VATAN İÇİN BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ

Haber : Ömer Altıntaş  www.trabzonhaber24.com

  Ortahisar Belediyesi'nin 24 Şubat Trabzon'un Kurtuluş Günü münasebetiyle düzenlediği ve KTÜ Öğretim Görevlisi Veysel Usta'nın konuşmacı olarak katıldığı "Doğu Karadeniz'de Rus İşgali ve Muhacirlik" konulu konferans belediyenin Çok Amaçlı Salonu'nda gerçekleştirildi. Konferansa Ortahisar Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, Başkan Yardımcıları Abdullah Uraloğlu ile çok sayıda vatandaş katıldı. 
Konferansın açılış konuşmasını yapan Ortahisar  Belediyesi Başkanı Ahmet Metin Genç sözlerine Ankara ve Diyarbakır'da düzenlenen alçak terör saldırılarını kınayarak başladı. Kalleş saldırıları ülkemizin birliğine, bağımsızlığına karşı yapılmış saldırılar olarak değerlendiren Başkan Genç, 1914'te Türkiye'yi işgal eden dış güçlerin bugün de aynı emellerle bu toprakları karıştırmak için hareket ettiğini söyledi. Türkiye'nin her zamankinden daha güçlü olması gerektiğine vurgu yapan Başkan Genç bedeli ne olursa olsun bu toprakları korumak için hareket edilmesi gerektiğini kaydederek, "Tabiri caizse şerefsizce yapılan bu saldırıyı, beraberliğimize, bağımsızlığımıza ve geleceğimize yapılmış hain bir saldırı olarak görüyorum. Hep beraberce bu saldırıyı 'telin' ederken milletimizin de başısağolsun diyoruz. Bu günkü programımız da aslında geçirmekte olduğumuz sürecin, tarihte tezahür ettiği halini ele alacağız. 1914'te hangi emeller uğruna bu topraklara gelinmişse, bugün aynı güçler aynı emeller uğruna bu topraklarda bir şeyler yapmak istemektedirler. Bizim birinci vazifemiz bu tarih şuurunun var olduğu bir nesil olmamızın yanında gelecek nesillere de bu şuuru aktarmak gibi bir sorumluluğumuz var. Her zaman ifade ettiğimiz gibi; bu topraklarda her zamankinden daha güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti olmak zorunluluğumuz var. Suriye sınırından ülkemize ateş eden terör örgütüne bir bakıyorsunuz, dünyanın en güçlü ülkelerinden bir tanesi, bizim bu ortağımızdır diyor. Böyle çelişkili bir dönemden geçiyoruz. Neticede hangi kelimelerle tarif edersek edelim, insan haklarına, mazlumlara yapılan bu saldırılara, adaletsizliklere karşı dik duran bir Türkiye Cumhuriyeti var. Biz maalesef bu dik durmanın bedelini ödüyoruz. Bu güzel ülke için de bedel ödemeye devam edeceğiz. Kurtuluş Savaşı sırasında Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un söylediği sözlerden bir tanesi olan 'Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez." İşte böyle bir dönemdeyiz. İnşallah birlikte ve beraber hareket ederek, bütün tefrikalara ve fitnelere karşı asaletli bir millet olarak atmamız gereken adımları atacağız. Bedeli ne olursa olsun, bu millet bu topraklarda bağımsız ve hür bir şekilde yaşamaya devam edecektir." ifadelerine yer verdi. 
İŞGAL, RİZE'DEN BAŞLADI
KTÜ Öğretim Görevlisi Veysel Usta ise sunumunda 16 Nisan 1916'da Trabzon vilayetinin fiili olarak Rus işgaline uğradığını ve işgal sırasında bölgeden 1 milyona yakın Müslüman Türk'ün Kocaeli, Adapazarı gibi batı illerine göç etmek zorunda kaldığını söyledi. Göç edenlerden önemli bir kısmının yollarda hayatını kaybettiğini belirten Usta, bölgedeki gayrimüslim Rumların işgalci Rus kuvvetlerini sevinç gösterileriyle karşıladığını ifade ederek, "Bundan tam yüzyıl önce bu tarihlerde, Rize ve Trabzon'da Rus işgalinin başladığı günlerdi. Size aktaracağım bu bilgilerle bir ülkeye yönelik nefret söylemi dile getirmeyeceğim. 1916'da bu coğrafyada yaşanan Rus işgali bir vakıadır. Bu üç yıllık süre içinde Rus işgalinin Osmanlı coğrafyasına verdiği zararın yanında daha sonra Rusya ve Türk dünyası üzerinden gelen silah ve cephane yardımlarının gerçekliğini de biz tarihçiler ortaya koymak zorundayız. Birinci Dünya savaşında Osmanlı iki ana cephe açmıştı. Biri Kafkas cephesi diğeri de kanal cephesi idi. Deniz harekatı başlangıçta Rize'nin Fındıklı ilçesinden başlayacak. Rize'ye 15 bin kadar asker çıkaran Ruslar sonra batıya, Trabzon'a yöneldi. Trabzon'da 16 Nisan 1916 tarihinde Şana'ya çıkarma yapan kalabalık Rus donanması, Trabzon kıyı şeridini top atışına tuttu. Batum Limanı'ndan cephane ve lojistik yardım alarak Trabzon'a çıkarma yaptılar. Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey çok stratejik karar alarak vilayet merkezini Ordu'ya taşıma kararı almıştır. Ordu'da o zaman Rize gibi Trabzon'a bağlı sancaktır." 
TRABZON ŞEHİR MERKEZİNDE 50 MÜSLÜMAN KALDI
"Bu durumu fırsat bilen gayrimüslimler ve onların ruhani lideri olan Metropolit Hrisantos ve dönemde Trabzon'da yer alan dönemin Amerikan Konsolosu Hiezer'in de içinde bulunduğu bir heyet Şana-Yomra yöresindeki Rus askeri birliğine gidecek ve onlara Trabzon'daki Türk yönetiminin kenti terk ettiğini, bundan dolayı herhangi bir mukavemetle karşılaşmayacaklarını belirterek bir nevi onları Trabzon'a davet etmiştir. Nitekim 18 Nisan 1916 tarihinde Trabzon fiilen Rus işgaline uğrayacaktır. Arafil Boyu'ndan Trabzon'a giriş yapan Rus askerleri Rumların sevgi gösterileriyle karşılanmıştır. Böylece Trabzon halkı Rus işgali altında yaşamak istemediğinden batıya doğru göç etmeye başlamıştır. Daha sonra, Arsin, Araklı, Of Rus işgaline uğramıştır. Bu işgal 1918'in başına kadar devam etmiştir. İşgale uğrayan bölgelerin erkek nüfusları da cephelerde askerle yan yana savaşmıştır. Burada önemli bir noktada askerler mevzilerde birer birer şehit olunca, onların yerini kadınlarımız almıştır. Çok sayıda kadın şehidimizin olduğu kayıtlara geçmiştir. Rus kaynakları Müslüman halkın göç etmesinden sonra Trabzon merkezinde 50 tane Müslümanın kaldığından bahseder. Yani bu coğrafyada Osmanlı kayıtlarına göre yaşayan Türklerin %90'ı muhacir olmuştur. Yaklaşık 1 milyon Müslüman bölgeden göç ederek batı illerine yerleşmiştir. Bunların büyük bir kısmı da göç yollarında açlık ve sefaletten yaşamını yitirmiştir.Bu öylesine büyük bir travmadır ki atalarımız bu muhacirliği takvime dönüştürerek önemli tarihleri muhacirlikten önce ve sonra diye ifade etmeye başlamışlardır." sözlerine yer verdi. 
RUSLAR PEK ÇOK SANAT ESERİNİ BERABERİNDE GÖTÜRDÜ
Konuşmasının son bölümünde Rusların işgali sonlandırırken aralarında önemli sayıda İslam eserinin bulunduğu kitap, devlet belgeleri, mozaik ve çinilerinin yer aldığı birçok tarihi eseri beraberlerinde Rusya'ya getirdiğini ifade eden Usta, "Osmanlı'nın son elli yılında Trabzon ve çevresindeki Rumların çocuklarını Yunanistan'a eğitime gönderdiğini görüyoruz. Bunlar milliyetçilik duygularıyla orada yetiştirildikten sonra Trabzon'a gelerek burada bağımsız bir Pontus devleti kurmak amacıyla çalışmalar yürütmüşlerdir. Yani, 500 yıl Türklerle bir arada yaşayan Rumlar işgalle birlikte Ruslarla birlikte hareket ederek işgale büyük destek vermişlerdir. Ruslar işgali 1918'de sonlandırırken bölgeden çok sayıda tarihi eseri, sanat yapısını, el yazması kitapları, değerli eşyaları, camilerden çini ve mozaikleri de sökerek beraberlerinde Rusya'ya götürmüşlerdir. İşgalden ortaya çıkan diğer bir sonuçta bölgeden göç eden Müslüman halkın büyük bir kısmının göç ettiği Kocaeli, Adapazarı ve diğer batı illerinden tekrar geriye dönmeyerek o bölgelerde yerleşmiş olmasıdır. Bizim bu gerçeklerden ders alarak  genç nesillerimize bir nefret söylemi oluşturmadan bu tarihi gerçekliği anlatmamız gerekmektedir." diye konuştu. Konferanstan sonra Başkan Genç, Öğretim Görevlisi Veysel Usta'ya plaket takdim etti. Plaket takdiminin ardından Veysel Usta, editörlüğünü yaptığı ve Ortahisar Belediyesi tarafından basımı gerçekleştirilen 'Rus İşgali ve Muhacirlik' adlı kitabını imzalayarak dinleyicilere hediye etti.