CUMHURBAŞKANI TRABZON İÇİN 9 HES'İ AÇTI 
Haber : Tarkan Yusuf Altıntaş  www.trabzonhaber24.com

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da, kamu-özel sektör tarafından tamamlanan 9'u Trabzon'da 99 baraj ve hidroelektrik santralinin toplu açılış töreninde konuştu. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından notlar; * Toplu açılışını gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızın hayırlı olmasını diliyorum.  Toplam yatırım tutarı 10 milyar lirayı bulan bu eserlerin ülkemize kazandıran işadamlarımız, firmalarımız ve sayın bakanımız ile ekibine teşekkür ediyoruz. 'GEZİ TALEPLERİNDEN BİRİ HES YATIRIMLARININ DURDURULMASIYDI' * Bu yatırımları kesintisiz olarak sürdürmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizdeki güven ve istikrara zarar vermeye çalışanların ilk hedefleri hep enerji yatırımları olmuştu.  * Gezi eylemlerinde taleplerden biri HES yatırımlarının durdurulmasıydı. 17-25 Aralık döneminde konu olan işadamlarına bakıyoruz. * Onlarında çoğunun ülkemizin enerji yatırımlarında pay sahibi şirketler olduğunu görüyoruz.  * Türkiye 2003'ten beri gerçekleştirdiği yatırımlara rağmen 91 kw saatini yani yarısını kullanabilmiştir. Bu rakam Norveç'te yüzde 72'dir.  * Peki bu ülkelerde HES yatırımlarından vazgeçilsin diye eylem yapıldığını gördünüz mü? Çünkü bizdeki gibi kendi ülkesine husumet besleyen siyasetçiler ve medya kuruluşları bulamazsınız. * Değerli kardeşlerim, maalesef ülkemizde bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar buldukları her fırsatta içlerindeki kini, husumeti, çirkinliği dışa yansıtıyorlar. 'AKADEMİSYENLER TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YANINDA DURARAK MİLLETİNE KİN KUSTU' * Son örneğini Pazartesi yaşadık. Kendisine akademisyen diyen bir güruh çıkıp, alenen terör örgütü yanında saf tutarak devletine ve milletine kin kustu. * Kardeşlerim bu barajların en büyük düşmanı bölücü terör örgütü ve onu destekleyen siyasetçiler, akademisyenlerdir. Her ne kadar bu bildiriyi 151 bin akademisyen 1128’i imzalamış olsa da durum düşündürücüdür. * Bunun düşünce ve ifade özgürlüğüyle kesinlikle bir ilgisi bulunmuyor. Bu ülkenin birliğine beraberliğine karşı olan herkes bilsin ki bizim karşımızdadır. * Bu akademisyenlerin farklı düşünmeleri değil, Türkiye'nin demokraside geldiği nokta itibariyle hoşumuza gitmese de saygı duyuyoruz. * Buradaki mesele kendilerine akademisyen diyen bu kitlenin tamamı yalandan, saptırmadan, propagandadan oluşan terör örgütünün dilini kamuoyunu yansıtmasıdır. 'BU MANDACI ZİHNİYETİ BİZ ÇOK İYİ TANIYORUZ' *  Bu ülkenin, vatanın birliğine, beraberliğine karşı olan herkes bilsin ki bizim karşımızdadır. Biz tek millet olmanın gayreti içindeyiz. Tüm etnik unsurlarla tek millet. * Biz tek bayrak bunun peşindeyiz. Bu ülkede ikinci bir bayrak dalgalandırılamaz. Rengi şehidimizin kanıdır, bağımsızlığımızın ifadesi hilal ve şehidimizin sembolü yıldız vardır. * Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Tabii ki yeri geliyor canımız yanıyor kolay değil. Toprak şehitlerimizle vatan oluyor. Zira, “Şüheda çıkacak toprağı sıksan şüheda” diyen anlayış bizim anlayışımızdır. * Bu olanlar bildiri imzaları hadi bunları sineye çektik. Peki kendi ülkesine yabancıları çağırmak neyin nesidir, bu mandacı zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz. * Aynı zihniyet 100 yıl önce benzer taleplerle arzı endam etmişti.  Bu mandacı zihniyet hüsrana uğramıştır. Dünya üzerinde hiçbir devlet kendi toprak bütünlüğüne yönelik tehditler karşısında sessiz kalmaz, kalamaz. * Hiçbir ülke kendi vatandaşlarının can ve mal güvenliğinin hendeklerle, silahla tehdit edilmesine rıza göstermez. 'BİZ SADECE ALLAH'IN HUZURUNDA RÜKU EDERİZ' * Bakın dün gece, Çınar’da teröristler polis lojmanlarına ve emniyet kuvvetlerimizin binalarına saldırdılar. Bombalı araç, roket ve silahlarla yapılan saldırıda bir polisimiz ve 5 vatandaşımız hayatını kaybederken 6 ‘sı polis kalanı sivil 39 vatandaşımız yaralandı.  * Allah’tan rahmet, yaralılara şifa temenni ediyorum. Çınar saldırısı dahi tek başına terör karşısında duramayanların alçak, ahlaksız, karanlık yüzünü göstermeye yeter. Biz bugüne kadar dik durduk. Biz sadece Allah’ın huzurunda rüku ederiz.  * Bu sözde aydınlar aydın değil, bunlar karanlıktır karanlık, bunu böyle biliniz. Zira bunların vatan diye, millet diye bir meselesi yoktur. Bunlar sadece şu güzel ülkemizi nasıl karıştırırız, bu milleti nasıl birbirine düşürürüz, bunun gayreti içindeler. * Bu mesele kesinlikle demokrasi meselesi, hak ve hürriyetler meselesi, düşünce özgürlüğü meselesi değildir. Türkiye’nin bu konularda hiçbir eksikliği yoktur, devletin ve milletin bekası meselesidir. * Unutulmasın ki devletin olmadığı yerde ne özgürlük, ne demokrasi, ne hak, ne hürriyet olur. Sadece kaos olur, kan olur, gözyaşı olur. Teröristlerin yol açtığı durum karşısında devlet olarak vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu korumak mecburiyetindeyiz. 'BU OPERASYONLAR DURMAYACAKTIR, BUNU DA BİLİNİZ' * Güvenlik güçlerimizin sivil ölümlerine yol açmamak için titiz davranması teröristlerle mücadeleyi yavaşlatıyor. Bitişik düzen evlerde tüneller kazılıyor, aileler göç ettiriliyor, dağdan gelenler yerleştiriliyor. Biz çözüm süreci derken çözüm sürecine bir yerlerden geldik.  * Demokratik açılım dedik, milli birlik ve kardeşlik projesi dedik. Hiçbiri anlamadı. Normal şartlarda, 3-5 günde temizlenecek operasyonlar, haftalarca, aylarca sürebiliyor. Devletin hiçbir zaafı yok. Bu işi çözmedikten sonra asla bu operasyonlar durmayacaktır, bunu da biliniz. * 780 bin km2’lik bu vatan topraklarını, 78 milyon vatandaşımızı 1100 tane sözde aydından icazet alarak mı yöneteceğiz? Biz izni ve görevi milletten aldık. Şimdi o yetkiyi kullanıyoruz, sonuna kadar da kullanacağız. Burada sadece devletin kendi vatandaşlarının can ve  mal güvenliğine duyduğu saygı var.  * Terör örgütü mensupları vatandaşlarımızın canına, malına, mahremiyetine, diğer tüm haklarına acımasızca saldırıyor. Kürt halkını temsil etmek diye bir şey yok ha. Bunlar oradaki Kürt kardeşlerimin mahremiyetini bile çiğniyor. 6-7-8 Ekim’deki olaylarda dağın siyasetteki temsilcisi eşbaşkan, Kürt kardeşlerimi sokağa davet etmedi mi? 50 Kürt kardeşim ölmedi mi? 15 yaşındaki Yasin Börü’yü bunlar bir binanın üçüncü katından atarak arabayla çiğnemedi mi? Ne yapıyordu, Yasin Börü. Kurban eti dağıtıyordu.   'AKADEMİSYENLERİN İHANETİ KARŞISINDA GEREKEN YAPILACAKTIR' * İşte şimdi 99 barajı görüyorsunuz. Bu barajlar ülkemin dört bir yanında var. Bu bölücü terör örgütü ve siyasetteki temsilcileri özellikle Güneydoğu'da baraj yapmamızı istemiyorlar. * O sözde bildiriye imza atan sözde akademisyenler gibi ruhunuzun kirlenmesi, kararması, her türlü insani hassasiyeti bitirmiş olmanız lazımdır. Milletimizin bu mandacı artıklarına milletimin hak ettiği cevabı vereceğinden şüphe duymuyorum. * İlgili kurumlarımızın da anayasamıza ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında gerekenleri yapacaklarına inanıyorum. Asla taviz verilemez. * Değerli kardeşlerim sadece sözde akademisyenlerin değil, siyasetçilerin de aynı tavır aldığını görüyorum. Bu temsilcileri hiç saymıyorum. Benim gözümde onlar siyasetçi değil, terör örgütü maşasıdır. * Siyasetçi olsalardı, kendi fikirleri olur ona göre hareket ederlerdi. Böyle bir siyaset olmaz. 'ANAMUHALEFET PARTİSİNE: BİR KAZMA KÜREK AL SEN DE HENDEK AÇ' * Bunların tek yaptığı ise terör örgütünden aldığı emirleri yerine getirmekten, Türkiye’ye husumet besleyen kim varsa ona yanaşmaktan ibarettir. Benim bir olay çok ağrıma gitti. Benim asıl üzüldüğüm, başta genel başkanları olmak üzere bu ülkenin ana muhalefet partisini temsil eden siyasetçilerin ortaya koydukları tutumlar. * Ana muhalefet partisi genel başkanı çıkıyor, terör örgütü propagandasına alet olmaktan pişman olan televizyon programcısına “Dik durmadın” diyor. Bu genel başkana göre o televizyon programcısı aynı tavrını sürdürmeli yani terör örgütü propagandasına devam etmeliymiş. Aynı zat daha önce hendekçi teröristleri de arkadaşı olarak ilan etmişti. * Beyefendi, bir kazma kürek al sen de orada hendek açıver. Bu partinin bazı üyeleri de yaralanan teröristleri ziyaret etmekten, ilan asmaya kadar yapılmadık kepazelik bırakmadılar. * Sultanahmet’te bir terör örgütü bomba patlatıyor. Genel başkanın kafasını taktığı şey yayın yasağı. Ne olacaktı? Oradaki tabloları tüm dünyaya izletecek miydi? * Fransa’da terör eylemleri yapıldığında hem bu ülkenin medyası hem dünya medyası hassasiyet gösterdi. Doğrusu da odur. Fakat benzer bir hadise ülkemizde yaşanınca bu hassasiyetin zerresini göremiyoruz. * Ülkemizde kimi basın yayın kuruluşları, attıkları manşetlerde çifte standartla gerçek yüzlerini bir kez daha gösterdiler. Ağırıma gidiyor. Paris saldırısını manşetlerinden benim ülkemdeki bir gazete “Fransa çocuklarına ağlıyor” başlığıyla verdi. Fakat Sultanahmet’teki olayı “Katliam ülkesi” diyerek sunması bizi şaşırtmadı. Ama umuyorum, birilerinin aklını başına getirmiştir. Böyle bir şey olabilir mi ya, bu ülkenin yayın organısın “Katliam Ülkesi” diye sürmanşetten veriyorsun. 'ZALİMİN HASMI OLACAĞIZ' * Suriye'de katledilen 400 bin insanı görmeyenlerin İstanbul'daki olay karşısında hassasiyetle karşılamaları büyük bir şey ancak umut etmekten kendimizi alamıyoruz. * Onlar ahlaksızlıktan usanmadı. Ne diyor Mehmet Akif; 'Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git!, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…' * Biz zalimin hasmı olacağız. * Türkiye'nin bölgesel ve küresel krizlerle sıkıntılı bir dönemden geçtiğini biliyorsunuz. * İstikrar ve güven ortamına sımsıkı sarılmalıyız. 'HER KİM BU ÜLKENİN TEKERİNE ÇOMAK SOKMAYA ÇALIŞIRSA MÜCADELE EDECEĞİZ' * Türkiye'nin bölgesel krizleri tetiklemesiyle sıkıntılı bir dönemden geçtiğini biliyorsunuz. İstikrar ve güven ortamına sımsıkı sarılmalıyız. 7 Haziran'daki kısmi kaosun kimlere nasıl cesaret verdiğini gördünüz. 2015 yılı tüm zorluklara rağmen kayıp bir yıl olmamıştır. * İlk 3 çeyreğinde yüzde 4'lük büyüme ile ülkemiz OECD ülkeleri arasında 2. sırada G-20 ülkeleri arasında 4. sırada yer alıyor. 11 ayın sorunlarına göre bütçe açığımızın milli orana oranı yüzde 1.3 ile gerçekleşti. * En ciddi olumsuzluk ihracatımızın düşmesiydi. Bir önceki yıla göre yüzde 12'lik gerileme ile 144 milyar dolar oldu. Tüm bunlara karşı dış ticaret açığımızın azalmasını önemli bir kazanım olarak görüyoruz. * Uluslararası yatırımlar konusunda da benzer bir noktadayız. Doğrudan yatırım tutarı 14.1 milyar dolara yükseldi. Bizim için ideal değil. Biz 22 milyar doları gördük. Daha iyi olacak buna inanıyoruz. * 2002-2014 yılları arasında Türkiye'nin ihracat hacimi 4.2 katına yükselmiştir. Türkiye büyümesinden taviz vermemiştir vermeyecektir. Türkiye sadece bulunduğu bölge ile sınırlı bir ticaret vizyonunu geride bırakmıştır. Tüm dünyayı kucaklayacak düzeydedir.  * Rusya krizinde gördük. İhracatcılarımız hemen farklı pazarlara yöneldi. Mesele bu. Azmettiğin zaman bu millet taşı sıkar suyunu çıkarır. Başarı hikayelerini dinliyorum. İşadamlarımızı günümüzün alperenleri, akıncıları olarak görüyoruz. * 2016 inşallah geçtiğimiz yıla göre çok daha hayırlı olacaktır. Özellikle işadamlarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Nasıl Türkiye'nin hidroelektrik enerji üretimini 91 milyon kw saate çıkardıysak 127 milyar kw saate de çıkaracağız. * İşte gördünüz doğalgazda dışa bağımlı olmamız hiç olmadık zamanlarda karşımıza çıkıyor. İşadamlarımızdan daha çok yatırım istiyorum. * 2023 Türkiyesi diğer hedeflerle 2053 ve 2071 vizyonumuza sahip olmalıdır. Kim taş üstüne taş koyuyorsa Allah ondan razı olsun. Her kim bu ülkenin tekerine çomak sokmaya çalışırsa biz onlarla da mücadele edeceğiz. * Şurada işadamlarımızın her türlü teşekkürü hakettiklerini düşünüyorum. İşçilerimize şahsım adına şükranlarımızı sunuyorum. 'ONLARINKİ GREEN'PİS' * HES'lerde bu sözde akademisyenlerin bunların karşısında neler yaptığını bilirim, Greenpeace'ler biraraya gelirler, böyle birşeyler yapıp ön kesmeye çalışırlar. Yeşili biz isminde yeşil olanlardan çok daha fazlasıyla severiz. Onlarınki greenpistir, bizimki tam manasıyla yeşildir. Bu barajlar farklı güzellikler katar. * Bir kez daha 99 baraj ve hidroelektrik santrali hayırlı olsun.