Bugün burada son sözleri ‘Ölmek İstemiyorum’ olan Emine Bulut ve öldürülen tüm kadınlar için buluştuk. Bu ülkede, bir kadın 10 yaşındaki kız çocuğunun ‘anne lütfen ölme’ feryatları arasında eski eşi tarafından öldürüldü. Bunları kadınlara reva görenler utansın. Bu ülkede kadınlar ne yaşıyor, o çok önemsediklerini söyledikleri çocuklar ne yaşıyor herkes görsün. Yetkisi olup, kadın cinayetlerini durdurmak için kılını kıpırdatmayanlara, Emine’nin 'Ölmek İstemiyorum' sözlerini hiçbir zaman unutturmayacağız.


Emine Bulut’un öldürülmesi, ülkemizdeki kadın cinayetleri gerçeğini tüm açıklığıyla gözler önüne serdi. Kadınlara reva görülen şiddet en ağır, en vahşi biçimiyle maalesef bir kez daha karşımızda. Bu ülkede kadınlar yaşamak istiyor, yaşamak. En temel insan hakkı olan yaşamlarını istiyor.
Bu ülkede kadınlar ölmemek için yıllardır mücadele ediyor. Peki ya devlet ne yapıyor? Savcısı, hakimi, kolluk güçleri, hakimleri, bu ülkenin bakanları, cumhurbaşkanı; bu ülkede kadınlar öldürülürken ne yapıyorsunuz? Daha neyi bekliyorsunuz? Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Emine öldürüldükten sonra sadece ‘sıfır tolerans anlayışıyla davaya müdahil olacağız’ diyerek bu işin içinden sıyrılamaz. Ya bu ülkede kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı sıfır tolerans politikasını tamı tamına uygulayacaksınız, ya da o koltuklarda oturmayacaksınız.
Kadın Cinayetleri Önlenebilir
Kadın cinayetleri, kadınların her gün yaşadıkları şiddet; kadin cinayetlerine, kadına yönelik şiddetin çözümü olan İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı koruma kanununa, kadınların nafaka hakkına yapılan saldırıların; kadınların boşanmasının zorlaştırılmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ortadan kaldırılmaya çalışılmasının, kadın düşmanı politikaların  sonucudur.
İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı kanuna saldırıyorsunuz; ‘yuva yıkan yasa’ diyorsunuz. O yasalar kadınlar yaşasın, şiddet görmesin diye çıkan yasalar. Kadınların hayatta kalması için bir şifre. Artık herkes kararını verecek; ya kadınların öldürülmeden, şiddet görmeden yaşamaları için kadınların yanında yer alacaksınız; ya da saldırılarınıza devam edip Emine Bulut’u, Özgecan Aslan’ı öldürülenlerin yanında yer alacaksınız. Kadın cinayetleri afet değildir, kadın cinayetlerini durdurmak mümkündür.  Kadın cinayetlerini durdurmak için somut adım atılmadan geçen bir gün bile artık fazla.
Yıllardır söyledik, mücadelesini verdik; elbette ki mücadeleye devam edeceğiz. Artık Hükümette kadın cinayetlerini durdurmak için siyasi iradesini ortaya koymalıdır. Kadın cinayetlerinin reçetesi eşitliktir, eşitliğin sağlanması için izlenecek politikalardır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı koruma kanununu etkin bir şekilde uygulanmalıdır. İstanbul Sözleşmesinin sunduğu,
Şiddeti önleme,
Şİddetten koruma,
Etkin kovuşturma
Kadınları güçlendiren politika yükümlülükleri yerine getirmelidir.
Nasıl ki, Özgecan’ın öldürülmesi kadınların mücadelesi için bir dönüm noktası olduysa, Emine’nin öldürülmesi de kadın cinayetlerinin son bulmasında bir dönüm noktası olsun. Çocuğunun gözleri önünde öldürülen, “ölmek istemiyorum” diye haykıran Emine Bulut bu ülkedeki tüm kadınların çığlığıdır.  Son sözleri tüm kadınların sözüdür. Bizi çözüme kavuşturacak ise ancak ve ancak sürekli ve örgütlü mücadelemizdir. Mücadelemizle öldürülen tüm