Kanca’nın açıklamaları şu şekilde: “Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı’nda CHP Grup Başkan Vekili Cüneyt Zorlu’nun yaptığı açıklamaya karşı söz aldım. Tüm konuşma metnim kayıtlarda mevcuttur. TBMM’de atılan sloganları tasvip etmediğimi özellikle belirttim. Silah bırakma süreci ve CHP ile örgüt arasındaki ilişkiler hakkında birkaç örnek verdim. Kaldı ki çok daha fazla örnekte verilebilir. 6’lı masa ortaklığı, bakanlık vermek, özerklik vermek, YPG sınır alabilir demek, 505 örgütle iltisaklı kişileri İBB’ye almak, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılma vaadi, milletvekili konuşmaları, milletvekillerinin terörist cenazelerine katılması gibi yüzlerce örnek verilebilir. Bütün bunlar olurken neden sessiz kaldıklarını sorguladım. CHP’nin terör konusundaki samimiyetsizliğini, bu konuda konuşacak en son parti olduklarını vurgulamak istedim. Bizim derdimiz vatan bekasıdır. Cumhur İttifakı olası İsrail-Suriye savaşını düşünerek iç barışı hedef alan bir süreç yürütüyor. Bu süreçte oy kaybetmeyi bile göze alıyor. Onların derdi ise süreci sabote etmek ve sonlandırmaktır. Neden? Çünkü HDP’nin yüzde 10’luk oy potansiyelini kaybetme kaygıları var. Yani bizim derdimiz vatan, onların derdi ise oy maalesef. Aradaki fark bu kadar net. Aklı en düşük olan bile konuşmamdan 'Sloganları savundu' gibi bir sonuç çıkaramaz. Ancak pişkin, kurnaz ve iftiracı kişiler konuyu çarpıtmaya çalışabilir. Pişkinliğine alıştığımız Ahmet Kaya Bey, konuyu çarpıtarak şahsımı ve partimi hedef alıp yıpratmak istemektedir. Bu konuda hukuki girişim tarafımdan yapılacaktır.
“VATAN SEVİGİSİ İMANDANDIR”
Biz hiçbir dönemde bu dinsiz kripto Ermenileri savunmadık ve savunmayız. Bunu bütün hemşehrilerim gayet iyi bilir. Boşuna uğraşmayın. İftira en büyük günahtır. Allah’tan korkun. Ahmet Kaya Bey kısa bir süre önce de benzer bir pişkinliğe imza atmıştı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Metin Genç, “Sadece cam teras kısmı paralıydı” dediği anda kameralara dönerek “Bak işte paralıymış” diyebilmiştir. Son karikatür dergisi olayında da benzer tavır sergilemiştir. Genel başkanları dergiyi savunduğu halde kendisi Meclis'te kınamıştır. Ben de “Bu çelişki değil mi?” dediğim zaman genel başkanından haberi olmadığı gibi bir bahaneyi söyleyebilmiştir. Bunların bütün gayreti, çarpıtma, algı, karalama ve iftiradır. Atatürk ve Apo resimleri yan yana yürüyüş yapılırken, bunların en küçük tepkisini gördünüz mü göremezsiniz. Milletvekili olduğu dönemde TBMM kürsüsünden terör örgütünü bir kez bile kınayabilmiş midir? Hayır. Tabii Trabzon milliyetçi ve muhafazakar bir şehir. Dolayısıyla nabza göre şerbet vermek istiyor. Ama bu kafayla giderse kendi genel başkanı ile de yakında ters düşebilir. Benim düştüğüm duruma güya üzülmüş. Konuşma metni ortada. Benim alnım açık, başım dik. Ahmet Kaya Bey, kendi düştüğü durumu düşünse daha iyi olur. 50 itirafçı, 20 açık tanık, banka dekontları, MASAK raporları ve baz kayıtlarıyla belgelenen hırsızlığı, açık ve net şekilde ortada olan diploma yolsuzluğunu savunacak duruma düşmüş. Üstelik bu kişilerin büyük çoğunluğu CHP’li. Yazık, gerçekten çok yazık. İddianame tamamlanıp deliller basına yansıdığında, durumun çok daha vahim bir hal alacağı açıktır. Her şeyi çarpıtarak algı oluşturmak, en hafif tabiriyle aymazlık, pişkinlik ve şark kurnazlığıdır. Ancak şark kültürü bile bu kadar kurnaz olamaz; bu olsa olsa emperyalist Batı kurnazlığıdır. Görünen o ki, terk edilmişlik hissiyle Batı’ya yalvara yalvara bağlanılmış. Allah acil şifalar versin. Ahmet Kaya Bey, keşke HDP’li Fatma Kurtulan “Koltuklarınızda HDP ve PKK’ya gönül verenlerin oylarıyla oturuyorsunuz” dediğinde bir basın açıklaması yapsaydı. Kamuoyuna saygılarımla.”
