ÇAYKUR yöneticilerinin, AK Parti’deki kariyerlerini ÇAYKUR’da sürdürmeleri ya da siyasi kariyer için ÇAYKUR’da görev yapmış olmaları Sayın Revi’yi bir savunma mekanizması geliştirmeye sevk etmiş.  Açıklamasında üreticinin alın terinin hakkını daima teslim ettiklerini ileri süren Başkan Revi’ye çağrımdır: ÇAYKUR’un avukatlığını yapacağına gerçekten üreticinin yanında olsun. Üreticinin halini görmek için gelsin beraber çay üretiminin yoğun olduğu Of ve Rize’deki çay alım yerlerine gidelim. Çay üreticisinin içinde bulunduğu durumu yerinde gözlemleyelim. 3 lira 40 kuruş olarak açıklanan çay fiyatının makul karşılandığını da belirten Revi bu kanaate nasıl varmıştır? Çay üreticisi veryansın ederken bu bilgiyi kendisine veren AK Parti kadrolarında yer almak isteyen ÇAYKUR yöneticileri midir?
Bu hesaplarının yanı sıra başka hesaplar içinde olan ve üslubu giderek çirkinleşen Revi’ye hatırlatmak isterim ki İYİ Parti’nin isminin kısaltması yoktur. İYİ Parti’ye İP demeleri ile toplum nezdinde bir algı yaratmaya çalışmaları siyaseten içine girdikleri zayıflığın sonucudur. Ancak, bu hesapları çöküşlerini engellemeye yetmeyecektir.
Fındıkla birlikte Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olan çay, sadece üreticisine değil, bölge esnafına, sanayicisine, çalışanlarına ve yarattığı katma değer ile ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunan bir ürünümüzdür. Bu yıl çay sezonu korona virüsle belasıyla mücadele edilen bir döneme gelmiştir. Trabzon Milletvekilimiz Sayın Dr. Hüseyin Örs konuyu ilk olarak TBMM’de dile getiren vekil olarak; yaklaşan sezon öncesi, çay üreticilerinin pandemi tedbirleri dolayısıyla çayı toplama, teslim etme gibi süreçlerde yaşanacak işgücü problemini gündeme getirmiş ve ardından Tarım ve Orman Bakanına soru önergesi vererek bu konuda ne gibi tedbirler alındığını, ÇAYKUR’un bir eylem planı olup olmadığını sormuştur.  Üreticinin “çayımızı nasıl toplayacağız?” diye tedirgin olduğu dönemde ne AK Parti İl Başkanından ne de milletvekillerinden hiç ses çıkmamıştır. Milletvekilimizin açıklamalarının basın ve medyada yer almasından sonra da AK Parti İl Başkanı ve milletvekilleri “görmedik, duymadık” pozisyonlarını devam ettirmişlerdir.
2017’de Varlık Fonu’na devredilen ÇAYKUR’un yıllık faaliyet raporlarında açıkladığı gelir tablolarına bakıldığında; şirketin, varlık fonuna devredilmeden önce 2015 ve 2016 yılında öngörülenin üstünde kâr ettiği görülmektedir. Varlık Fonu’na devredildikten sonra ÇAYKUR’un 2017 ve 2018’deki toplam zararı ise 924,8 milyon TL olarak kayıtlara geçmiştir. Ortaya çıkan bu tablonun ve oluşan zararlarının kaynağının ise; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Haziran 2017 Milletvekili Genel Seçimlerinde Ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde milletin kafasına attığı 200 gramlık çay poşetleri olduğu aklımıza gelmiyor değil.
 
Üreticinin çayını toplayıp satışını gerçekleştirmesi için ise belli bir zamanı vardır. Başkan Revi’nin üreticinin satış baskısı oluşturmayıp beklemesi çağrısında bulunması da çay konusundaki bilgisizliğinin göstergesidir. ÇAYKUR’un dönüm başı günlük 15 kg kota uygulamasının olası iki sonucu vardır. Ya çay dalında kuruyacak; ya da üretici çayını kilosuna 2 lira 50 kuruş ödeyen özel sektöre satmak zorunda kalacaktır. Bu da AK Parti İl Başkanı Revi’nin savunduğu ÇAYKUR’un, üreticiyi mağdur ettiğinin kanıtıdır. Başkan Revi ve AK Parti iktidarı söz ettikleri gibi üreticinin alın terinin hakkını verdiğine inanmamızı istiyorsa; özel sektördeki çay alım fiyatını dengeleyecek bir politika izlemelidir. Özel sektör alımına karşı olduğumuzu savunan zihniyet ivedilikle özel sektörü de üreticiyi de mağdur etmeyecek bir plan hazırlamalıdır.
 
2003 yılından bu yana ÇAYKUR’da genel müdürlük görevini üstlenmiş birçok ismin AK Parti kadrolarında görev aldığını biliyoruz. ÇAYKUR Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Yüce’nin Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı olması, İmdat Sütlüoğlu’nun, 22. Dönem Ak Parti Rize Milletvekilliği, 58. Hükümet’te Çevre Bakanlığı yapmış olması, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü Ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini vekaleten yürüten Yusuf Ziya Alim’in AK Parti Rize İl Başkanı İshak Alim’in abisi olması bilinen gerçeklerin sadece birkaçıdır. Bu gelişmelerden de anlaşılacağı üzere ÇAYKUR, AK Parti’nin arka bahçesi haline gelmiştir. Bu kurumu yönetenlerin derdinin üreticinin derdiyle ortak olmadığı apaçık ortadadır. Dolayısıyla AK Parti algı operasyonlarını ve siyasi rant amacını ivedilikle bir kenara bırakıp çay üreticisinin sorunlarını çözmek için çalışmalıdır.
Sonuç olarak; İYİ Parti olarak milletten aldığımız güçle, her zaman milletin içinde, onların dertlerini, sıkıntılarını dinleyecek ve her zeminde bunları dile getirmeye, uyarılarımızı yapmaya devam edeceğiz.  Bu sorunların çözümü için yapıcı ve sorumlu muhalefet anlayışıyla her türlü katkıyı vermeye hazırız.