BASIN AÇIKLAMASI

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri, sizleri en kalbi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Ülke gündeminde yer alan son siyasi gelişmelerin yanında, aday adaylığımı da değerlendireceğim bugünkü basın toplantımıza hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Türkiye'nin bu sancılı sürecinde, milletimizin yaşadığı bunca güvensizlik ortamında bile siz basın mensuplarının kamuoyuna verdiğiniz güven duygusundan, tarafsızlık konusundaki hassasiyetinizden dolayı, bir eğitimci yazar yani sizlerden biri olarak sizlere tekrar tekrar teşekkür ediyorum...
Sayın Basın Mensupları,
Türkiye, belirsizliklerin kol gezdiği, yüksek risk ve tehlikelerin hakim olduğu kabus dolu bir süreci yaşamaktadır.
Milletimizin gelecek umutları kararmakta, huzur ve selamete açılan tüm yollar yavaş yavaş kapanmaktadır.
Sorunlar gittikçe yoğunlaşmakta, kutuplaşma gün be gün kemikleşmektedir.
Milli birliğimiz devamlı surette hasar almakta ve hırpalanmaktadır.
Yanlış yönetimle Türkiye’nin tarihsel yürüyüşü sakatlamakta, Türk Milletine kötülük üstüne kötülük yapılmaktadır.
Sizlerin de bildiğiniz üzre ; ekonomik sorunlar, işsizlik, üretimsizlik birbirine eklemlenerek toplumsal cinnet oluşturmakta, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaktadır.
Sözde barış için çalıştıklarını ifade edenlerin Milletimizin artık sabrının tükendiğini iyi görmeleri hatta yakasından düşmesi gerekmektedir..
Çözüm süreci denen zillet tüm hızıyla sürdürülürken, son 3 yıldır olduğu gibi bu Nevruz’da da Türk milletinin gururuna dokunacak bir tablo ortaya serilmiştir.
Önce İmralı canisi tarafından hazırlandığı ve 10 maddeden oluştuğu söylenen sözde silahsızlanma çağrısı, PKK’nın yan kolu HDP tarafından geçtiğimiz hafta gözlerimizin önünde Kandil’e ulaştırılmış, sonrasında da müzakerelere geçileceği, yani fiilen yapılan pazarlıkların resmiyete döküleceği iddia edilmiştir.
Ancak terör örgütünden silah bırakma yönünde bir hareket görülmediği gibi, tehditkar ve hadsiz söylemlerden başka bir şey de duyulmaktadır.
21 Mart’ta , İmralı canisinin sözde Nevruz mesajı, Diyarbakır’da adeta gövde gösterisi niteliğindeki bir kalabalığa sahne olan meydanda canlı canlı okundu. Terör örgütü paçavraları ve terörist başının posterlerinden başka bir şeyin görülmediği meydanlarda, milli birlik ve kardeşlik adına hiçbir şey yoktu.
Değerli basın mensupları,
Ülkemiz neredeyse her konuda kötü yönetilirken, maalesef bu kötü yönetiminden Trabzon'umuzda fazlasıyla nasibini almıştır.
Karadeniz’in en gelişmiş şehri olması gerekirken, sorunlar yumağı içinde cebelleşiyor ve yapayalnız bir şehir görüntüsü veriyoruz. Gençliğimiz, işsizlik ve eğitim sorunuyla, kadınımız, yoksulluk ve şiddet sorunuyla, sağlık, kalitesizlik ve pahalılık sorunuyla, iş adamımız, üretim, ulaşım ve pazarlama sorunuyla, esnafımız, siftahsızlık ve iflas sorunuyla, köylümüz yanlış tarım politikaları sonucu göç sorunuyla mücadele ederken, çözüm üretmesi gerekenlerin hala yaylalar ve yollar üzerinden rant peşinde koşması oldukça düşündürücüdür.
Önce Trabzon'umuzu, sonra da ülkemizi işte bu sorunlar yumağından kurtarmaya; ben Hayriye Nurcan Yazıcı, hem şahsım hem de partim adına talibim.
Yirmi üç yıllık öğretmenlik yaşamım boyunca, sivil toplum örgütlerinin gönüllüsü olarak çalıştığım esnada, on yıldır da yazar ve siyasetçi kimliği ile verdiğim emeğe siz basın mensubu arkadaşlarımdan gördüğüm ilgi, destek ve yardımların aday adaylığım süreci içinde de devamını diliyorum.
Özellikle, Trabzon kadınının, gencininin, yaşlısının, köylüsünün, iş adamının, yaylasının, ırmağının, ağacının, çayının- çayırının, balığının-fındığının temsilcisi olma noktasında çıktığım bu kutlu yolda sesim olacağınıza inancım tamdır.
Ben çıktığım bu yolun,talip olduğum bu makamın kutsaliyetinin ve mesuliyetinin farkındayım. Görev sorumluluğunun ve eser bırakabilmenin şuurundayım. Şehrime ve milletimize hizmet etme inancındayım. Bu talebimin gerçekleşmesi; nihayetinde de insanımıza hizmet, umut ve sevgi olarak geri dönmesi için elimden geleni yaparken bir kez daha sizlerinde yardımını talep etmekteyim.
Değerlerine sahip çıkma kararlığında olan Türk milletinin, Sayın Dr. Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP'ye tam olarak güven ve sevgi duyduğunu gören güç sahiplerinin koltuklarını koruma çırpınışları artık boşunadır, diyorum.
7 Haziran'da milletimiz derin bir nefes alacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın!
Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyor; basın toplantımıza teşrif ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak diyorum ki:
İşimiz helal gücümüz hilal
Yanımda ve bizimle olun değerli basınımız...
Bizimle Yürü Trabzon! Bizimle Yürü Türkiye!
Cenabı Allah hepinizden razı olsun.