Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, dün Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı Av. Umut Kılıç’ın hakimlik sınavı mülakatı sırasında yaşananların ardından tutuklanmasına tepki göstererek, konunun takipçisi olacaklarını söyledi. Trabzon’da 22-26 Nisan tarihleri arasında Trabzon Barosu’nun ev sahipliği yaptığı “Geleneksel Karadeniz Baroları Futbol Turnuvası” kapsamında Trabzon’da bulunan Başkan Feyzioğlu, Av. Umut Kılıç’ın mülakat sırasında tutuklanmasıyla ilgili bir basın toplantısı yaptı.

BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI ''HER KİM SALDIRI İÇİN TRABZONSPOR'U SUÇLUYORSA BİLİNKİ PROVAKOSYONUN BİR PARÇASIDIR

Trabzon Barosu Binası’nda düzenlenen basın toplantısında Feyzioğlu, geçtiğimiz günlerde Trabzon’un Sürmene ilçesinde Fenerbahçe kafilesine yapılan silahlı saldırıyla ilgili, “Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe kafilesine bir saldırı düzenlendi. Her kim ki Trabzon camiasını suçlamaya kalkıyor bilin ki provokasyonun bir parçasıdır. Trabzon camiası böyle aşağılık bir saldırıyla suçlanamaz” dedi.

FEYİZOĞLU ;A.UMUT KILIÇ'I TUTUKLAMAK KEYFİYETTİR

Feyzioğlu daha sonra konuşmasında, Av. Umut Kılıç’ın mülakat sırasında tutuklanmasına sert tepki göstererek "Afyon Barosu’na kayıtlı meslektaşlarımızdan Av. Umut Kılıç, dün yazılı sınavını kazandığı hakimlik mülakatına girmiştir. Bir önceki yazılı sınavda 85 puan almasına rağmen keyfi olduğunu düşündüğü mülakatta büyük bir haksızlık yapılarak elenmesini içine sindiremeyen Av.Kılıç, tekrar girdiği mülakatta, mülakatı yapan ve tamamı hakim kadrosunda olmasına rağmen bürokrat olarak görev yapan üyelere hitaben, orada bulunma sebebinin mülakattaki keyfiliklerin insanların hayatlarına ne kadar büyük zarar verdiğini yüzlerine anlatmak olduğunu ifade etmiştir. Heyet 10 dakika tahammül edip, bir çay ısmarlayıp dinlemek suretiyle bitecek bu demokratik düşünce açıklamasına maalesef büyük tahammülsüzlük göstermiş, polis marifetiyle meslektaşımızı dışarı çıkartmıştır. Bu sırada her iki taraf da birbirlerine sert sözler sarf etmiştir. Av. Umut Kılıç, savcı tarafından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmiştir. Sulh Ceza Hakimi Av.Umut Kılıç’ı tutuklamıştır. Şimdi, kanun tanımadan, insanları iki dudağının arasından çıkan emirle zindana gönderme gücünü kendisinde bulan bu Sulh Ceza Hakimi’ne tek tek soruyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ’kamu görevlileri ve siyasetçiler yaptıkları görevler sebebiyle ağır şekilde eleştirilebilir, bu suç değildir’ diyor. Bu kararlardan haberin yok mu? Av.Kılıç, haksız yere mahkum edilse bile, verilebilecek ceza hükmün açıklamasının geri bırakılması sınırında olacaktı. Yani tutuklamanın orantılı şartı gerçekleştirilmemiş. Buna rağmen, orantılıdır deyip, nasıl tutuklama kararı verdi? Avukatın yeri yurdu bellidir; bürosu, evi bellidir; yaptığı iş bellidir. Hangi hukuka aykırı dürtüyle, hangi vicdanla bu gencecik avukat için ’kaçabilir’ dedin. Olayın tek delilinin tutanak olduğunu yazmışsın kararında; bu tutanak dosyada değil mi? Nasıl oldu da ‘tutuklanmazsa, deliller karartabilir’ diyebildin. Sayın hakim bize ‘hakim verdiği kararlarla konuşur’ ezberini tekrarlama. Verdiğin karar, tutuklamanın gerekçesini anlatmıyor. Ancak doğru, sen verdiğin kararlarla konuşmuşsun; demişsin ki hakimlerin, devlet büyüklerinin canını sıkan birini burnu sürtülsün diye zindana atarım. Bir soru daha sorayım sana, bu sözleri söyleyen bir avukat değil de bir hakim olsaydı, aynı heves ve heyecanla tutuklama kararı verir miydin? Ben cevap vereyim, veremezdin. Zaten savcı da tutuklamaya sevk etmezdi. Neyse ki artık elimizde emin olun kullanacağımız bir içtihat var" ifadelerini kullandı. TIR’ların aranma emrini veren savcıya 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığına dikkat çeken Başkan Feyzioğlu, “İçi ağzına kadar mühimmatla dolu TIR’ların aranması emrini veren bir savcı hakkında biliyorsunuz, kanunda şartlar oluşmadığı halde, arama talebinde bulunduğu için 3 yıla kadar hapis istemiyle ceza davası açıldı. Bu olayda şartlar oluştu mu, oluşmadı mı bilmiyoruz. Bilindiği bir şey varsa, bu olayda hiçbir şartın oluşmadığı. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Biz derken 87 bin avukat ve haklarını savunduğumuz için eziyet gördüğümüz, bedel ödediğimiz milyonlarca yurttaşımızı kastediyorum. Meslektaşımızın tutuklanması ile ilgili bütün hukuki yollara başvurulacaktır. Ayrıca uluslararası meslek örgütlerimiz, insan hakları örgütleri, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği de hukuksuzluğun geldiği bu son nokta hakkında bilgilendirilecektir. Türkiye’de fedakarca, hukuka uygun olarak görevini yerine getiren binlerce avukatımız, hakimimiz ve savcımız vardır. Türkiye adaletini er ya da geç bulacaktır” şeklinde konuştu.