mahallenin bilinirliği ve cazibe değerine önemli katkı sağladığını göstermektedir. İyi bir tanıtım ve envanterin zenginleştirilmesi ile ziyaretçi sayısının 5-10 kat artması çok mümkündür.

Geçmişte bahçe kısmının mezar olduğu bilinen yapının, Rrestorasyon sırasında bahçesinde bulunan mezar kalıntıları (mezar ve kemik kalıntıları) ve özellikle lahit formundaki iki mezar gerekli arkeolojik araştırmalar yapılmadan üzerleri kapatılmış ve zemin kaplamaları ters yerleştrilmiştir. Aynı şekilde tarihi kayıtlarla ve fotoğraflarla sabit olan Osmanlıya sığınmış Gürcü Guria prensesi Sophia nın anıt mezar yeri de incelenmeden taş kaplanmıştır. Mezar alanının tamamen unutulmaması adına yapıldığı ifade edilen bu uygulama, yöntem ve hassasiyet açısından üzüntü vericidir.

Uzmanlar, müzenin içerisinde tabanında yer alan mozaiklerin özellikle Ortodoks Hristiyanlar için kutsal anlam taşıdığını ve benzer örneklerin Trabzon Ayasofya ve İznik Ayasofya yapılarında da bulunduğunu vurgulamaktadır. Yani, yapının dini ve kültürel değeri yalnızca yerel değil, uluslararası düzeydedir.

Geçmişte Sümela Manastırı’nda yapılan “diskovari eğlence” etkinliğinin toplumda nasıl bir infial yarattığı hepimizin hafızasındadır. Ne yazık ki benzer bir durum, bu kez Akçaabat Ortamahalle’de yaşanmıştır. Orijinali bir ibadethane olan bu tarihi yapıda, altında mezar kalıntılarının bulunduğu bahçede düzenlenen dans gösterisi; yer, zaman ve içerik bakımından son derece talihsiz olmuştur.
Tarihi dokusuyla öne çıkan Ortamahalle’de, tüm binaların aslına riayet edilmeden beyaza boyanmasıyla başlayan kimlik erozyonu, bu tarz etkinliklerle derinleşmektedir. Tarihi yapılarımızın asli kimliği, estetik bütünlüğü ve manevi değerleri korunmadan yapılan her türlü müdahale, Akçaabat’ın kültürel mirasına dolayısıyla Trabzon Trabzon kültür ve turizmine zarar vermektedir.
Akçaabat Belediyesi’nin söz konusu organizasyonu kültür veya turizme hizmet faaliyeti olarak değerlendirmesi mümkün değildir.
Akçaabat Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sayın Turan Bektaşoğlu ve Belediye Başkanı Sayın Osman Nuri Ekim’in, kamu vicdanında rahatsızlık yaratan bu etkinlikle ilgili açıklama yapmalarını ve benzer bir hatanın tekrar edilmemesi için gerekli hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.

Bünyesinde tarihi, kültürel ve turistik eserler barındıran tüm yetkilileri, bu eserleri korumaya, bu miraslar üzerinde yükselen turizm anlayışını daha dikkatli ve sorumlu şekilde yürütmeye davet ediyorum.
Saygılarımla,
Murat Çavga
TİSAD Başkanı





