Gazze, bugün sadece bombaların, kurşunların, tankların hedefinde değil; insanlığın vicdanı ve ahlakı da aynı bombardımanın altında ezilmektedir. Bir annenin, kollarında cansız yatan yavrusuna bakışındaki acı, hiçbir kelimenin tarif edemeyeceği kadar ağırdır. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar; açlığın, susuzluğun, korkunun içinde birer birer can verirken dünya, bu manzarayı sadece izlemekle yetiniyor.

Oysa bizler ölüme iman etmiş insanlarız. Ölüm, kaçınılmaz bir hakikat; her nefis için değişmez bir sondur. Yarının garantisi yokken, hatta bir sonraki nefesimizin dahi teminatı yokken neden bu kadar korkuyoruz? Madem ölüm bu kadar yakın, neden mazlumun yanında durmaktan, hakkı savunmaktan geri duruyoruz?

Bugün Gazze, sadece Filistin’in meselesi değil; bütün ümmetin, bütün insanlığın sınavıdır. Ve bu sınavda ne yazık ki Birleşmiş Milletler suskun, Batı sahtekar, İslam dünyası ise derin bir uykudadır. Kınamalar, temenniler, birkaç satırlık açıklamalar… Hepsi sadece zaman kazanmak, vicdanları teskin etmek için sarf edilen kelimeler. Oysa kelime değil, irade; açıklama değil, eylem zamanı çoktan gelmiştir.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanımızın sözleri, bu anın ruhunu en berrak şekilde ifade etmektedir:
“Öleceksek ölelim, kıyamet kopacaksa kopsun. Ama artık bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Öleceksek bu niyet Allah için olmalı, mazlum için olmalı.”

Bizler, ölümle korkutulacak insanlar değiliz. Asıl korkulması gereken; zulmün karşısında susarak, mazluma sırtımızı dönerek, tarihe ve Allah’ın huzuruna birer seyirci olarak çıkmaktır. Çünkü suskunluk, zalimin ekmeğine yağ sürmek; hareketsizlik, zulmün ortağı olmaktır.

Gazze kan ağlıyor, ümmet susuyor. Biz ise biliyoruz ki bu sessizlik, bu körlük, bu sağırlaşma sadece Gazze’yi değil, tüm insanlığı karanlığa sürüklemektedir. Artık uyanma, ayağa kalkma, bedel ödeme zamanıdır. Bu imtihanı kaybedersek, kaybeden sadece Filistin olmayacaktır; kaybeden, insanlığın kendisi olacaktır.

Adem Aydın
Büyük Birlik Partisi
Trabzon İl Başkanı

Muhabir: Haber Merkezi