Gazeteci Onur Emre Sarısoy ve arkadaşlarının hayata geçirdiği ‘Sıfırdan Başlayanlar’a konuşan Özer, 1994 yılında 7 Bin Mark borçla aldığı hafriyat kamyonu ile mesleğe ilk adımlarını attı. Ardından 2001 yılında TIR alan, 2004’de firmalaşan Özer, hiç bilinmeyenlerini anlattı.
ÇOCUKLUK HAYALİMDİ
1974 yılında Gümüşhane’de doğdum. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Trabzon’da uluslararası faaliyet gösteren Özer Uluslararası Taşımacılık Firmasının sahibiyim. Doğduğumda babamın bir tane kamyonu vardı. 5-6 yaşlarında babam beni kamyonla gezdirmeye başladı. O yaşta benim yaşam çizgim de hayalim de bu oldu. Bir kamyon almak, çalışabilmek ve bu işi yapmaktı. Çocukluğumdaki hayalle bu yaşa geldim ve halen sevdiğim bu işi yapıyorum.
ARABA SEVGİSİNİN OKULUNU OKUDU

İlk okulu Gümüşhane’de, ortaokul ve liseyi Trabzon’da okudum. Hayalime ulaşabilmek için, hayalime yakın olmak için Trabzon Endüstri Meslek Lisesinde motor bölümünü okudum. Okuldaki arkadaşlarımla hayalimizin peşinde koştuk. Yaz tatillerinde evde firar ederek, İstanbul ve Bursa’da tanıdıklarımızın yanında hafriyat sahalarında kamyon sürdük. Okulu bitirdikten sonra Gümüşhane’de amcamın oğlunun yanında kuyumcuda bir süre çıraklık yaptım. Kamyon sevdası ağır bastı. Gümüşhane’deki un fabrikasında abim o dönemin popüler bir kamyonunu sürüyordu. O hevesle bir kış izin alarak Erzurum’a hevesle gittim. Döşemesi olmayan arabanın içinde soğukta yattım. Hevesim de hiç bitmedi. 
BABAM ISRARIMA DAYANAMADI
Babama bana destek olup bir araba alması için ısrar ediyorum. Babam bu ısrarıma dayanamayarak 1994’de 7 Bin Mark verdi. O dönemde 5 Nisan kararları oldu. Ben Gümüşhane’den İstanbul’a gidene kadar param TL bazında 2 katı değer kazandı. 5 gün önce gitsem alacağım arabanın peşinatını veremiyordum. İstanbul’da birilerinin vasıtası ile bir kamyon aldım. 3 sene İstanbul’da kamyonculuk yaptım. İstanbul metrosunun inşaatında çalıştım. Taksim’den, Şişli’den hafriyat alarak Büyükçekmece’ye taşıdım. 7 ayda Şişli’de bizi vinçle yerin altına indirerek çıkan hafriyatı tünelin ağzına taşıdım. 1997’de askere gittim. Askere giderken arabayı ortağıma bıraktım. Askerden geldim, kamyonculuğu bırakarak uluslararası taşımacılığa girmeye karar verdim. TIR hevesim vardı.
İLK KENDİ TIR’IMI KULLANDIM
2001 yılında kamyonu sattım, TIR satın aldım. TIR satın alana kadar hiç TIR’ın koltuğuna dahi oturmamıştım. TIR’ın koltuğuna ilk kez satın alarak oturdum. 188 Bin Mark olan TIR’ımı 50 Bin Mark peşinat 5 Bin Mark’ta ilk taksitini ödeyerek 133 Bin Mark borçla aldım. TIR’ı sürmeyi de bilmiyorum. Kamyondan çok farklı. Geri geri giderken çekici bir tarafa dorse başka bir tarafa gidiyor. Yılan gibi oluyor. Bir abimizin yanında 3 ay staj yaptım. İlk yolculuğumda da Azerbaycan Bakü’ye gittim. O zamanlar yollarda TIR sayısı da fazla yoktu. Sarp Sınır kapısı da 12 saat çalışıyordu. 3 ay sonra tek başına TIR’ın koltuğuna oturdum. 
ÇOK ÇALIŞTIK
TIR’la çok çalıştım. O zamanlar tonaj kanunu da yoktu. Bakü’ye deri çekiyordum. 60 ton deri yüklüyordum, araba ile birlikte 78 ton geliyordu. Öyle yükler çektim. Şu anda biri bana dese 60 ton yükle onunla herhalde kavga ederim. Bu yükler anormal bir yük. Şu anda TIR’lar totalde 40 tonla geçiyor biz 78 ton kantar basardık. Öyle bir çalışma tempomuz oldu. Bazen arabanın körükleri patladı 3 gün onları tamir etmek için uğraştık.
DESTEK VERDİLER FİRMA KURDUK
Çalıştığımız kişiler bize destek verdi. ‘Ortak olalım’ dediler. Önümüzü açtılar. Bir araba biri ile bir araba biri ile aldık. 2004 yılına geldiğimizde 4 arabamız oldu. Çevreden arkadaşlarda toplanıp, ‘Sen öncülük yap biz bir firma kuralım’ dediler. Toplandık, şu andaki ortağımla beraber firmayı kurduk. Arkadaşlarımızın da arabaları oldu. C2 belgesi alabilmek için 11 araba lazım. 6-7 tane biz yaptık, 4-5 tane çevredeki arkadaşlar getirdi. 2005 yılında uluslararası taşıma firmamızı kurduk. 
ARAÇTAN İNMEK ZORUNDA KALDIK
Firmayı kurduktan sonra mecburen araçtan inmek durumunda kaldık. Ofiste çalışmamız gerekti. İşlerimizi takip ettik. Yoldaki arkadaşlarımıza yardımcı olduk. Çok sorumluluğumuz oldu. Yük bulmalar, yüklerin gitmesi, araçların takibi. Bu süreç 2009 yılına kadar devam etti. 2010 yılına kadar da büyüyerek gittik. Öyle iş var para kazanıyoruz. 2009 yılında sıfır arabayı anında alıyordum. 

BÜYÜMEK İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİK
İşi büyütmek için, yol alabilmek için baya bir mücadele ettik. 2010 yılına kadar taşıma yaptığımız ülkelerde nakliyeci yok denecek kadar azdı. Biz Gürcistan üzeri Azerbaycan çalışıyorduk. Ülkemizin tüm bölgelerinden ihracatı bu ülkeye taşıyorduk. Oradan buraya nakliyeci gelmediği için biz de büyüdük. 2011-12-13 hep büyüyerek gittik. Hep ihracat odaklı çalıştık. Sıfırdan başlayarak 2013 yılına kadar 55 TIR’ımız oldu. 2010 yılına kadar nakliyeciliği bilmeyen ülkelere taşıma yaptığımız için hep büyüdük.
YÖNETİCİLER HAKKIMIZI SAVUNAMADI

2010 yılından sonra ülkemizdeki yöneticilerin haklarımızı savunamamasından dolayı bizlerden nakliyeciliği öğrenen yabancı ülke nakliyecilerinin yaptırım uygulamasından dolayı ülkemizde turizmden sonra en fazla döviz girdisi sağlayan bu pazarın küçülme dönemi başladı. Bunu biz çok söyledik. Çözümü için çabalar aradık. Eşitsizliklerin kaldırılmasını çok söyledik. Kimse duymadı. Eşitsizlikler devam ediyor. Bizim azmimizi kıran sahipsizlik, yaşadığımız eşitsizlikleri duymayan yetkililer yüzünden pes etme noktasına geldik.
SEKTÖR YABANCILAŞIYOR

Türk Nakliye sektörü git gide küçülürken ülkemizde yabancı nakliyeciler artmaya başladı. Bununla çok mücadele ettik. Baktık artık baş edemiyoruz. Artık biz nakliye sektörünü bıraktık. 2015 yılında terör olayları oldu. Ülkemizde huzurun gelmesi için doğuda adeta kamp kurdum. Kahramanlarımızın her an yanında oldum. Bu ülkede huzurlu yaşayabilmek için kahramanlarımıza destek olduk. Eşitsizliğimizi yetkililere duyuramadık. Sıkıntılı süreç devam ediyor. Türk Nakliye sektörü eksilere gidiyor. Ülkemizde bu işi yapmak isteyenler çalıştığı ülkelerde yabancı firmalar kurmak zorunda kaldı. Ben dahil yurt dışında araçlar almak zorunda kaldık. Tek çözümümüz bu oldu. Türk plakalı araçla taşıma yapabilmek için sesimizi duyuramadık. Çözüm yabancı plaka araç almak oldu. Türk Nakliye sektörü yok oluyor. Koltuktan güç alan değil güç veren yöneticiler istiyoruz. Bunun hayalini kuruyoruz. Pes etmeyeceğiz. Mücadelemiz devam edecek. Türk Plakalı araçlarla devam edeceğiz.
SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIN

Sıfırdan iş hayatına atılmak isteyenler sevdiği işi yapsın. Sevdiği işi yapanlar başarılı olur. Birilerinin zorlaması ile farklı işler yapmasınlar sevdiği işi yapsınlar.