Kaçak güreşçi misali bir türlü siyasiler mindere gelmez.
Künde endişesinden midir bilinmez ama sürekli suni gündemlerle kamuoyu meşgul olur, edilir.
Son günlerde de ittifaklar konuşulur durumda.
Herkes iki yıl önce yapılan seçimde nerede duruyorsa orada duruyor, durmak zorunda gibi bir algı malesef olguların önüne geçiyor.
Farklı iradesi ve ifadesi olan partiler, yeni sistemin handikaplarından birine boyun eğerek ittifaklara mecbur kaldı.
Adeta baş benzemez aynı renk yapılmaya çalışıldı ve bir torbaya girmek durumunda kaldı.
Yani yeni sistem siyasi partilerin özgürlüğünü de esir aldı.
Hür sesini gür çıkarmak dönemi bitti ve 
birçok parti bu durumdan muzdarip.
Bunu en güçlü şekilde vurgulayanlardan biri de partimdir, İyi Partidir.
Parlementer sistemi getirmek üzere kuruluşunun güçlü bir ayağını oluşturan İyi Partiyi olduğu yerde mutlu görmek, göstermek doğru olmaz.
Sistemin zaruretini, sakal-bıyık ikilemini kısmen uyarlayacağımız bir realite söz konusu.
Bir partinin "bize borçlusunuz", başka bir partinin de farklı bir parti için "artık bize mecburlar" algısı, anlayışı seçimin, demokrasinin ruhunun yok olmasıdır.
Siyasete angaje bir anlaşılma olmasın diye somutlaştırmadan, pekiştirmeye çalıstığım durum şu dur özetle "kimse olduğu yerde mutlu değil"..
Ve herkes yanında olduklarının ya da karşısında durduklarının bakışından rahatsız.
İttifakları ilhak olarak görmemek gerekir.
Siyaset millet için yapılır ve millet varsa siyasetçi vardır.
Hiçbir parti varlığını başka bir partiye armağan etmez, muhtaç görmez.
Genel Başkanlar dün millet ittifakının yanında bir konumlanmayı uygun gördüler.
Parti kurullarında ve hiyerarşik yapıda değerlendirilen ve nihayete varılan bir karara saygı duyduk ve gereğini yaptık.
Bugün de mutlaka Genel Merkez nazarında bu konular ve konumlanmalar değerlendiriliyor.
Biz İyi Parti olarak bugün milletten aldığımız oyun hakkını vermek için gayretliyiz.
Yarın yine aynı temellerde şekillenen ve Sn Genel Başkanımızın oluruyla sonuçlanan her durumda biz karara saygı gösteririz.
Millet, memleket ve milliyetçilik penceresinden bakınca ülkenin birliği, bölünmez bütünlüğü hassasiyetimizin aşikar varlığına hâlel getirmeyecek siyasi anlayışımız kamuoyunun malumudur.
Kararlarımız ve konumlanmamız bu mihvalde olacağı herkesin malumudur.
Gayrisi polemik olur,suni gündem olur, kamuoyunu gereksiz meşgul etmek olur.
Farkı sistemler, düşünceler, temenniler bizi farklı yapmaz.
Hassasiyetlerimizi özümseyen hiçbir partiyi, partiliyi düşman görmeyiz.
Suni, karşılığı olmayan, içeriği doldurulmamış, boş çağrıları bir kenara bırakıp "memleket masası etrafında toplanalım" diyen Sayın Akşener'in daveti siyasetin genel talebi olmalıdır.
Dün kimin nerede konumlandığını, yarın konumlanmanın nasıl olacağını şimdiden ülkenin sorunlarını örtecek şekilde gündem yapmak rasyonellik olmaz.
Gelin bugün ülkenin sorunlarını, çözüm önerilerimizi memleket masasının etrafında konuşalım. Millet bugün bunu bekliyor.
Genel Başkanımızın halk buluşmalarında da bu talep takdir edilmiştir, karşılık bulmuştur.
Yarın ne mi olur..
Yarın ola hayrola...