KAPTAN ONUR'DAN ŞOK EDEN İSTEK


İşte Oktay Hilmi Evin'in Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, Sportif Direktör Süleyman Hurma ve Teknik Direktör Şota Arveladze'yle yapmış olduğu özel röportaj:
 Yunanistan üzerinden Makedonya'nın Üsküp şehrine giderken, kamptan kovulduğu iddia edilen Onur'dan sonra taraftarın tepkisine dayanamayıp istifa ettiği haberi gelen Süleyman Hurma'yı yönetimin konakladığı otelde göreceğimi düşünmüyordum. 


Otele girdiğimde Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, Başkan yardımcısı Ali Uzunay, Genel sekreter Köksal Güney, Kulüp yöneticisi Mehmet Terzi, Sportif Direktör Süleyman Hurma ve Teknik Direktör Şota toplantı halindeydi. 

Kısa bir selamlaşma sonrası Türkiye'nin spor gündemini meşgul eden Onur Kıvrak'ın kamptan ayrılışını ve olayın perde arkasında yaşananların neler olduğunu kendilerine sordum.

İlk olarak Kulüp Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu söze girerek, Onur Kıvrak ile yaşanan son gelişmeyi şu sözleri ile anlattı;

"Eski kalecilerimizden Miloseviç'in mezarına giderken, futbolcu ve teknik ekibe bir araç,  bana ve Süleyman Hurma'yada birer araç olmak üzere üç araç tahsis ettik. Misafirlerinde olması sebebiyle oyuncuların yer aldığı takım otobüsünden kamptan Onur'u Süleyman Hurma'nın bulunduğu araca yönlendirmişler. Süleyman Bey'de Onur'a kaptan olması ve takımdaki arkadaşlarıyla yolculuk etmesinin daha uygun düşeceğini düşünerek arkadaşlarının yer aldığı diğer araca geçmesini, sporcuların birlikte yolculuk etmesinin daha rahat olacağını ifade etmiş, bunun üzerine Onur Kıvrak'ın benimle dalga mı geçiyorsunuz, ben bu takımın kaptanıyım diyerek yüksek sesle söylenip aracın kapısını sert biçimde kapattığını kendi bulunduğum araçtan şahit oldum. 

Sıcağı sıcağına konuya dahil olmamamın daha iyi olacağını düşünürken, Onur'un oyuncu arkadaşlarının bulunduğu araca bindikten sonra araç kapısını sert biçimde tekrar çarpması, içeride koltukları tekmelemesini oradaki basın mensupları ve bürokrat misafirler de gördü. 

Miloseviç'in mezarına geldiğimizde, ortam yumuşasın diyerek çiçeği kaptanın mezara koymasını istedim. Ona verdiğim çiçeği benim yanımda oyuncularımızdan Mustafa Yumlu'ya vererek başka bir oyuncunun yanında gerginliği sürdürmeyi seçti."

Tam bu noktada söze Teknik Direktör Şota Arveladze girdi; 

"1 yıldır sakatlığı sebebiyle kaleyi koruyamayan  Onur'u maç temposu kazansın diyerek hazırlık maçlarının hepsinde yer verirken yanıma gelip hazırlık maçlarında oynamak istemiyorum, beni niye bu maçlarda oynatıyorsun hoca diyende kendisidir. Yaşanan son olay sonrası, hocası olarak konuyu bana aktarmasını beklerken arkadaşları yanıma geldi ve onlara da konuyu çözelim ama o nerede dedim. Sonra arkadaşlarının bulunduğu odalara giderek konuyu hala uzatan, Süleyman Bey için 'o kim de benim hangi araçtan gideceğime, kulüpten hangi oyuncunun gidip kalacağına karışıyor. Bu olay böyle kalmaz 3 kişinin kellesini alacağım diyen ve bu kulübün kültürüyle asla uyuşmayacak şekilde üstlerine karşı tehditkar olan hatta odasına gidip konuyu çözmeye çalışacak olan yöneticiyi 'müsait olmadığı gerekçesiyle' kabul etmeyen kişi konuşuyoruz şuan!"

İbrahim Hacıosmanoğlu tekrar söze girerek "Yollarımızı ayırdığımız Teknik Direktörlerin neredeyse hepsi beni bu oyuncu konusunda uyarmış olmasına, sakatlığı sebebiyle oynamadığı döneme ait maç başı ücretine kadar kulüpten ödenmesini istemiş olanın kendisi olmasına rağmen Onur'un bir lafı ile Tolga'yı satmamız sonrası sözleşmesinin bitimine daha 2,5 yıl varken zam istediği için sözleşmesini yenilememe o bir kaptan gibi davranmayı seçmeyip, kendisini kulüpten büyük görüyorsa biz onu ne satarız ne de bu şekilde davranmaya devam ettikçe oynatırız."

Sportif Direktör Süleyman Hurma ise; "Hiç beklemediğimiz bir durumla karşılaştık, şayet kulüpte yaşananları bilmeyen taraftarların söylediği gibi biz Onur'u satmak için zemin hazırlamış olsaydık, Hakan'la neden sözleşme yenilemedik? Bakın, camia kendini kulüpten yüksek gören, her dediğini yaptıran, dünya'da en fazla kazanan 3 kaleciden biri olan ve 1 sezon sakatlığı sebebiyle oynamadığı için hazırlık maçlarıyla kendisinin ritim kazanmasını biz düşünürken oynamak istemediğini söyleyen bir oyuncuyu gerçekten bu davranışlarının sürmesi pahasına istiyorsa biz hangi sistemi kurmanın mücadelesini vereceğiz?" diyerek sözlerini noktaladı. 

Açıkçası, bu röportaj öncesinde illaki kendilerini haklı görecektir yöneticiler diyordum ki bu camianın efendiliği ile bildiği, efsane sporcularımızdan ve şuan ki Teknik Direktörümüz Şota'nın şu sözleri beni bu konuda İkna etti;

"Futbolculuk dönemimde Trabzonspor'un otobüsünü kullanan abimize bile bir saygımız vardı. Ki o takımda 200 golü bulmuş Hami gibi defalarca milli olmuş Ünal, Tolunay gibi oyuncular vardı. Yıldızsa, dünyanın en önemli yıldız oyuncularından İbrahimoviç ile takım arkadaşlığımın yanında oda arkadaşlığı yapmış biri olarak ben en şımarık oyunculardan bile böyle bir hareket görmedim. Bu camiaya 40 yıldır emek veren bir malzemeciye otelde "Sana gözüme görünme diye kırk defa demedim mi" diyen bu oyuncunun mu onurunu istiyoruz, Trabzonspor'un mu ona karar versin bu camia, yoksa ben gitmişim, başkan gitmiş, Süleyman Hurma gitmiş hiçbir önemi yok! Bu camianın savaş sırasında çocuklarımı ve beni Türkiye'ye almasının altındaki sevgi bana yeter."

Duyduklarımın şaşkınlığı devam ederken sayın Hacıosmanoğlu'nun son sözleri geldi;

"Tüm bunlara rağmen biz bu adamı kamptan kovmadık. Kendi yöneticisini geri çeviren, araç koltuklarını tekmeleyen, 3 kişiyi bu takımdan göndereceğim diyerek tehdit eden bu oyuncuya biz 10 gün izin verdik, kafasını toplasın, hatalarını etüd etsin. Döndüğünde oturalım tatlıya bağlayalım diye düşünürken o sanal medya'dan 'İstanbul'a geliyorum ama beni karşılamayın' diyerek aslında 'taraftara havalanına gelin beni karşılayın' mesajı verip bizleri camianın önüne atmaya kalkınca ben kararımı verdim. Bu oyuncu bu şekilde devam ettikçe onu ne satarım ne oynatırım! Hatalarımızdan ders alıp işi profesyonele devrettik ama kaptan olacak oyuncu onu kaprisi sebebiyle harcayabileceğini düşünüyorsa buradaki hata daha önce önlemimizi almayan bizimdir."

Kafamdaki, ruhumdaki, gönlümdeki Onur Kıvrak ile bağdaşmayan bunca söze şahitlik etmek hayal kırıklığımı içselleştirdi. Bilmem kaç trilyon para kazanıp takım arkadaşı gidince ücret artışı için fırsat diye düşünen Onur'u mu bu kadar sevmişiz dedim. 

Ancak yönetimin kriz yönetiminde yine sınıfta kaldığı düşüncemde sabit olduğumu da ifade etmem gerekir.

Bu haber sonrası, Onur Kıvrak'ın da cevap hakkı saklıdır ancak ben her şeyi unuturum da malzemecileri, emekçileri horlayanları unutmam. Umarım bu konuda da açıklama yapıp konunun aslı bu değil diyecektir kaptan. 

Oktay Hilmi Evin - Makedonya / Üsküp