Bu tartışmayı öğrenen B.K.'nın Kastamonu'da yaşayan babası Kastamonu'nun Daday ilçesinden Emekli Astsubay Basri Bulut, eşi ve kızı ile birlikte Trabzon'a geldi. Gelin ve damadın evinde damadın ailesi ile tartışan Basri Bulut, damadı, damadın babasını, annesini ve kız kardeşini silahıyla vurdu. Olayda damat Ü.K, damadın babası Hasan Keleş, damadın annesi M.K. ve damadın kız kardeşi E.K.'yı yaralandı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Emekli Astsubayın ifadesinde, "Kızımla telefonda konuştuğumda canının sıkkın olduğunu anladım. Bende bir sorun olabileceğini düşünerek eşim ve kızım ile birlikte Kastamonu’dan Trabzon’a geldim. Kızımın evinde damadım ve ailesiyle konuşmamız bir anda tartışmaya dönüştü. Kızımın düğününde takılan altınların damadın ailesinin istediğini öğrendim. Bende onlara ‘altınlar bırakın kızımda kalsın’ dedim. Bir anda üzerime doğdu yürüdüler. O esnada silahımla ateş ettim. Kastamonu’dan kimseye zarar vermek için gelmedim" dediği öğrenildi. DAMADIN BABASI TRABZONHABER24'E KONUŞTU Bu arada damadın babası KTÜ’de öğretim görevlisi olan Profesör Dr. Hasan Keleş, olayın altınlarla alakalı çıkmadığını, evi gelinin üstüne yapılıp yapılmaması konusunda tartışmaların çıktığını,sürekli yeni yeni isteklerin olduğunu isteklerin olduğunu bu isteklerin yapılmamasından dolayı kavganın büyüdüğünü belirtti. Keleş, "Biz bu durumda kalmak istemezdik. Ama bu adam adeta eşkiyalık yaptı." dedi. Keleş, "Bize düğünden önce sürekli 'kredi çekip şunu yapacaksınız, evi boyayacaksınız' gibisinden cümleler kurdular. Bende çocukların mutluluğu için elimden geleni yapacağımı söyledim. Zaten yaptım da. Düğüne bir gün kala gelip, 'Düğünde davul zurna çalacaksın. Ankara'dan misafirlerimiz geliyor, onları sen ağırlayacaksın, dediler. Düğünde ikramları beğenmeyerek ikramları fırlattı. Bizim yaptıklarımızı beğenmedi. Oğlumun üzerine baskı kurarak bunu belirttiler. Sonra da biz konuşmaya geliyoruz dediler." ifadelerini kullandı. DAMADIN BABASI ''BEN ARKANIZDAYIM DEDİM'' Oğlunun bu durumdan tedirgin olduğunu belirten Keleş, "Oğlum korktu. Baba sende gel annem de gelsin, dedi. Problemleri çözün dedi. Tamam oğlum, dedim. Dünürler, Trabzon'a gelirken ben gelinime; onları karşılayalım, dedim. Gelinim bana, 'Hayır gitmeyin, karvga çıkacak' dedi. Ben de 'biz birşey yapmadık ki neden kavga çıksın' dedim. Gelin ısrar edince ben, "Tamam siz karar verin evliliğinize devam edecekseniz edin, ben arkanızdayım" dedim. SİLAHI OĞLUMUN KALBİNE DOĞRULTTU Sabah gittim, "Güvensizliğinin sebebi ne kızım?' dedim. O da bana 'Ben size güvenmiyorum' dedi. Ben de o zaman düğünde oğlumu mutlu edesin diye takı takmıştım onları geri ver dedim. Ancak kız düğünde takılan altınları almış, sürekli çantasında taşıyor. Benden alacaklar endişesi ile onları yanında taşıyor. Altınlar hala onda. Daha sonra dünürler eve geldi. Bende onlara 'Bu işler bu aşamaya neden geldi?' dedim. Sen beni köpek gibi ayağına getirdin, dedi. Bende ona, 'Böyle bir şey yok. Ben de senin evine geldim; köpek gibi evine mi gelmiş oldum.' dedim. Bu muhabbetlerin ardından gelinin babası 'Haydi kalk gidelim' dedi. Bu sefer gelin, benim kızımın saçlarına yapışarak, 'Giderken senide bir döveyim' dedi. Biz de onları ayırdık. Bunlar dışarı çıktılar. Biz de dışarıyı görmedik. Tak tuk sesler çıktı. Meğerse o sırada adam silaha şarjör takmış. Benim oğlumun kalbine silahı doğrulttu. Ben silahın önüne atladım. Bu sırada silah ateşlendi Mermiler ayaklarımıza geldi. Silahı tekrar ateşleyince hamle yaptım. Ben olaya müdahil olunca silahı bana doğrulttu tekrar ellerine yapışınca beni ayaklarımdan vurdu yere yığıldım . O sırada kapı çaldı ve komşu geldi. Bunlar kapı çalınca kaçtılar." 'HEPSİNİ ÖLDÜRDÜN MÜ' DİYE SORMUŞ "Yolda giderken gelin babasına, 'Hepsini öldürdün mü?' diye sormuş. Babası da 'Evet' demiş. Daha sonra olay Emniyet'e intikal edildi. 'HASTALARIN FİŞİNİ ÇEKECEĞİM' DİYORDU Kastamonu'dan gelirken bunu planlayarak gelmişler. Geline ben karşılayalım dediğimde bana, 'Gitmeyin kavga çıkar' demişti. Bundan daha önce de 'Sizi süründüreceğim' tarzında cümleler söylemiş. Bu gelin hastanede çalışırken; "Hastaların fişini çekeceğim, serumlarına tüküreceğim." tarzında cümleler kuruyordu. Bu olaylar olunca bu cümlelerin şaka yapmadığını anladım. Bunlar cani. Gerçekten planlayarak gelmişler. dedi. Gelinin bir gün önce nişan yüzüğünü attığı öğrenildi.