CHP Trabzon Milletvekili Pekşen İspat Etsinler İstifa Edeyim 
Haber : Ömer Altıntaş  www.trabzonhaber24.com  
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Güzide Uzun, ilçe başkanlarının da katıldığı toplantıda konuşan Pekşen, Trabzon’da bir gazetede yer alan kendisinin Kızılay Hukuk Müşavirliği yaptığı dönemle ilgili ortaya atılan iddialara yanıt verdi.  Pekşen, kendisine Kızılay’dan vergi dışında ödenen paraların 3 milyon 424 bin ve dosyalardan kurum adına aldığı paralardan 392 bin liranın ödenmediği iddiasını yanıtlarken, bu iddiaları iler sürenlere de hodri meydan dedi. Kızılay’ın Hukuk Müşavirliği yaptığı dönemde, kuruma kazandırdıklarını sıralayan Pekşen, kendi dönemine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Raporunu ortaya koyarak, “Bu bahsedilen iddialardan tek bir cümle, Kızılay’ın benim hakkımda savcılıklara verdiği bir tane suç dilekçesi, bu veya benzeri konularda bir tane soruşturması, ya da benim hakkımda Kızılay’dan bahsedilmiş olan bir tek zimmet yargılama bulursanız, bir tane bu iddialara ilişkin dilekçe numarası dava numarası, bulunursa verilirse ben milletin vekili görevini yapmayı hak etmiş birisi olamayacağı için bu göreve devam etmem söz konusu olamaz. Bu beyaz kağıdı imzalayıp, TBMM’ye vereceğim ve Milletvekilliği görevine son vereceğim” dedi.  Pekşen, konuşmasına Kızılay’a kazandırdıklarını sıralayarak başladı. Pekşen, “Bugün maalesef kendimle ilgili bir konudan dolayı karşınızdayım.  Geçmişte neler yaptığımı anlatmayacağım. Böyle bir özelliğim de yok. Mücadelemin Türkiye’deki hukuk tarihindeki yerini az çok biliyorsunuz.  2006 yılında bir akşamüzeri o zaman Tekin Küçükali’nin daveti üzerine Kızılay’ın Hukuk Müşaviri olarak kendimi buldum. Hiçbir anlaşma olmaksızın. ‘Kızılay saldırı altında, yapılan saldırıyı püskürtmeniz gerekiyor. Bu devletin ricasıdır’ ile Kızılay Hukuk Müşavirliğine başladım. Başladıktan sonra 3 yıllık süre içinde Kızılay Hukuk Müşavirliği görevini daha fazla taşıyamayacağımı söylememe rağmen ardı ardına İçişleri Bakanlığı ricasıyla göreve devam ettim. 

O ZAMANKİ YÖNETİME MİNETTARIM

Başta Tekin Küçükali ve o zamanki yönetime minnettarım. Çünkü benim için önemli bir safhadır. Kızılay’da Hukuk Müşavirliği yaptığım 3 yıl içinde yalnızca Kızılay’a kazandırdığım gayri menkullerin o tarihteki değeri 4 milyar dolardır.  Ama orada kalmadı tabi Kızılay’ı tarihinde ilk defa benim Hukuk Müşavirliğim dönemimde Gayri Menkul Envanteri oluştu.  Yine bugün halen kullanılmakta olan Kızılay Tüzüğünü benim hukuk bürom yaptı.  Bugün dünyanın bir çok ülkesinde model olarak kabul edilen Kan Kanunu başta ben ve benim çalışma arkadaşlarımla ofisim yaptı. Şuanda Kızılay 2 milyon ünite kan topluyor. Bu toplanan kanlarla bir çok hastaya deva üretmeye çalışılıyor. 

VEKALET ÜCRETİNİ HERKES ÖĞRENMİŞ OLUR

Kızılay’a yetki veren dünyanın en başarılı 3 yardım kuruluşundan birisi olmayı sağlayan Kızılay Kanunu da Parlamentodan oy birliği ile geçirmiş hukukçu olarak konuşuyorum.  Kızılay’ın dünya, insani yardım kuruluşları içinde en başarılı 3 yardım kuruluşundan birisi olmasını sağlayan Ace, Pakistan Depremi müdahalesi sonrasında yapılan bütün hukuki yardımlarda hukuk müşaviri olarak görev aldım.  Bütün bunlardan tek kuruş para almadım.  Sonunda teşekkür yazısı bekliyorum.  Kızılay’a bağışladığım almadığım vekalet ücretini de herkes öğrenmiş olur” dedi. 

SAYINASIM AYKAN’IN DESTEĞİYLE REDDEDİLDİ

Pekşen, sözlerine şu şekilde devam etti: “Asım Aykan’a da teşekkür etmek istiyorum. Milli Afet Kanunu geldi. Gittik Kanuna bir baktık ki FETÖ’nün yardım kuruluşuna bizatihi Kızılay ile aynı yetkilerin sağlanması teklifi gelmiş. Devası bir yetki tanıyor. Bunun Cenevre, Birleşmiş Milletler Sözleşmesine aykırı olduğunu anlatmak için günlerce uğraştık. Sayın Asım Aykan’ın desteğiyle kanun geri çekildi. Aykan bir daha milletvekili olmadı.  FETÖ Saldırısı ile bir kez daha Kızılay karşı karşıya kaldı.  Kurban bağışlarını toplayıp, paraları nasıl paylaştıkları düzenle ilgili Ankara’da soruşturma açıldı. Defalarca Kızılay’a FETÖ saldırısı yapıldı. 

ABDULLAH GÜL TAKİP EDİYORDU.. 

Kızılay’da bizim çok önemli bir problemimiz var. Hukuk Problemi. Kızılay Meydanında bina.. Bende Kızılay Hukuk Müşavirliğine başladığımda bana bir tek şey söylendi “Bu binanın hukuki itilaflarını başka büro ile devam ettiriyoruz. Bu hukuki itilaflar konusuna siz karışmayacaksınız” “Neden” “Sayın Abdullah Gül takip ediyor” Çünkü önüme şöyle bir protokol geldi. Kızılay binayı o zamanki iş akdini sözleşmesini yerine getiremeyen firmaya verecek, 4 milyon dolar para verecek, iş bankasından o firmanın kullandığı 17 milyon dolar krediye kefil olacak, bu firmaya binayı 10 yıllığına kiraya verecek, inşaat bittikten sonra kira başlayacak. Biz bu dönem içinde yılda 2 milyon dolar kira alacağız. 

ARAYA HATIRLI İNSANLAR SOKTULAR

Buna hukuki olumlu görüş vermem rica edildi. Araya çok hatırlı insanlar soktular. Dedim ki, “Ben hacı Seyit’in oğluyum. Bu sözleşmeye protokole hiç kimse imza attıramaz. Atmak isteyen varsa atsın. Madem bu protokol birisinin imza atmasını istiyorsunuz, ben atmam. Bu protokole imza atanı Ankara Cumhuriyet Savcılığına taşırım” Sağ olsun Tekin Küçükali ve yönetimi arkamda durdu.  O 16 yıl sürmüş davaların hepsini elimin tersiyle ittim.  7 ay sonra dava Kızılay lehine sonuçlandı.  Sonra ne odu biliyor musunuz, o binayı Türk Kızılay’ı 165 milyon dolara kiraya verdi. Tek kuruş avukatlık ücreti almadım”

BAKIN İMZAYI ATIYORUM MİLLETVEKİLLİĞİ GÖREVİME SON VERECEĞİM

Pekşen, kendisi ile ilgili orta atılan iddialara ise, “Kızılay’ı Devletin en üst kurumu, Devlet Denetleme Kurumu denetler. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumudur… Benim dönemime ilişkin Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetme Kurumu Raporu… Bu bahsedilen iddialardan tek bir cümle, Kızılay’ın benim hakkımda savcılıklara verdiği bir tane suç dilekçesi, bu veya benzeri konularda bir tane soruşturması, ya da benim hakkımda Kızılay’dan bahsedilmiş olan bir tek zimmet yargılama bulursanız, bir tane bu iddialara ilişkin, dilekçe numarası dava numarası, bulunursa verilirse ben milletin vekili görevini yapmayı hak etmiş birisi olamayacağı için bu göreve devam etmem söz konusu olamaz. Bu beyaz kağıdı imzalayıp, TBMM’ye vereceğim ve Milletvekilliği görevine son vereceğim.  Ama 15 gün süre bittiğinde bu iddianın arkasındaki insanları ne yapacağınıza siz karar vereceksiniz. Bununla ilgili hukuksal süreci başlatacağım.  ama siyasi sonuçları olmalı. Trabzon siyasi tarihine bu olay geçecek. Hiç kimse, hiç kimsenin haysiyetine onuruna böyle alçakça saldırmamalı. Ben hazırım.  Bugün itibariyle 15 gün bekliyorum. Benim hakkımda Kızılay’ın açtığı dava, Haluk Pekşen’den alacağımız vardı beyanı bekliyorum. Ama şunu da rica ediyorum”