Değerli arkadaşlar, değerli dostlar

Yaklaşık 2 aydır sürdürdüğümüz, devletimizi yönetenlerin yerinde ve zamanında aldıkları tedbirler ve milletimizin ufak tefek aksaklıklar yaşansa da kurallara harfiyen uyması sayesinde bugün normalleşme sürecini konuşabiliyoruz. Bu zamana gelene kadar emeği geçen, mücadeleye destek veren istisnasız herkese teşekkür ederim.

Normalleşme ile kastedilen şey nedir, önce bunu biraz değerlendirmek lazım. Normalleşme ile kastedilen şey, sanki covid diye birşey yaşanmamış veya halen böyle bir tehdit ile karşı karşıya değilmişiz gibi davranmak ve hoyratça, tedbirsizce hareket etmek anlamına gelmiyor. Eş, dost, akraba ziyaretleri, toplu ulaşım ve kalabalık toplantı veya törenlerin yapılabileceği anlamını da taşımıyor. Normalleşmenin gerçek anlamda yaşanması en azından kullanılabilecek bir aşının geliştirilmiş ve insanlarda kullanılabilecek düzeye gelmiş olmasını gerektiriyor. Şuan bahse konu normalleşme, insanların zaruri ihtiyaçlarını karşılayabileceği, ekonomik anlamda insanımızı ve milletimizi sıkıntıya düşürmeyecek bir seviyede çalışma hayatına başlamamız, sosyal ve psikolojik olarak insanımızı rahatlatabilecek bir yaşam seviyesine gelebilmemiz anlamını taşıyor. Bu seviyeye gelmemiz bile önemli riskler taşıyor ancak herkes dikkat ederse, maske takar, el hijyeni başta olmak üzere 14 kuralı uygulamaya devam ederse normalleşmenin bu ilk aşamasını başarı ile geçip kademe kademe istenilen sonuca ulaşabiliriz.

Herşey bir vaka ile başladı, evet doğru ama o ilk vaka olduğunda insanlar bilinçsizdi, maske ve diğer koruma ve korunma tedbirlerini almıyorlardı. Toplu yaşamın tüm etkinliklerini yapıyor ve birazda hastalığı küçümsüyorlardı. Birçok devlet bunun bedelini çok ağır ödemek durumunda kaldı, ülkemiz ise belki de bu salgına en son maruz kalan ülkelerden biri olarak ve gerçekten üst düzeyde sağlık imkanlarına sınırsız erişebilme fırsatı sunduğu için en şanslı ülke olduk, hatta birçok ileri ülkeye örnek gösterilir olduk.

Yine aynı şeyi söyleyeceğim, bu başarının arkasında uyguladığımız tedaviler, başarılı yoğun bakım hizmetleri, filyasyon uygulamaları var ancak bunlardan çok çok daha önemlisi bu başarının arkasında "Evde Kal" çağrısını zamanında yapmak ve buna titizlikle riayet etmek var. Bu çağrı ve bu çağrının etkinliği hala en güvenilir kapımız, bunun dışına çıkıldığında gereksiz alınan riskler bir çuval inciri berbat edebilir. Çok zorunlu olmadıkça evde kalmayı sürdürmeli, ev dışında olduğumuzda ise sosyal mesafeyi korumalıyız. Kalabalık bir markete, kalabalık bir pazara, kalabalık bir bankaya vs. girmeden önce bir kez daha düşünmeliyiz ki acaba gerçekten bu alışverişi şuan bu riskleri alarak yapmak bir zaruret mi, bunu erteleyebilir miyim. Ertelenmesi en riskli olan şey sağlık hizmetidir, hemen hemen 2 ay sağlık hizmetini erteledik, çok acil olmadıkça bu hizmeti kısıtlı seviyede verebildik, dolayısı ile ilk ve en önemli normalleşmesi gereken hizmet sağlık hizmetidir. Bu hizmetin normalleşebilmesi için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Yoğun bakım ve servislerde yatan covid hasta sayımız azaldı, daha kolay yönetilebilir bir seviyeye ulaştı, plazma tedavisi, kök hücre tedavisi gibi komplike ve pahalı tedavilere ulaşabiliyor ve herkese ihtiyaç halinde bu tedavileri uygulayabiliyoruz. Bu seviyede bir hasta yoğunluğu sağlık sistemini yormaz ve mayıs ayı sonunda sağlıkta kısmen de olsa normalleşmeden bahsedebiliriz. Bu açıdan lütfen Ramazan ayının tadını çıkarın, ailenizle vakit geçirin, çocuklarınıza, ailenize, anne babanıza, kitaplarınıza, bağ ve bahçenize zaman ayırın. Dostlar ve arkadaşlarla buluşmak, kalabalık dost meclisleri yapmak için henüz erken. Lütfen hassasiyetle bu önerilerimizi dikkate alıp uygulayın.

Son söz olarak söylemeden geçemeyeceğim, birçok ülkede ligler tescil edildi, ülkemizde de liglerin geleceği ile ilgili federasyon tarafından onlarca farklı plan yapıldığı ifade ediliyor. Biraz taraftarca yapılan bir açıklama gibi gelebilir ama eminim yapılan 100 planın 99,9 u Trabzonsporu nasıl şampiyon yapmayız üzerine kurulu. Sakın ligler devam ederse diye korktuğumuz düşünülmesin, eminim hepiniz de benim gibi ligler devam ederse ve hakkaniyetle yönetilirse şampiyon olacağımızı düşünüyor, bundan eminim. Ama bu sezon bu ana gelinceye kadar ve bundan önce defalarca olduğu gibi bizi hakemlerle, varlığı ve yokluğu tartışılır teknolojik oyunlarla ekarte etmeye çalışacaklar. Liglere ara verilmeden önceki hafta ülkede covid salgını başlamışken liglerin oynatılması da kurgulanmış bir oyundu, başaramadılar, ancak vazgeçmediler. Bu açıdan sevincimizi çalmaya niyet edenlere karşı zamanı gelince hem sahada terimizle hemde masada sesimizle mücadele etmeliyiz. Ramazan bayramında çifte bayram yaşamak ümidiyle, kalın sağlıcakla.