Bakan Soylu ; Uyuşturucuya Savaş Açtı 
Haber : Ömer Altıntaş   www.trabzonhaber24.com


 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kaçakçılık, İstihbarat ve Koordinasyon toplantısında konuştu. Bakan Soylu Özetle Şu ifadeleri kullandı:  21. yy’un teknolojik seviyesi, medeniyet seviyesi bizlere yeni fırsatlar ve imkanlar sundu. Ama aynı ölçüde yeni tehditler sunmaktadır. Suçu önlemek adına yeni cihazlar, yeni tehditler sunan 21. yy modernizmi, aynı zamanda yeni suç türleri, yeni suç aletleri ve izlere yeni suç sahaları sunmakta. Korsanlık dünya üzerinde var olan suçtur. Siber korsanlık veya bilgisayar korsanlığı modern dünyanın armağanı. İçki, sigara kaçakçılığını biliyorduk ama biyo kaçakçılık denilen şeyle yeni tanıştık.  Eskiden teröristlerin kamplarda eğitimi aldıkları bir çok bilgi bugün maalesef internet dediğimiz mecrada eğitim videoları ile paylaşılıyor. Kurt ve kuzu aynı kaynaktan su içiyor. Burada 2 seçeneğimiz var. Elbette bu meselede bu kaynakları, gerek suç işleme kaynaklarının tüketilmesine yönelik adımımızı hep beraber ortaya koyacağız. Fakat biz devletiz. Vatandaşımız bizden hizmet beklemekte. Çocuklarımızı nesillerimizi her türlü kötülükten korumakla mükellefiz. Dolayısıyla kuzu gibi beklemek lüksümüz yok. Suçlunun bir adım ilerisinde olmak, devletin bütün gücünü kullanmak, bu ülkeyi 4 tarafından sarmış şer odaklarına göz açtırmamak bizlerin tek seçeneği.  PKK terör örgütünün en önemli finans kaynaklarından biri uyuşturucu ticareti olduğu hepimizin malumu. Rakamın yıllık 1,5 milyar dolar olduğu tahmin edilmekte. Türkiye üzerinden gecen uyuşturucunun piyasa değeri yılda yaklaşık 40 milyardır… Sigara tüketiminin yılda yüzde 15’i kaçak sigaradan oluşmakta.  Türkiye elbette kaçakçılıkla mücadelede iş yükü ağır ülkedir. Coğrafya olarak dünyanın batıya açılan kapısı konumundayız. 3 tarafımız denizlerle çevrili. Suriye ve ırak sınırında devlet otoritesi konusunda ciddi sıkıntılar var. Terör tehlikesi hala sürüyor. Bunun getirdiği göç dalgası nedeniyle hem hedef hem de geçiş konumundayız. Doğudan batıya doğru bir göç akışı söz konusu. Bu akışın içinde uyuşturucu, insan, tarihi eser, kaçakçılık konusuna girebilecek ne varsa altını çizmek gerekir ki hepsi var.  Bütün bu şartlara rağmen ülkemiz kaçakçılığın her yönüyle başarılı şekilde mücadele ediyor. Ülkemizin uyuşturucu ile mücadelede gösterdiği başarılı çalışmalar uluslar arası rapor ve bültenlere aynı şekilde yansımıştır. 2014 yılında küresel düzeyde yakalanan eroinin yüzde 16’sı Türkiye tarafından ele geçirildi.  Avrupa ile batı ile bizim özellikle uyuşturucuya bakış açısı arasında ciddi fark var. Onlar bir suç meselesi olarak görmüyor. Neredeyse yaşam biçimlerinin bir noktasına iliştirmişler, en kabası olarak söylüyorum sağlık meselesi.. 10 yıllardır Türkiye’yi uyuşturucu açısından bir geçiş ülkesi olarak nitelendirdiler. Batı bu konuda bizi hep aldatmaya çalıştı. Onların yaptıklarının kat ve kat fazlasını bu transferde yakalayan bu konuya ciddi şekilde üzerine giden güvenlik güçlerimizle önemli başarılar elde ettik. Ya sentetik uyuşturucular konusunda batı hiçbir şey yapmıyor.  Bonzai denilen bela ile karşı karşıyayız. Bu doğudan gelmedi. Sentetik uyuşturucular batıdan geliyor. Hiçbir şey yapmıyorlar. Bizim sırtımızı sıvazlıyorlar. Batının bu yaklaşımını şiddetle kanıyorum. Terör neyse bizim için uyuşturucu odur.  Terörle mücadelede hangi mantığı ortaya koyuyorsan, uyuşturucu satısını gördüğünde acımayacaksınız. Çocuklarımıza okulların etrafında uyuşturucu satmaya çalışanları gördüğünüz anda ona insan muamelesi yapmayacaksınız. Herkesin bu konuda ailelerin annelerin, babaların talepleri ve feryatları var. Devlet dediği kuruma emanete diyor. Biz sırtımızı dönemeyiz. Dağa götürülen, çocuk teröristlerden ne kadar endişe, ızdırap duyuyorsak, çocuklarımıza bir takım torbalar içinde uyuşturucu satmaya çalışan kim varsa teröriste hangi muameleyi yapıyorsan onlara da aynı muameleyi yapacaksın. Bu konuda özellikle kaçakçılık ve organize şebekeleriyle ciddi mücadeleyi ortaya koyacağız. Uyuşturucunun bir yerde satılmış olduğunu duyupta, orada satanlara gereğini yapmıyorsanız bu milletin sizde hakkı olsun. Bu önemli bir şeydir. Hiç tepelerine binmek gerekir. Bonzaide ki yakalamalarda 382 kg’a kadar gelmişiz. Bu hem ucuz hem de rahat ulaşılabilir bir şey. Bizin en önemli mücadele alanlarımızdan bir tanesi de bu bonzaidir…  Bir de açık dert vardır. Açık kıyılmış tütün. Bu da başımıza dert olarak çıkmaktadır. Bizim yapmamız gereken onların bulunduğu her alana set çekmektir.  Uyuşturucu ile mücadele konusunda devletimizin kararlılığı, ciddi mücadele ili devam etmektedir. Uyuşturucu ile mücadelede muhakkaktır ki kanuna ve hukukun temel ilkelerine ihtiyaç var. Şimdi Adalet Bakanlığı ile birlikte Türkiye’de uyuşturucu mücadele taslağını bir noktaya getirdik. Önümüzde ki Şubat ayı içinde bütün bakanlıklar, konunu taraflı kampa girecek. Türkiye’de yeni bir adım atılacak. Uyuşturucu ile mücadele kanun taslağı hükümetimize sunulmak üzere tüm kurum ve kuruluşları ile şekillenecektir.   Birinci tehditleri doğru şekilde tanımlamalıyız. Mücadele ilkelerimizi doğru şekilde tanımlamalıyız. Hedeflerimizi doğru şekilde tanımlamalıyız.  El Yapımı Patlayıcılar bu da başımızda ki yeni dertlerden, belalardan bir tanesi. Dünyada bununla uğraşıyor. 4,5 ay zaman diliminde İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Belki de en çok ilgilendiğim konulardan biri bu.. Dünyada nasıl tedbir alınıyor, başka ülkelerde nasıl tedbir alınıyor. Bu EYP’leri uzaktan tespit edilen teknoloji tam anlamıyla yok. Tedbirlerinizi ortaya koymakta, bir takım gözlemlerinizi, analizlerinizi, teşhislerinizi, izlemelerimizi en iyi şekilde yapmakta elbette kararlı olmalıyız.  Gübre konusunda aldığımız tedbirler, merkezlerin kamerayla izlenmesi.. Orada ki kare kodların çok yakın zaman içinde sağlanması.. Kime ne kadar gübre verildiğinin bilinmesi bizim açımızdan, tedbirleri almamız açısından büyük önem taşımaktadır.  Hain yapıyla karşı karşıya olduğumuz apaçık ortada. Bu konuda ihanet anlayışı içinde olduklarını hepimiz biliyoruz. Normal zaman diliminden geçmiyoruz. Şunu sizden istiyorum. Çok farklı bileşenleri olan yapıyla mücadele ediyoruz. Bunu normal olarak değerlendirirsek, 8-5 mesai içinde gerçekleştirebileceğimizi düşünürsek, Türkiye’ye güvenlik birimlerimiz 24 saat çalışmak, sürekli yeni tedbirler geliştirmek zorundadır.  Eğer sıradan çözümler üretirsek, bu uğraştığımız işleri bu organize suçları tamamının aklı bir birine transfer olarak nitelendirilmekedir.  Bazen bu bürokrasi canımızı okuyor. Bir yazı yazdığınız, tehlikeli gördüğünüz andan itibaren nereyle ilgiliyle direkt ilgilisini aramak en doğru çözüm olur. Yazınızı yazın ayrı bir şey ama bununla ilgili kaybedeceğimiz zaman, ya canımıza ya da bizim bize olan özgüvenimize mal olabilir…