Üyesi olmaktan büyük onur duyduğum Trabzon Barosu’nun, Ekim ayında yapılacak olan Olağan Genel Kurulunda, Baro Başkanlığına yeniden aday olduğumu belirtmek istiyorum. Son yıllarda ülkemizde Yargı Bağımsızlığı, Barolar ve Avukatlık mesleği büyük yaralar almıştır. Yargıya güven azalmış, Barolar bölünmeye çalışılmış, avukatlık mesleği tartışmaya açılmış ve sıradanlaştırılmıştır. Yaşadığımız sorunlarla mücadelede, diğer barolarımızla birlikte, üyelerimizden aldığımız güç ve destek sayesinde iki dönemdir gururla başkanlığını yaptığım Trabzon Barosu da ön saflarda yer almıştır. Geçmişte olduğu gibi, ekip ruhuyla hareket eden, tüm Baro üyelerini kucaklayan, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını savunan, insanların temel hak ve özgürlükleri için mücadele eden, en önemlisi de Avukatların ve Savunmanın hakları için çalışan GÜÇLÜ YÖNETİM-GÜÇLÜ BARO sloganı ile tekrar yola çıkıyoruz. Görev yaptığımız dört yıllık dönemde, hem içeriden hem de dışarıdan saldırıya uğrayan mesleğimizin korunması ve sorunlarının çözümü için ekip olarak mücadele ettik. Yargının üçlü sacayağı denilmesine rağmen Sav - Savunma – Yargı arasındaki ilişki maalesef eşit hale getirilememiştir. Yargı bağımsızlığı ve güvencesi için hukuk ve adalet adına her zaman destek verdiğimiz hâkim ve savcıların bir kısmı ne yazık ki avukatları kendileri ile eşit statüde görmemekte, hatta yok saymaktadır. Bu durumu engellemek adına her türlü mücadeleyi yaptık, seçildiğimiz takdirde yapmaya devam edeceğiz. Avukatlar sadece savunma görevini yerine getiren kişiler değildir. Hukukun üstünlüğünün sağlanması, gerçek demokrasinin tüm unsurları ile hayata geçirilebilmesi için toplumda önder olan kişilerdir. Temel insan haklarının korunması ve adaletin tecelli ettirilmesi konularında toplumu bilinçlendirme gibi son derece önemli bir SORUMLULUĞUMUZ bulunmaktadır. Avukat sadece bürosunda ve adliyede görev yapmaz. Biz Avukatlar yaşamın her alanında toplumun içinde ve önünde olmamız gerekmektedir. O nedenle hedefimiz yeni dönemde de TOPLUMA ÖNDERLİK etmektir. Bu sorumluluğun bilinciyle yeniden aday olduk. Biz hukukçular yeni hukuk fakültelerinin artmasından sevinç duyacak yerde üzüntü duyar hale getirildik. Sayımız her geçen gün artmaktadır. Hizmet alanımızın daraltılması nedeniyle ekonomik kaygılarımız mesleki kaygılarımızın önüne geçmiştir. Oysa bir hukukçu ekonomik sıkıntı yaşamamalı, kaygı içinde olmamalıdır. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi yeni dönemde de tüm barolar el ele vererek iş alanlarımızın genişletilmesi için mücadele edeceğiz. Ülke olarak Hukukun Üstünlüğü ve Hukuk Devleti kavramlarının tartışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir dönemde Barolar topluma karşı daha da sorumludur. Baro olarak bu sorumluluklarımızı yerine getirirken susamayız, susuyormuş ya da konuşuyormuş gibi de yapamayız. Hukuki konularda her kesimin konuştuğu bir süreçte Baroların görüş belirtmemesini tarafsız kalmakla açıklayamayız. Trabzon Barosu; önce avukatların, devamında Yargının konuşan yüzü olmalıdır. Hukukun Üstünlüğüne, Hukuk Devletine inandığını korkmadan söylemeli, haksızlıklar karşısında mücadele etmelidir. Ancak etkin, konuşan bir Baro mesleğimize yönelik saldırıları, hukukun üstünlüğü ilkesini zedeleyen davranışları önleyebilir. Biz Avukatlar, mesleğimizde “Etkin” ve “Önder” olmaya çalışırken, mesleki örgütümüz olan Baro da etkin olmalı, önder olmalıdır. Görev aldığımız 4 yıl boyunca bu anlayışla hareket ettik bundan sonra da bu anlayışımızı artırarak devam ettireceğiz. Etkin ve saygın bir baro olarak sadece ilimizde, bölgemizde değil, Türkiye Barolar Birliği nezdinde de ses getiren bir Baro, ne yaptığı, ne söylediği izlenen, sözü dinlenen bir Baro olmaya devam edeceğiz. Birlikte çalışmaya, dayanışmaya, demokrasiye inanan, meslek sorunlarının çözümü için projeler üreten, DENEYİMLİ – HEYECANLI ekibimizle tekrar yola çıkıyoruz.. Saygılarımızla,