Ailenin yaşadığı maddi ve manevi sorunlar, hastanın moral ve motivasyonunu dolayısıyla da tedavisini etkiliyor. Ailesinin yaşamında her şeyin eski gibi sürmekte olduğunu görmenin  hastaya güç verecektir. Başkan Çakır lösemili hastalarının ailelerine, hastaya nasıl yaklaşması gerektikleri konusunda önemli bilgiler veriyor.

 
Lösemi, yalnızca hastalığı olan kişiyi değil, aynı zamanda ailesini de maddi, manevi tüm yaşamını etkiliyor. Hastaların aileleri psikolojik, sosyal ve ekonomik çeşitli sorunlarla karşı karşıya geliyorlar. Bunların hemen hiçbirisi daha önceden deneyimledikleri türden olmadığı içinde büyük bir şaşkınlık ve çaresizlik yaşayabiliyorlar.
Lösemi ve Engelli Gönüllüleri Derneği Başkanı Melek Çakır “Aile içinde tüm duygusal ve maddi koşullar öylesine değişiyor ki her bir durum için ayrı ayrı adaptasyon süreçlerine ihtiyaç duyuluyor. Yaşanan ilk ve en yıkıcı etki, teşhisin öğrenilmesiyle oluyor. Hastalık sürecinde kişinin ve ailesinin hastalık ve tedavi süreciyle ilgili yeterli düzeyde bilgilendirilmesi gerekiyor” diyor.
 
Hastanın kendini dışlanmış hissetmemesi tedavi süreci için çok önemli
Tedavi sürecinde geleceğe ait umutların canlı tutulmasının çok önemli olduğunu söyleyen Başkan Çakır , yaşanan sürecin geçici olduğuna önce ailenin inanması gerektiğini, ardından da bu inancın hasta ile paylaşılmasının önemli olduğunu belirtiyor. 
Böyle ciddi bir hastalık karşısında ölüm korkusunu birebir yaşayan ve en çok korkan kişi hastanın kendisi oluyor. Bu süreçte ne olursa olsun, her şeyin eskisi gibi sürmekte olduğunu görmenin hastaya büyük güç ve motivasyon verdiğini anlatan Başkan ÇAKIR ,şöyle devam ediyor: “Aile olağan hayat düzenlerini mümkün olabildiğince yürütmeye çalışmalı. Hastalar bu süreçte aile fertlerine karşı sert, bazen anlamsız tepkiler gösterebiliyor. Bu tür tepkilere karşı ailenin çok sabırlı olması ve empati yaparak iletişim kurması gerekiyor. Hasta, tepkilerinde haksız görünse bile, ona anlayışla yaklaşmak gerekiyor. Yaşanan maddi sorunlar hastaya yansıtılmamalı, en azından kısıtlı haliyle ve olumlu olarak paylaşılmalı. Aileye yük olduğunu düşünmek hastayı üzerek mücadele gücünü azaltıyor. Hiç paylaşılmaması da belki dışlanmışlık duygusu yaratabiliyor. Aile yaşanan güncel iç sıkıntılarının bir kısmını paylaştığında hasta kendisinin aileden kopmuş hissetmiyor. Ancak nelerin paylaşılacağı konusunda profesyonel öneri – desteğin yararlı olabileceğini düşünüyorum.”
 
Aileler normal hayatlarını sürdürünce vicdan azabı çekebiliyor
Endişe, stres, mutsuzluk gibi durumlar baş edilemez hale geldiğinde aile fertlerinin profesyonel psikolojik destek almaktan kaçınmaması gerekiyor.

Çakır ,Devletimiz hastalarımızın tedavisi sürecinde hertürlü hizmeti ücretsiz olarak vererek ailelere en büyük ama en önemli desteği zaten vermekte .Aile için en önemli unsur Psikolojik tedavi almak .