Davut Çakıroğlu ; Bağımsızlık Siyasi ve insani hayatımızda hep doğru durmaya, doğru konuşmaya, doğru insanlara sahip çıkmaya ve doğru tavır almaya özen gösterdik.

Tepkimizde de kişisel beklenti veya kişiler olmadı.
Amaç her zaman ait olduğumuz partinin kurumsal yapısını sağlam, sağlıklı hale getirmek, milletten aldığımız sorumluluğun hakkını vermek ve kendi duruşumuzu bozmamak oldu.
Tabi bu siyasette kabul gören bir durum değildir.
Bunu da bilerek, göğüsleyerek  yol aldık, alacağız.
Birilerinin adamı olmanız milletin adamı olmanızdan ya da adam olmanızdan daha fazla istenir..
Olmazsanız hedefsiniz, istenmezsiniz ve size karşı oyunlar oynanır.
Hepsini yaşadım.
Keser döndü sap döndü gün geldi hesap döndü.
Beni itibarsız kılarak kendi etkinliklerini, itibarlarını artırmak için uğraşan İl Başkanı Azmi Kuvvetli ve şuanki A takımı; hem sahip oldukları tarafından hem de ait oldukları tarafından itibar suikastine maruz kalıyorlar.
Belli ki kendisine aracılar sayesinde iletilen emirlere direnç gösteriyor ki kulisler bildik isimlerin, tanıdık oyunlarıyla çalkalanıyor..
"Kesin gidici ve yerine gelecek isim de belli,
Bu isim de belli masalardan mı olur" diyen diyene..
Bir isim üzerinden sahnelenen orta oyunu, tiyatro ve tiyatroda rol alan alaylılar, saraylılar..
Şöyle bir geriye dönüp kimlerin talimatlarını önemseyip, kaybettiği A Takımı diyeceğimiz isimleri hatırlar mı acaba Azmi Kuvvetli.
Sağına soluna bakıp "sağında solunda olması gerekenleri getirir mi aklına"..?
Bir ismin istifası üzerinden ortaya konan sahiplenme şovlarının esasen kendisini yok saymak, devre dışı bırakmak için yapıldığını analiz edip Tatar Ramazan olmaya heves etmiş hiç bir meziyeti olmayan “kıyakçı” bir ilçe başkanı ve " al takke ver külah" kendine ekürilik yapan bir ismin ricasıyla, güya onları bahane ederek bana karşı yürüttüğü sindirme operasyonunu, güya disiplin sürecini ve itibar suikastini aklına getirir mi..?
Abilerine yaranmak için "tek meziyeti kurşun asker olmak olan" üst kurul delegelerine karşı koyduğumuz tepkideki haklılığımızı anlar, hakkımızı teslim eder mi.?
Şayet bir kişinin bile haksızlığa maruz kalmasına göz yumarsanız artık haksızlığa uğrayınca ses çıkarma, tepki gösterme hakkını kaybedersiniz..
Adam olmaya değil de birinin adamı olmaya özen gösterirseniz size deyilene, verilen emre harfiyen uymak zorundasınız..
Dostluk bir yere kadar.
Sizin için limandan demir alma vakti geldi ve sizi limana bağlayan halatlar çoktan çözüldü..
O liman şayet partin olsaydı, sadakat üzerine değil de liyakat üzerine odaklansaydın.. Etrafında bu partiye katkı sunacak, memleket için siyaset yapan donanımlı insanlara sahip çıkabilseydin bugün iki elinin arasına başını koyup vahlanmazdın..
Ee..
Ağaç, kendini kesen baltaya bakıp  sapı benden demiş ya..
Seninde durumun o.
Senden seni yontanlar.
Biz hep aynıyız.
Kişilerle değil ilkelerle, birinin adamı değil adam olmaya özen göstererek, gerektiğinde tepkimizi koyarak, koyabilerek yol  alıyoruz.
Şimdi rica minnet, yalvar yakar bana operasyon yaptığın, yaptırdığın isimlerle yol ayrımındasın.
Bana karşı günübirlik yaptığın basın açıklamalarını şimdi de dünkü ortaklarına karşı yapmanı, bu isimlere karşı el birliğiyle seviyesiz bir metin yazıp bedeni kadar beyni olduğunu zanneden kıyakçıların ismiyle yayınlatmanı, talimatla sosyal medyada bu isimlere karşı hakaretler içeren paylaşımlar yaptırmanı bekliyorum..
Bir kez olsun partisine sahip çıkamayan, bir kez olsun parti büyüklerine yapılan saldırıların karşısında duramayan dostun "vekilin" de sana sahip çıkmasını umuyorsan, son sukütu hayale hazır ol..
Sahi ; atın ayağı kırılınca kurşunu kim sıkardı..!