CHP Genel Merkezi tarafından gönderilen açıklamayı okuyan Uzun, Suriye’de 2011 yılından bu yana yaşanan süreci ve CHP’nin barış ortamı sağlanması için yaptığı çalışmaları anlattı. Uzun, “Suriye’de Mart 2011’den bu yana süren savaş, bir yandan bölgemizin istikrarı bakımından yeni tehditler üretmeye devam ederken, Suriye’yle birlikte ülkemizi kanatmaktadır” dedi. Sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’de yaptığı olduğu Grup Konuşmasından alıntı yaparak devam eden Uzun, CHP’nin Mart 2011’den bu yana yaptığı çalışmaları 9 maddede sıraladı. Türkiye’nin çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefi altında olduğuna dikkat çeken Uzun, “Ülkemiz içinde teröre karşı sürdürülen mücadelenin sınırlarımızın ötesinde sürmesi ise, uluslararası anlaşmaların ve angajmanların sağladığı bir haktır. Bu bağlamda Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye toprakları üzerinde sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz. Ancak terörle mücadelenin Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız. Aklımızdan çıkarmamamız gereken bir gerçek var, o da Suriye’nin barışı ile Türkiye’nin huzurunun iç içe geçmiş olduğudur” ifadelerini kullandı. Suriye için, Türkiye için barış için ne yapılması gerektiğini ise Uzun, 4 madde halinde şu şekilde sıraladı: “Ankara ile Şam arasında ki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye’nin geleceğine ancak Suriye halklarının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız. ABD ve Rusya’nın çıkarları arasında savrulmamamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik, iyi komluşuluk ilişkilerine dayanan bütünlüklü, uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye yönetimi başta olmak üzere; uluslararası hukuku ve ilişkilere dayalı, musluğu olan bütün aktörlerle tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız. Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra, ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz”