Eskiden AKP’de milletvekilliği yapmış olan Melih Bulu’nun, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanması çok büyük tepkilere neden oldu. Öğrencilerin durumu protesto etmeleriyle gelişmeye başlayan olaylar hız kesmeden devam ederken birçok üniversitenin de Boğaziçili öğrencilere desteği bulunmakta. Geçtiğimiz hafta rektör danışmanı ve Sosyoloji Bölümü Prof. Dr. Zafer Yenal görevinden istifa etmişti. İstifasını Linkedin hesabından duyuran Yenal “Kem gözlere inat, hocalığa, okuyup yazmaya, daha da çok çalışmaya devam tabii ki…” ifadeleriyle duygularını dile getirmişti.  Paylaşımının sonunda ise “Bir daha kapıları kelepçelenmiş üniversite görmemek için iyilik adına, güzellik adına daha sıkı çalışmaya devam edelim” diyerek sözlerini noktalamıştı.

Yapılan protestolar ve tüm yaşanan gelişmeler sırasında ortaya çıkan en çarpıcı gelişme kuşkusuz, ülkenin en saygın ve önde gelen üniversitelerden birinin kapısına konan kelepçe… Kelepçeyi öğrencileri içeri sokmamak adına takan polis, kelepçeyi demir kapının açılmaması amacıyla inisiyatif kullanarak taktığını belirtmişti. Hafta başı sabah saatlerinde ise toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile görevli memura mukavemet suçlamalarıyla toplam 28 öğrenciye göz altı kararı çıkarıldı ve 17 öğrenci ev baskını ile karşı karşıya kalarak göz altına alınmıştı.  Polis ile öğrencilerin karşı karşıya getirilmesi akıllara Gezi olaylarını getirdi. 

Tüm bunlar yaşanırken hafta ortasında gerçekleştirilen devir teslim törenine cübbeleriyle katılan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, atama kararını rektörlük binasına sırtlarını dönerek protesto etmişlerdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaşanan gelişmelerden dolayı yaptığı açıklamada “Partizanlığı her yerden söküp attığımızda çok güçlü bir ülke olacağız. Ülkenin en güzel beyinleri yurtdışına gitmeyecek. Her görüşten gençler geleceğimiz için birlikte çalışacaklar o zaman. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin haklı mücadelesinin yanındayım” diyerek protestolara destek verdi. 

Boğaziçili öğrencilere yalnızca Türkiye’den değil dünyadan da destekler sürmeye devam ediyor. Özellikle Oxford, Yale ve Harvard Üniversitelerinde okuyan Türk öğrenciler ve akademisyenler, Melih Bulu’yu protesto ettikleri için polis şiddetine maruz kalan öğrencilere büyük destek vermekte. Akademisyenler, “öğrencilere yönelik polis şiddeti ve gözaltlarını kınıyor, Türk yetkilileri, akademik özgürlük ve özerkliğe saygı göstermeye davet ediyoruz” şeklinde mesajlar yayınlamaya devam ederken, Harvard ve Yale Üniversitelerinde okuyan öğrenciler ise ortak bir bildiri yayınlayarak kamuoyu ile paylaştılar.

Bildirge’ de yer alan ifadeler şu şekildedir:

“Harvard ve Yale üniversitesinde okuyan Türk öğrenciler olarak Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan arkadaşlarımızın haklı protestolarının yanındayız. Rektör seçimlerinin dürüstlük ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda, demokratik bir biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Akademik özgürlüğün toplumun bilimsel ve düşünsel gelişiminin bir ön koşulu olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle akademinin bağımsızlığına karşı getirilen hukuksuz müdahalelerin daima karşısında olacağız. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin haksızlığa karşı yürüttükleri mücadelede yanlarında olmaya devam edeceğiz”.

Atatürk, “Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istiyor” demişti. Kim bilir belki de yandaş kayyum atamalarında eğitimin karşısında duran ve ona yönelttiği silahla bir tehdit unsuru oluşturanlara karşı, gençliğe, fikri hür, vicdanı hür olmayı, haksızlıklara karşı seslerini çıkarması gerektiğini teşvik ediyordur.

Yazımı Atatürk’ün yine en sevdiğim sözlerinden biri ile noktalayacağım:

“Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder”.