Türk-İş Trabzon İl Temsilciliği bugün sosyal mesafe kurallarına uygun Trabzon’un Atatürk Alanı’nda yaptığı basın toplantısında çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nı kutladı.

Türk-İş Trabzon İl Temsilcisi ve Yol-İş 1 Nolu Şube Başkanı Gökhan Gedikli buradaya yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

‘’BİDEN’İN SOYKIRIM SÖYLEMİNİ KABUL ETMİYORUZ’’

‘’Gönül isterdik ki 1 Mayıs’ı büyük coşkuyla kutlayalım. Ancak şu anda 1 Mayıs’ı amacına göre yad edelim.  Amerika başkanı Biden’i soykırım demesiyle birlikte bizim için bir anlamı olmayan bu lafı kabul etmeyeceğiz. Bizim için bir hükmü yoktur. İş kazalarında vefat eden işçi arkadaşlarımız ve güvenlik güçlerimiz için bir dakika saygı duruşunda durmayı davet ediyoruz’’

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

‘’Her iş yerinizden temsilen birer arkadaşımızı çağırdık. Sosyal mesafeye özellikle önem vermeye çalıştık. Alanlarda olmasakta her yerde birlikteyiz. Yaşamını emeğiyle sürdürmek zorunda olanlar kürsel salgın şartlarında fedakarca çalışanlara selam olsun. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramınız mübarek olsun’’

‘’KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN BEDELİNİ ÇALIŞANLAR ÖDEMESİN’’

‘’Kürsel ekonomik krizin bedelini yine çalışanlar ödemesin. Fedakarlık yine bizden beklenmezsin. Salgın herseye alt üst etti. Durumu fırsata çevirmek isteyenler ortay açıktı. Bugün her zamankinden daha fazla dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor’

‘’İŞÇİNİN GELİR GÜVENCESİ ZAYIFLATILDI’’

‘’1.5 yıldır şiddeti artan koronavirüs milyonlarca can aldı. Ülkemizde gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz. Bu gelişmeler emekçilerin birlikteliğini ortaya koydu. Salgın bazı iş verenleren bulunmaz bir fırsat verdi. Salgın işçi hak ve özgürlüklüklerine el uzatılması içni meşru gerekçe olarak görüldü. İşçinin gelir güvencesi zayıflatıldı’’

‘’İŞSİZLİK SORUNU RESMİ VERİLERE YANSIDI’’

‘’Salgın dünyaya başka bir gerçeği daha hatırlattı. Onlarca yıldır. Yok edilmeye çalışan sosyal devlet felsefesinin v varlığının önemi yiyici ray açıktı. Dünyanın yeni liberazmze teslim olduğu dönemde salgına karşı korunma ve destek önlemleri tartışma konusu oldu. Devasa boyulara gelen işsizlik sorunu resmi veriler yansıdı ve görünür oldu’’

ASGARİ ÜCRETİN YARISIYLA HAYAT NASIL SÜRDÜRECEKLER

‘’Çalışır gözüken ve ücretsiz izne çıkan milyonlarca çalışanın yaşamlarını asgari ücretin yarısıyla bir geliriyle nasıl sürdürecekler sorusu yanıtsız kaldı. Kısa çalışma ödeneği kapsamında emekçilere yapılan ödemeleri yeterli olup olmadığı yapılan sorusunun cevabı verilemedi’’

‘’AİLENİN BİR HAFTALIK MUTFAK MASRAFINI KARŞILAMASI ŞÜPHELİ’’

‘’Küçük işletmecilerin ve esnafların iş yerleri kapanmak zorunda kaldı. Ailenin bir haftalık mutfak masrafını karşılayacağı şüpheli olan bi meblağa ile yapılan yardım yeterli olmadı’’

‘’TÜM DÜNYADA BU SINAVDAN GEÇERLİ NOT ALAMADI’’

‘’Salgın tam anlamıyla sosyal devletin gücünü deneme sınavını aldı. Aralarında farklılık olmak kaydıyıla dünyanın hiçbir ülkesi bu sınavdan geçerli not alamadı. Emekçilerin büyük bir bölümü salgınla ve yoksululukla mücadeleyle bir başına kaldı. Bu durum ulus dil din teknik köken ayrımı gözetmeksizin salgının en ağır vurduğu kesiminin emekçilerin ve dar gelirlerlerinin olduğunu gözler önüne serdi’’

‘’SENDİKA EMEKÇİLERİ DAHA AZ HASARLA ÇIKTI’’

‘’Sendika emekçilerin örgütsüz ve kayıt dışı çalışanlara göre salgının olumsuz etkiliklerinden daha az hasarla çıkma imkanı sahip oldukları görüldü. Sendikasız güvencesiz işçiler ya işsizliğin yada yoksulluğa mahkum oldu’’

‘’SOSYAL DEVLET YENİDEN DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE HAYATA GEÇİLMELİDİR’’

‘’Bu sorunlarla mücadele için emekçilerin en önemli gücü örgütlenme ve sendikalaşmaktı. Sendikaların önemli savunam aracı sosyal devlet politikalarıdır. Artık terk edilmesi gereken yaklaşım ise yeni liberal yaklaşımdır. Bunu sağlayan yeni kesimlere adaletli dağıtılmalıdır. Sosyal devlet yeninden daha güçlü bir şekilde hayata geçilmelidir’’

''AZ KAZANANDAN AZ ÇOK KAZANANDAN ÇOK VERGİ ALINMALIDIR''

''Emekçilerin iş ve yaşam şartlarını iyileştirecek ekonomik ve sosyal politikalar öncelikle uygulanmalı, ücretli çalışanların vergi yükü düşürülmelidir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Eşit işe eşit ücret verilmeli, İş yerlerinde ücret adaletsizliği giderilmeli ve iş barışı sağlanmalıdır. Devam eden toplu iş sözleşmeleri müzakerelerindeki taleplerimiz karşılanmalıdır.''

''İNSAN YAKIŞIR İSTİHDAM ŞARTLARI SAĞLANMALI''

''İnsana yakışır istihdam şartları sağlanmalı, Taşeron çalıştırma kamuda ve KİT’lerde tamamıyla sona erdirilmeli, geçici olarak çalışan işçiler kamuda kadroya alınmalıdır. Bunun için bizler şimdiye kadar verdiğimiz mücadelenin daha büyüğünü vermeye hazırız… Bu mücadelenin uzun soluklu bir mücadele olduğunu da biliyoruz…''

ACİL ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR VE TALEPLER

Hemen çözülmesi gereken acil sorunlarımız için ise tespit ve taleplerimizi aşağıdaki gibi sıralıyoruz:

•    Üç ay daha uzatılan Kısa Çalışma Ödeneği uygulaması, salgın boyunca güçlendirilerek sürdürülmelidir.   
•    Ücretsiz izine çıkarılan emekçilere yeterli gelir desteği sağlanmalıdır.
•    17 Mayıs 2021 tarihine kadar uzatılan işten çıkarma yasağına rağmen 4857 sayılı İşKanununun 25 madde 2. fıkrasını muvazaalı bir şekilde uygulayan işverenlere karşı denetim ve yaptırım getirilmelidir. Kamuoyunda “Kod 29” olarak da bilinen bu muvazaalı uygulama ortadan kaldırılmalıdır. 
•    Bazı büyük işletmelerin “kalıcı uzaktan çalışma” uygulamasına geçeceklerini duyurmaları, uzun vadede yaşanacak hak kayıplarına neden olma tehlikesini de beraberinde getirmektedir.
•    Uzaktan çalışma uygulamasına yönelik düzenlemeler, uzaktan çalışanların ekonomik, sosyal ve sendikal haklarını gözeterek yapılmalıdır.
•    Salgının yayılım hızıyla aşılama hızı arasındaki dengesizlik mutlaka giderilmelidir. Fabrikalarda, bürolarda, her türlü kalabalık ortamda, fiziki temasın yoğun olduğu yerlerde çalışan emekçiler aşı programında öncelikli kapsama alınmalıdır.
•    Salgınla mücadelede sorumluluğun bireylere bırakıldığı bir yaklaşımdan, etkin ve önleyici toplumsal yaklaşıma geçilmesi bir zorunluluktur.
•    Toplumsal etkin ve önleyici salgınla mücadele programı, bireylerin salgına karşı mücadele isteğini de güçlendirecektir.

''DÜNYA BUGÜNE EMEKÇİLERİN OMUZLARINDA YÜKSELEREK GELMİŞTİR''

''Beş bin yıllık insanlık tarihi zorluklarla mücadeleler tarihidir. Bu zaman dilimi içinde sayısız savaş, hastalık ve kıyım görmüş insanlık her zaman, çalışanların, işçilerin, emekçilerin fedakârlıklarıyla yeniden ayağa kalkmıştır. Dünya bugüne geldiyse emekçilerin omuzlarında yükselerek gelmiştir. Salgın koşullarında da dünyayı işler halde tutan yine emekçilerdir. Emekçilerin yok sayıldığı, haklarının gasp edilmeye çalışıldığı, güvencesizliğe, işsizliğe ve sefalete mahkûm edildiği bir dünyada ne salgınla mücadele edilebilir ne de hayat sürdürülebilir. Geçmişte olduğu gibi bugün de emekçiler, verecekleri mücadelelerle tüm insanlığa güzel günleri getireceklerdir. Yaşasın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü''