Maliyet endişesi yaşamadan devletin bizzat arz ve talep dengesini sağlaması gerektiğini belirten Örs, “Devletin görevi hiç şüphesiz önce vatandaşlarının sağlığını ve hayatlarını korumaktır. Tüm dünyada yaşanan salgınla boğuşan bütün ülkeler, bir yandan da kapsamlı ekonomik tedbirler almaktadır. Ekonomide alınacak önlemlerin başında mevcut ekonomik işleyişin devam etmesi ve ekonomide yavaşlamanın önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınması son derece önemlidir. Bütün ekonomilerde ilk yapılması gereken şey, maliyet endişesine bakılmaksızın tüketim mallarının arz ve talebinde dengeli bir akışı devletin bizzat sağlamasıdır.” dedi. Açıklamasının devamında kamuoyuna ilan edilen tedbirleri değerlendiren Milletvekili Hüseyin Örs, sözlerine şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan ve kamuoyuna ilan edilen “Ekonomik İstikrar Kalkanı” adı verilen ekonomik tedbir paketinin bütün vatandaşlarımızı kapsayan ve toplumsal anlamda adil nitelikte olması; ülkemizin ve milletimizin içinde bulunduğu bu kriz döneminde ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve sıkıntıya düşmemesi en temel beklentimizdi. Ama görünen o ki; kırılgan bir ekonomiye sahip ülkemizde “günü kurtarmacı” ekonomi anlayışı beklentileri karşılamayacağı gibi milleti ekonomik anlamda dar boğaza sokacaktır. Yaşanan olumsuz koşullardan olumsuz etkilenecek ve nakit akış dengesi bozulacak olan işletmeler, esnaflar, ertelenen borçları hangi kaynaklarla, nasıl ödeyecek? Yaşanan karantina uygulamaları sonrasında işleri duran esnafımıza, arayı kapatma imkanı verilmesi gerekir. Bunun için ertelenen kamusal yükümlülüklerin ödemeleri için, 1 yıl üzerinden vade farkı olmaksızın taksitlendirme imkanı sağlanması en azından bir nefes almalarına neden olacaktır. Bu tür sancılı süreçlerde, işletmelerin ayakta kalmalarını sağlamak önemli olduğu gibi; aynı şekilde, vatandaşlarımıza yönelik gelir akışının, kesilmeden artırılarak devam ettirilmesi de hayati öneme sahiptir. Bu çerçevede, tüketiciye yönelik de finansal destekler sağlanarak, piyasanın ayakta tutulması gerekmektedir. Bunun yanında, tüketimi canlı tutmak için tüm ürünlerdeki KDV oranlarının da Haziran ayı sonuna kadar sıfırlanması, yılın geri kalanında ise yüzde 50 indirimli uygulanması elzemdir. Ücretsiz izne çıkarılan, yevmiye ile çalışan, maaşı yaptığı satışa bağlı olan vatandaşlarımızın olduğu da unutulmamalıdır. O yüzden, onların da kredi kartı, tüketici ve ihtiyaç kredi ödemelerinin 3 ay ertelenip, yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Elektrik, doğalgaz, su ve internet faturalarının da bir süre ertelenmesi, bu hizmetlerdeki vergi yükünün de bu süre zarfında kaldırılması ülkemiz ve vatandaşımızın hayrına olacaktır. Bu şartlarda özel sektördeki maaş ödemelerinin kesintisiz yapılması zor. Bu çerçevede, Kısmi Çalışma Ödeneği özelinde yapılan değişiklik, olumlu ama yetersizdir. Düşük faizlerle kredi verip vatandaşlarımızı daha da borç bayağına sürüklemek yerine tüm çalışanlarımızın bu kapsama alınarak işsizlik sigorta fonunun kullanılması için kolaylık sağlanmalıdır. Temel emekli maaşının 500 lira arttırılarak 1500 liraya güzel bir adım ancak daha kapsayıcı ve hakkaniyetli olması için, bütün emekli maaşlarına aynı şekilde 500 lira zam yapılması ve muhtaç aylıklarının 1500 liraya çıkartılması gerekmektedir.” Açıklamasının son bölümünde Türkiye’de vergi tatili ilan edilmesi gerektiğini vurgulayan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Dr. Hüseyin Örs, “Ekonomide hiçbir sektörü birbirinden ayırmamız mümkün değildir. Çünkü ekonomik olarak yaşanan bir kriz, bütün ekonomiyi etkiler. Yaşanan bu kriz ortamında uygulanacak tedbirlerin ayırt edilmeksizin bütün sektörleri ve sektörlerdeki bütün kurumları, işletmeleri ayakta tutması, tüketici konumundaki vatandaşlarımıza da daha da sıkıntıya düşmemesi adına maddi yardım yapılması ve böylelikle arz talep dengesi korunması gerekmektedir. Vergi ödeme yükümlülükleri; mali müşavirler, maliye çalışanları ve bütün paydaşları ile beraber Türkiye, iki ay vergi tatili yapmalıdır.” dedi.