Öncelikle Trabzonsporumuzun Kurucu Başkanları Sayın Ali Osman Ulusoy ve Sayın Rıfat Dedeoğlu’nu, kurucu üyelerimizi, bu şanlı kulübü bir çınar ağacı haline getirerek bütün dünyaya dallarını uzatan değerlerimizi saygıyla selamlıyorum. 53 yıl önce bugün, Trabzon kentini Türk spor tarihinin altın sayfalarına taşıyacak bir olay gerçekleşti: Çok sevdiğimiz, adını kalbimize altın harflerle işlediğimiz Trabzonspor kuruldu. Kulübümüzün kuruluşu, filmlere ilham verebilecek denli enteresan bir öyküye sahip. Büyük zorluklar içinde, kavgalar verilerek kurulan bu kulüp, zaman içinde bu kentin futbol sevdalısı gençlerinin elinde büyüdü ve Trabzon’u sadece Türkiye’ye değil; tüm dünyaya duyurdu. Trabzonspor, kurulduktan 7 yıl sonra İkinci Lig şampiyonu oldu. Ve Bordo-Mavililer, o dönemki ismiyle Birinci Lig’e çıktıktan yalnızca 2 yıl sonra, şampiyonluk meşalesini Anadolu’ya taşıyan ilk kulüp olarak Türkiye’nin en büyüğü olmayı başardı. Anadolu’da bir ihtilal gerçekleştiren Trabzonspor’un ne acı gerçeğidir ki; kulübümüz uzunca bir müddet kendi benliğini yitirerek asıl olan rotasından çıktı. Onu yönetenler işin kolayına kaçtı ve ‘başkalarının’ dümen sularına girmeyi tercih etti. Halbuki bizi biz yapan değerlere sahip çıkmak ve bunu da nesilden nesile aktarmak zorundayız. Son yıllarda içinde bulunduğumuz dönüşüm işte böyle bir anlayışın karşılığıdır. ‘Karadeniz Fırtınası’nın 53. yaşına girdiği bugün, böyle büyük ve onurlu camianın bir parçası olmaktan ve bu kulübe ‘Başkan’ unvanıyla hizmet ediyor olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Sizlerle birlikte yaşayacağım ve Trabzonsporumuzu zirveye beraber taşıyacağımız nice senelerimiz olsun diyor, Yönetim Kurulumuz adına siz taraftarlarımıza en derin şükranlarımı sunuyorum.