Macaristan'daki parlamento seçimlerinde yaklaşık 9 milyon seçmen sandığa gitti. En büyük amaçlarından biri dördüncü kez koltuğu elden bırakmamak olan Başbakan Viktor Orbán, altı muhalefet partisinin bir araya geldiği ittifaka karşı yarıştı. Ülkeyi Orbán'dan kurtarmak için birlikte hareket ettiklerini söyleyen Macaristan için Birlik ittifakı, Peter Márki-Zay'ı Orbán'ın rakibi olarak seçti.
Geçtiğimiz günlerde Macaristan Ulusal Seçim Ofisinin paylaştığı verilere göre oyların büyük çoğunluğu sayılmış oldu ve Orbán'ın partisi Fidesz ile koalisyonu, seçimi yaklaşık %58'lik oranla tekrar kazandı. Altı partinin oluşturduğu koalisyon ise oyların yalnızca %35'ini aldı. 
Daha önce: Márki-Zay, Orbán'ın propaganda yaptığını, kendisinin maaşlı trolleri olduğunu ve birçok mali kaynağa sahip olduğunu anlatmıştı.
Dördüncü kez seçilen Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, seçimin hemen ardından yaptığı konuşmasında şu cümlelere yer verdi: 
"Aydan görebileceğiniz kadar büyük bir zafer. Brüksel'den kesinlikle görebilirsiniz. Bu zaferi hayatımızın sonuna kadar hatırlayacağız, çünkü çok sayıda rakibe karşı savaşmak zorunda kaldık. Nasıl oldu da herkes bize karşı birleşirken en çok biz kazandık?"

Orbán ve Avrupa Komisyonu arasında süregelen anlaşmazlığın seçim sonuçlarını yönlendirmesi beklendi. Muhalifler; Orbán'ı Macaristan'ın hukuk sistemine sürekli olarak müdahale etmesi, hukukun üstünlüğünü zedeleyen eylem ve tutumları olması, göç karşıtı politikalar oluşturması ve ülkeyi Avrupa Birliği'nin tüm değerlerinden uzaklaştırması nedeniyle eleştiriyor. Muhalif liderler, Macaristan'ın Avrupa Birliği'nin bir parçası olduğunu yinelerken bu blokla iş birliğini geliştireceklerine dair söz verdi. 
Avrupa Birliği ve NATO üyesi olan Macaristan'ın, Orbán yönetimiyle birlikte demokrasiden iyiden iyiye uzaklaştığı düşünülüyor. Orbán'ın azınlık hakları konusundaki tutumu Avrupa Birliği'nin demokratik konumunu irdelerken ülkenin jeopolitik anlamdaki belirsizliğinin de Rusya ve Çin'in NATO'ya bakış açısını değiştirebileceği düşünülüyor. Bunların yanı sıra Rusya'nın, Macaristan'ı NATO'nun zayıf halkası olarak görebileceği ihtimali de değerlendiriliyor. 
Orbán, Ukrayna'nın işgali konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i eleştirmekten çekindiği için muhalefet kendisine oldukça tepkili. Muhalefet aynı zamanda Rusya'ya enerji sektöründe yaptırım uygulanmasına da sıcak bakmayan Orbán'ın, Putin'e karşı olumlu bir bakış açısı güttüğünü savunuyor. 
Muhalefet lideri Márki-Zay, Orbán'ın gittikçe daha çok Putin'e benzediğini ve blok içinde liberal olmayan bir devlet kurmayı hedeflediğini iddia ediyor. Putin ve Orbán'ın benzer ideolojilerden geldiği değerlendirmesinden yola çıkan muhalifler, Orbán'ın Rusya'yı örnek aldığına dair vurguda bulunarak onun azınlık karşıtı ve muhafazakâr tutumunun Putin'in ilk yıllardaki başkanlık dönemine benzediğini ifade ediyor.
Oyların önemini artıran bir diğer önemli husus Orbán'ın küresel sağ için bir simge hâline dönüşmesiydi. Orbán'ın seçimi kaybetmesi demek popülist rejimlerin muhalefet partilerinin ittifakıyla dağılabileceğine yönelik inancı pekiştirmek demekti. Seçimde halkın, okulların azınlıklarla ilgili bilgi ve öğretilerini kısıtlayan yasa hakkında görüş bildirmesi de istendi.
Düşünce kuruluşları ve eleştirmenlere göre Ukrayna'nın işgalinin seçim sonuçlarını etkileyebileceği düşünülmüştü. Orbán, Macaristan'ın ne Rusya ne de Ukrayna’nın yanında yer alacağını söylemişti. İttifak grubu ise iktidara geldiği takdirde Ukrayna'ya silah yardımı yapacağının sözünü garantilemişti. Orbán ise konuyla ilgili Macaristan'ın kendi çıkarlarını düşünmesi ve savaşın dışında kalması gerektiğini belirtmişti.