Anayasanın bu hükmüne bağlı olarak çıkarılan 4342 sayılı Mera Kanunu’na göremera ve yaylak mera alanları öncelikle hayvancılık amaçlı hayvanların otlatma ve ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanılan taşınmazlar olup, öncelikle küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığıngeliştirilmesi için planlanmalıdır.
İlimiz ve Ülkemizde turizm faaliyetlerinin önemi gün geçtikçe artmakta olup Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki yaylalar ciddi önemkazanmıştır. Yayla turizmi, ekolojik kaynakları mutlak korumak ve diğer çevresel etkileri de dikkate alınarak entegrasyonu saylayacak şekilde kamu tarafından ekoturizmmi öne çıkaracak planlar hazırlanmalıdır. Bütün bunlar yapılırken Anayasanın hükmüne bağlı olarak çıkarılan 4342 sayılı Mera Kanunun emrettiği hususlar dikkate alınmalıdır. Hayvancılığı olumsuz yönde etkileyecek hususlar göz önüne alınarak atıl alanlar belirlenerek ilgili kurumlardan alınacak gerekli izinlerden sonra planlama faaliyetlerinin başlatılması gerekmektedir.
Turizm amaçlı faaliyetler mera ve yaylak alanlarında planlanacak ise öncelik hayvancılık amaçlı kullanılamayacak alanlar tercih edilmelidir. Bu alanları belirlemek için komisyonlar oluşturulmalı komisyonca yapılacak olan araştırmalar sonucunda hayvancılığı olumsuz yönde etkilemeyecek alanlar belirlenerek bu alanları turizm alanı olarak ilan edilmelidir. Böylelikle yapılacak olan bu çalışmalar ile gerek turizm alanları gerekse hayvancılık yapılan mera ve yaylak alanları bir birinden ayrılarak gerek turizm faaliyetleri gerek hayvancılık faaliyetleri bir birinden bağımsız olarak yürütülmesi sağlanmış olacaktır.
Yayla turizmi kapsamında yapılacak çalışmalar planlama ilkeleriyle oluşturulmalı, bu süreçte alanın fiziksel ve kültürel alt yapısı öncelikle belirlenmeli, taşıma kapasiteleri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Mevcut haliyle yayla şenlikleri tamamen kültürel etkinlikten çıkmış neredeyse panayır düzeyine gelmiştir. Bu konu ile ilgili toparlayıcı ve tamamlayıcı çalışmalar yapılarak turizm ekonomisindeki yerinin belirlenmesi, hedeflerinin ortaya koyulması gerekmektedir. Yayla şenliklerinin her birinin ayrı bir hikayesininayrı bir kültürünün olduğu unutulmamalıdır. Her birinin incelenerek bütüncül bir yaklaşımla yeniden tanımlanması ve bu verilerle yeniden planlanıp organize edilmesi gerekmektedir.
Yayla turizmi alanında hedefler belirlenirken turizm planlamasının önemini bir kez daha vurgulamak isteriz. Turizmdeki hedefleri ortaya koyarken öngörülen turist sayısını, alanın taşıma kapasitesini, halkın katılımı vd. etkenleri tespit ederek gerçekçi bir planlama yapılmalı ve bütün projeler bu planlama doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. Kış aylarında, kayak ve kış turizmine yönelik kayak tesisleri, yürüyüş rotaları gibi planlamalar yapılmalıdır.