AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem ÇELEBİ, AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim AYDIN, AK Parti Ankara Milletvekili Orhan YEGİN, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım MAVİŞ, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Nevşehir Milletvekili Faruk SARIASLAN, CHP Muğla Milletvekili Süleyman GİRGİN ve Dışişleri Bakanlığı Daire Başkanı Fatih ÖZTÜRK’ün de yer aldığı toplantıda konuşan Dostluk Grubu Başkanı CORA, Türkiye-Romanya arasındaki stratejik ortaklığa dikkat çekerek dostane ilişkilerin güçlenmesine yönelik temennilerini iletti

“Parlamenter diplomasideki yakın etkileşimimizin düzeyinden ve içeriğinden memnunuz. Parlamentolarımız arasındaki canlı ve sürekli temaslar, istikralı siyasi diyaloğumuza değer katıyor. Pandemi dönemini geride bırakmamımızın ardından uzman komisyonlar arasında karşılıklı temas ve ziyaretlerin yeniden başlatılmasından memnuniyet duyuyoruz.” şeklinde konuşan Dostluk Grubu Başkanı CORA, Türkiye-AB ilişkileri, Türkiye-Romanya-Polonya Üçlü Mekanizması, Ukrayna konusu, 1915 olayları, Ege ve Doğu Akdeniz konularında Türkiye’nin beklentilerini ifade etti.

TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ BARIŞ, İSTİKRAR VE REFAH İÇİN ÖNEMLİDİR

Dostluk Grubu Başkanı CORA, “ AB üyeliği, Türkiye için stratejik bir hedef olmaya devam etmektedir. Türkiye-AB ilişkilerinin bel kemiği katılım müzakereleridir.
Türkiye-AB ilişkileri sadece her iki taraf için değil, ortak coğrafyamızda barış, istikrar ve refah için de önemlidir. İçinde bulunulan jeopolitik sınavının ciddiyeti, daha yakın Türkiye-AB işbirliğini ve Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin ilerletilmesini zorunlu kılmaktadır. Üyelik dayanışmasının ve veto hakkının kötüye kullanımı, bunun da AB’nin stratejik çıkarlarına zarar vermesine izin verilmemelidir. Türkiye’nin üyelik perspektifinin güçlendirilmesi, gümrük birliğinin güçlenmesi çalışmasına başlanması, işbirliği ve istişare mekanizmalarımıza yeniden işlerlik kazandırılması, mevcut vize serbestisi sürecimizin sonuçlandırılması ve bu salonuna kadar kolaylaştırıcı önlemler, göç iş birliğimizin yeni gerçekler ışığında gözden geçirilmesi, terörizmle mücadele iş birliğimizin güçlendirilmesi için çalışmalıyız. Romanya, değerli bir komşu, müttefik ve stratejik bir ortak olarak Türkiye’nin üyeliğinin AB’ye sağlayacağı katma değerin farkındadır. Bu çerçevede Romanya’nın AB üyeliğimiz için desteğine güveniyoruz.” dedi.

Türkiye-Romanya-Polonya Üçlü Mekanizmasındaki ilişkileri güçlendirmek adına bu ilişkileri devlet başkanları düzeyine çıkarmak istediklerini söyleyen CORA, Üçlü işbirliği mekanizmasının parlamento boyutunda da canlandırılması gerektiğini belirterek, devlet başkanları düzeyindeki ilk zirveyi Türkiye’de düzenlemek istediklerini, meclis başkanları düzeyindeki ilk toplantıyı da ocak-mart ayları arasında yine Türkiye’de gerçekleştirmek istediklerini ifade etti.

TÜRKİYE, UKRAYNA’YA YARDIMLARINI SÜRDÜRÜYOR

“Ukrayna’nın egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün sağlanıp ve korunması Türkiye için son derece önemlidir. Bu bağlamda, savaşın başından beri Ukrayna'ya sunduğumuz siyasi, insani, teknik yardımları devam ettiriyoruz. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini güvence altına alacak, kalıcı ve adil bir barışın bir an önce ihdas edilebilmesi için kolaylaştırıcılık ve arabuluculuk dahil elimizden gelen her türlü desteği de sağlıyoruz.” diyen CORA, son olarak Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz'de gerginliği tırmandıran söylemlerini ve kışkırtıcı eylemlerini sürdürdüğünü ifade etti. 

YUNANİSTAN SAMİMİ VE DÜRÜST DEĞİLDİR

“Yunanistan’ın, Doğu Ege adalarını uluslararası anlaşmalar hilafına silahlandırmasının ve Yunan uçaklarının Türk hava sahasını ihlalinin Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiğini vurgulayan CORA, “Biz hep diyalog ve işbirliğinden yana olduk. Ancak Yunanistan samimi ve dürüst davranmıyor. Diyaloğa girmek yerine, AB dahil üçüncü tarafların Türkiye üzerinde baskı kurmasını sağlamaya çalışıyorlar.  AB’nin taraflı açıklamaları Yunanistan'ı Türkiye ile gerçek bir diyaloga girmekten caydırıyor. Yunanistan ve Rum tarafı, AB ve ABD tarafından tanınmayan Sevilla haritasindaki maksimalist deniz sınırlarını Doğu Akdeniz'de dayatmak istiyor. 10 kilometrekarelik küçük bir adanın, 40 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı iddiasına bahane olması gerçekçi, adil ve kabul edilebilir değil. Cumhurbaşkanımızın 2020 yılındaki Doğu Akdeniz konferansı önerisi ve KKTC'nin 2019 tarihli hidrokarbon işbirliği teklifi hala masadadır.”