İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Azmi Kuvvetli yerel seçim süreci hakkında değerlendirmeler yaptı. Kuvvetli, siyasetin toplum için yapılan bir iş olmaktan çıkartıldığını belirterek “ Siyaset, maalesef toplum için yapılan bir iş olmaktan çıkartıldı. Kişiler; kendi hedeflerine ulaşmak için siyaseti bir araç , aziz milletimizi de hedeflerine ulaşmak için bir şekilde kandırılması gereken topluluk olarak görüyorlar.” İfadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun seçim çalışmalarını yakından takip ettiklerini söyleyen Kuvvetli “Son zamanlarda İçişleri Bakanının yerel seçim çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Yerel seçim çalışmalarında bir bakanın bu denli hırslı şekilde yer almasını ‘parti içinde var olduğu kamuoyunca malum olan’ çatışmaların yansıması olarak anlayabiliyoruz.! Tabi ki 16 Nisan referandumunda milletimize vaat edilen sözleri de hatırlatmamız gerekir. Geçilen yeni dönemde bakanlıkların Meclis çatısı altında olmaması gerektiği, bunun verimi artırmak için zaruri olduğu bu millete anlatılmış ve istenilen sonuç alınmıştı. Bugün görüyoruz ki siyasetin dışında olması gereken ve milletin dertlerine yoğunlaşması gereken bakanlar maalesef yerel seçimlerde partilerinin adaylarından daha çok efor sarf eder bir durumda. Siyaseten tarafsız kalmaları gerektiğini de ayrı bir bakış olarak milletimizin takdirine bırakıyoruz.” Dedi.

Kuvvetli sözlerine şöyle devam etti; Meclis Başkanlığı seçimleri olduğu gün bir Bakanın etrafına şehrin birkaç vekilini alıp seçim mitingleri düzenlemesini de ayrı bir vahamet olarak görüyoruz. O vekillerin milletin mi , şehrin mi, bakanın mı vekili olduğunu bilmek istiyoruz? Bir vekilin ülkenin en önemli seçimlerinden birini yok sayması, bir ilçedeki belediye seçimleri için mitingde olmayı daha çok önemsiyor olması aslında yeni sitemde YÜCE MECLİS’in düşürüldüğü durumu bize göstermektedir. O vekiller de sanırım nasılsa Sn. Erdoğan’a kimi isterse o seçilecek, katılmaya gerek yok diye düşünmüştür ya da parti içi rekabette kimden yana olduklarını daha bir vurgulamak istemişlerdir. Millet iradesinin temsil makamı maalesef ülkede birçok yerde olduğu gibi bir kişinin iradesinin tecellisi noktasına geldi, getirildi.

Her şeyi bi tarafa bırakıp şehrimize teşrif eden İçişleri Bakanının söylemlerine bakalım diyoruz. Orada durum daha içinden çıkılmaz bir halde. Öyle ya, bütün milletin ‘kişi hak ve hürriyetlerini’ korumakla mazhar bir makamda oturan kişi Genel başkanından veya kendini ait hissettiği partiden daha farklı bakmalı, görmeli, konuşmalı.!

İçişleri Bakanı Sn. Süleyman SOYLU’nun geçtiğimiz hafta sonu Trabzon ziyaretini; Kurumların ve kişilerin bağımsızlığının ve tarafsızlığının bu kadar ipotek altında alınmış olmasından rahatsız olmuş mudur diye takip ettik. Bir parti gençlik kollarının düzenlediği buluşmaya şehrin valisinin katılmasından rahatsız mıdır diye takip ettik. Ya da düşen helikopterlerden, gözaltı sırasında bir bayanın tacize uğramasından, patlayan mühimmatlardan, toplumun kutuplaştırılmasından rahatsız mıdır dedik Sayın Bakanımız..? Görevden aldıkları kendi belediye başkanlarıyla ilgili milleti ikna eden bir açıklama yapar ya da mevcut belediye başkanlarının açılan ama ilerlemeyen onlarca davasıyla ilgili bir açıklama yapar diye takip ettik.. Hatta miting yapıp oy istediği belediyelerde, halihazır da başkanların ayyuka çıkan yolsuzluklarını, kiminin mafya vari olaylara adlarının karışmış olmasını dert eder ve aziz milletimize makul anlatılar sunar dedik..!

Ancak maalesef. Yine aynı masallarla milletimizi kandırma ve seçim kazanma peşinde olan bir siyasi figürden öte bir şey göremedik.24 Haziran Genel Seçimlerinde ne söylemişsler,31 Mart Yerel Seçimleri için de aynı şeyleri vaat ediyorlar. Hala kandilin kıyısındayız, akşam sabah girdik-giriyoruz diyorlar.Myanmar’da, Somali’de, Sudan’da mazlum halk için bizim adaylarımıza oy verin diyorlar. Sn. SOYLU’nun dün kimin için neler söyledikleri o kadar hafızalarda tazeyken şimdi bizden olmayan hain, işbirlikçi diyorlar.

Kumpas var, gıda terörü var, beka sorunu var diyorlar ve bunları önlemesi gereken en üst makam İçişleri bakanı diyor, maalesef.

Bir korku çemberiyle milleti çevirmek, düşünce ve sorgulama kültürünü ortadan kaldırarak milletin gerçeklerle yüzleşmesini engellemek, kendi siyasi hesapları için her şekilde önlerindeki seçimi kendi açılarından zafere dönüştürmek istiyorlar. Seçim formülleri bu.

Biz bütün olan biteni cesaretle ortaya koyacağız ve ülkenin geleceği için yapılması gerekenlere kafa yoracağız. Derdimi milleti kandırıp oylarını bir şekilde almak değil, her zaman millet menfaatine olacak şekilde siyaset yapmaktır.