Hemoroid Tedavisinde Lazer Teknolojisi ve Doç Dr.Erkan Vuralkan Olayı

Haber: Ömer Altıntaş  www.trabzonhaber24.com

  Trabzon Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi Kaşüstü Yerleşkesi Doktorlarından Opr.Dr.Ayhan Çağılcı Hemoroid hastalığının tedavisinde ilk kez kullanmaya başladığı Lazer tekniğini ve geçtiğimiz günlerde Hastanede gelişen Doç.Dr.Erkan Vuralkan olayını bakın nasıl anlatıyor. 

OPR.DR.AYHAN ÇAĞILCI 
   Sevgili dostlarım bu hafta yaptığım 34 ameliyatın 20 sini oluşturuyor hemoroid hastalıklar.29 yılda 10 binlere ulaşan hemoroid ameliyatlarına bugün lazer teknolojisini de ilave ettim.
    Neden bu kadar geç oldu.
    Başlangıçta yoktu, sonra kandırmaca dendi ,uzak durdum, sonra almak istedik ,ödenek ve maliyet sorunları,sonra alalım denildi,ben vardım,gerek yok dedim,elimde ligasür var,band ligasür var, scleroterapi var, infrared var,iyileşmeyen hastamız yok ,ne gerek var dedim,kendim yazdım kendim çizdim
   Hocam cihazı getirelim bir gün kullanın dediler.
   Bugün 6 hemoroid,bir fistül ameliyatında kullandım.
Yanlız yine aynı düşüncedeyim.
    Belediye reklam panolarında boy gösterilmesi gereken bir yöntem değil.Band ligatör ne kadar değerli ise hemoroid hastalıklarda lazer tedavisi de o kadar değerli.Abartılacak bir tarafı yok. Olması gereken,bilinmesi gereken,klinik tecrübede , hemoroidal hastalıklarla uğraşan cerrahların elinde olmasının,ameliyathanede olmasının faydası olabilir diye düşünüyorum.
    Diyelim ki hastada bir pake.,bir alan 3-4 derece sarkmış.Bu bölgede ligasür parsiel hemoroidleri+ flep rotasyonu-anoplasti yaptım.başka bir pake 2.derece veya küçük tali dallar var.Onlara lazer yaparak kurumasını, çekilmesini sağlayınca daha az agresif bir iş oldu gibi geldi bana. Yanlız zaten o bölgelerde
 band+sklreroterapi de ağrısız bir yöntem zaten.
    Fistül de de fırçası ile laseri kullandım,yine damar askımdan setondan vazgecemedim.
    Bir süre daha hastaları takip edip, sonuçlara göre karar vereceğim.
     29 yıldır çok ilerleme katettiğim hemoroidal hastalık tedavi yöntemlerime ek olarak bugün nanolaser teknolojisini de hemoroidal hastalıkların tedavi yöntemleri arasına eklemek beni oldukça heyecanlandırdı,sürekli ,ek bir tedavi yöntemi olarak
uzun yıllar kullanabileceğiniz, ayrıca fistül iyileşmesine faydalarindan faydalanabileceği ne inanıyorum.
    Sonuçlar iyi olursa,hastalar daha iyi bir amelliyat sonrası süreç geçirirse, artı katarsa neden olmasın.
Tekrar söylüyorum, Belediye reklam panosuna çıkaracak bir yöntem asla değil.Elimizin altında olursa
hastalar için ek fayda sağlayabilir.
 Ne demişler;Alet işler,el övünür.
   Bugün amelliyat ettiğim 29! yaşındaki bir mühendisln
dormikumu yedikten sonra,
    Ayhan bey,2 yıldır bu hastalıktan dolayı evden çıkmak istemiyorum itirafı ve sonunda korkularını aşıp
güvenerek kendini bize teslim etmesi düşünüldüğünde
ne kadar önemli bir iş yaptığımızı her defasında yeniden algiliyorum.
   Bu vesileyle 2 gün önce değerli meslektaşım Doç Dr.Erkan Vuralkan a  yapılan kumpası kınıyorum..Erkan bey bir başka şehirden Trabzonumuzun eşi Tonyalı olduğu için gelmiş, başarılı ,saygın , çalışkan bir kardesimizdir, polikliniği hemen karşımda,ameliyat odası hemen yantarafimdadir.Kendini ve yaptığı işi 7 yıldır takip ederim.Kendisi eşi ile mutlu ve başarılı bir hayat geçirmek için Antep'ten Trabzon'a yerlesmestir.
Bir Trabzonlu olarak bu yapılan çirkin kumpası şiddetle kınıyorum.İade -i itibar noktasında herkesimin üzerine düşen görevi yerine getireceğini ivedilikle isdirham ediyorum.
Ameliyat listesine yazılmış ,programa alınmış acil olmayan , elektif bir hasta neden 100 kişinin arasından geçip poliklinikte doktorun masasına parayı bırakıp sonra çıkar sonra polisler girer,bu nasıl bir igrenliktir ve buna nasıl itibar ediliyor.Hasta bir gün sonranin ameliyat listesine zaten yazılmış, yatış yapıp servise çık,ameliyat saatini,,sirani bekle.Eger seni ameliyat etmezse o zaman nedene niçine gir,senin derdin ne.Üzüm mü yemek bağcı mı dövmek.
     2000 yılında 85 yılla yargılandıkları bıçak parası ve irtikâp davasında 7 yıl ağır ceza mahkemesine gittim.Yasadiklarim bir roman.Sonra Ağır ceza reisi şunu dedi.Yaz kızım "dosyanın görülmemiş sayılmasına" ne zaman dedi 7 sene.sonra.Bunlar palavra ymıs dediler.O zamanda.ayni basın vardı.Ayni gazete patronları vardı Ulusal başına da manşet oldum.Halbu ki çok çok farklı olaylar vardı.Bunlari Allah bildiği gibi yapsın.Hakkimi helal etmiyorum.
     Sevgili dostlarım polikliniklerde yüzlerce insan ile karşılaşıyoruz.Her insanın mevcut hastalıkları yanında.değisik özellikleri de vardır.Kimi heyecanlı,kimi, sabırlı,kimi sabırsız,kimi kindar,kimi kibirli tavirlari vardır,kimi ,beyaz önlüğü görür korkar,heyecanlanir.Kimi psikiyatri tedavisi alır kimi sosyopattır,kimi piskopattır.Kimi madde bagimlisidir.Kimi şizoid,kimi şizofrendir..Kimi nezaketli, saygılı,kibardir,güzel konuşur,ne güzel insan dersin,kimi kemrelikden çıkar gelir,kimi banyo yapmış tıraş olsun gelmiştir.kimi kabadır,küstahdır.Kimi saygılıdır.Kimi alçak dağları yaratmıştır.Kimi kıskanctır,kimi depresyondadır.Kimi hayattan bezmistir, canı burnundadır.Hayatta çok kez kendini öldürmek istemiştir.Kimi canidir katildir,Kimisi dini değerlerde hassastır,kimi Atatürk e toz kondurmaz,kmi Cumhurbaşkanına .Kimi heteroseksüel dır.Kimi homoseksüel dir..Kimi fakirdir,kimi zengindir,kimi obsesif dır,kimi şüphecidir.Kimi köyde nasılsa poliklinik önünde kural tanımazdır.Sekreteri dövmeye mı gelmiş ortalığa sövmeyemi gelmiş, şikayet dilekçesi yazmak için mi gelmiş.Biz de bir doktor vardı şimdi emekli oldular canınızı kurtardık,hergun herkes hakkında bakanlığa şikayet dilekçesi yazardı.O gün kiminle sohbeti etti,Sağlık müdürü mu,başhekim mı,doktor mu,hemşire mı hergun şikayet dilekçesi yazardı.Mahkemede en son hakim o doktor a demiş ki.Senin istihbaratını aldım,senin işin şikayet dilekçesi yazmak, artık sözlerine itibar etmiyorum ,çık dışarı.Sonra emekli oldu.El yazısını ezberlemisdik.İsimi değiştiriyordu Yazıdan tanıyorduk.Akli yok fikri var, hizmet o da yok.
Bazı hastalar biran önce işim görülsün gideyim havasindadir.Sıra almamış,rendevusu yok,inat eder herkesin önüne geçer,doktora sadece birşey soracağım der,sekreteri pas geçer olmadı aşağılar,hakaret, tehdit, küfür,fiili saldırı, dehşet olaylar.Gozler dışarı fırlamış,eller kollar havalarda,nedir ne oluyor.amacin ne,ne istiyorsun. Kimi yıllarca doktora gelmemiş, hastalık son aşamaya gelmiş, poliklinikte herkesin önüne geçer, ölüyorum, ölüyorum diye.Burası acïl değil.acile git dersin.Yok ben sana geldim.İyi bana geldin de senden önce 90 kişi var,sen zaten sırada değilsin.Bir de "baksan ne olur"diye bir tavır var.Baskalarinin günahı ne ,erken saatte evinden çıkmış,yollara düşmüş, sıra almış, kurallarla uyuyor veya 182 den iki hafta önceden sıra almış.2 haftadır doktora gideceğim,şu saatte sıra aldım,doktor bakalım ne diyecek ile yaşamış,doktor ile geçireceği bir kaç dakikayı önemsemis, usullerle uymuş,kurallara uymuş
Sen geliyorsun herkesin önüne geçiyorsun,bir de hocam ben şuyum ben buyum ben seni tanırım ,şunun selamı var," baglamamın telleri"sonra oradan buradan yukardan aşağıdan telefon actirmalar,mesaj ,mesenjer, WhatsApp bilgi ve belgeleri, aşırı ilgi ve samimiyet.
gösterisi.Bakin biz doktorla ailecek tanışırız mimik.ve tavırları,hoca  ,sen benim işi en iyisi den yap ,ben seni görürüm zırvalari.Yaninda hastane personeli getirenler,neler neler neler.Bir de hasta sahipleri var tabiki.Aman Allah'ım.Baska hastanın hakkını gasp etmiş,umurunda değil.Benim işim hemen görülsün, diğerleri ,onlar sonraki iş
     Sevgili dostlarım medeni toplum düzen,kurallar ,kanunlar ile işler.Saygı ve sınırlar esastır.Sevmek zorunlu değildir.Ancak İTİBAR ve GÜVEN paradan da önemlidir,zaman kadar önemlidir.Devlet adamı olmak bir çok meziyet gerektirir.Çürük elmayı ayıramiyorsan, öngörümiyorsan, önyargılı, kıskanç isen ve bir makama oturmuşsan sana fırsat veren şikayetçi de karakter zaafiyeti içinde ise........vay anam vay çalışanın haline
      13 yıl önce bir hastanın kocası beni şikayet etmişti.
O zamanın başhekim yardımcısı o kadar mutlu olmuştu ki,adama kahve ısmarlamıstı makamında ve şöyle demişti.
  Bizim sizin gibi haklarını arayan vatanseverler ihtiyacımız var,ne içersin kahve mi çay mı"sonrasında dilekçeyi hemen işleme koymuş,adamı da kapıya kadar makamından ayakta.sirtini sivazlayarak yollamıştı.Konu bana intikal etti.Bilir kişi hakkında şikayet var Ayhan bey dedi.Nedir dedim.Gece acil ameliyat ettigin hastanın kocası seni şikayet etmiş.
Adamın çocuklarını çok eski tanıyorum, adamı tanımıyorum.Cocuklarini buldum dedim nedir bu
Çocuklarından biri hafif gülümsedi.
Hocam babam ŞİZOFREN HASTASIDIR,RAPORLUDUR.
dedi.Sonra raporları çocukları verdi bana da o başhekim yardımcısına sunulmak üzere muhakkik tayin edilen meslektasimiza verdik de canınızı kurtardık.
    Kavun değil ki dibini koklayasin da anlayışın.Sonra 
biz dedektif değiliz,kimin ne olduğunu,içinde ne planlar olduğunu bilemeyiz.
   Fakat bir söz vardır.
Bir lafa bakılır laf mı diye,bir lafı söyleyene bakılır adam mı diye.
    Nasıl bilirsiniz sorusu bu dünyada da sorulur,bu dünyadan göc ederken de sorulur.
 Kaldı ki başka şehirlerden Trabzonumuza gelmiş bilim insanlarına daha dikkatli davranmalıyız ki başkaları da gelsin.Bu kafayla ancak biz bize kalırız,haberiniz olsun.Şehrimiz de ileri gitmez geri gider.
Şimdi Antep de ne diyorlar,
Trabzon eniştesi evladımızı hapse attırdı, Trabzon'un uşağı.
 Hani Trabzonlular mertti.Nedir bu kalleslik.Bu bize yakışıyor mu.Cok ayıp,çok utanç verici.Sahibini hatırı vardır,emanet kutsaldır.Bu iş hıc olmamıştır,bu iş bize hiç yakismamistir.Esefle kınıyorum.
     20 sene sicili,ahlaki,mesleki başarısı, çalışkanlığı , dürüstlüğü 10 numara olan bir meslektaşımızın bu sistem bir ucuz komplo ile içeri atiyorsa benim diyeceğim tek şey var.
    Yazık ki bu mesleğe ömrümüzü verdik.Derdi olup da bu hastanede çözümleyen varsa yanıma gelsin.Yok öyle oyunlar.Ben bunu kabul etmiyorum.