KANSERDEN KURTULMA GÜNÜ ''İMKANSIZ '' DEĞİL ZORLU GRAND OTELDE YAPILDI 

4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla Zorlu Grand Otelde düzenlenen basın toplantısı ve ‘’İmkansız değil’’ adlı panele Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Yavuz Özoran, Doğu Karadeniz Bölgesi Meme Hastalıkları  Derneği Başkanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, Umut ve Savaşım Derneği Başkanı Dr. Nimet Baki ve Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği Uzmanı Uz. Dr. Eda Küçüktülü katıldı. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Yavuz Özoran’ın yaptığı panelde önemli açıklamalar yapıldı.
Prof. Dr. Yavuz Özoran, bazı rakamlar vermem gerekirse gelişmekte olan ülkelerde 65 yaş altındaki kanser oranı yüzde elli üç civarında, oysa kanser ileri yaşta olması beklenen bir hastalık. Beş ila on dört yaş gurubunda yani çocuklarda kanser görülen bir olaydır. En fazla ölüm bu gurupta görünmektedir. Dolayısıyla kanser büyük küçük demiyor, yaşlı genç demiyor, kadın erkek demiyor, herkeste görünüyor. Ama en çok risk altında olanlar kimler gelişmekte olan ya da az gelişmiş olan ülkeler. Çünkü aynı kanser tipi ile insanlar gelişmiş olan ülkelerde daha uzun bir yaşam şansına sahip olabiliyor. Kanserle baş edebilmek, onun ağrısından, onun enfeksiyon hastalıklarına karşı koruyucu tedbirlerinde, gelişmiş ülkeler çok daha fazla başarılı oluyor. Dünya sağlık örgütü bulaşıcı hastalıklardan sonra şimdi yeni bir hastalık gurubuyla baş etmeye çalışıyor. Oda bulaşıcı olmayan hastalıklar.Bunlar kalp hastalıkları, tansiyon gibi, akciğer gibi dolaşım sorunu hastalıkları ve kanser başta geliyor. Kanser bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde başı çekiyor. Unutmayınız ki şimdi aids diyorlar gelişmekte olan ülkelerde sıtma var, tüberküloz var, bunların hepsinden dört kat daha fazla kanserden ölüm oluyor. Sağlıklı yaşamayı seçmek imkansız değil sloganımız budur. Örneğin sigara içmemek elimizde, alkol kullanmak da öyle, sağlıklı beslenmekte, kırmızı eti gelişme çağının dışındakiler de sınırlı kullanmakta öyle, yaşam boyu spor yapmak ta öyle, hepsi elimizde. Sigara içen emekli olmazmış, sigara içenin evine hırsız girmezmiş, sigara içeni köpek ısırmazmış. Köpek ısırmaz çünkü erkenden yaşlandığı için elinde sopası var. Hırsız girmezmiş çünkü sabaha kadar öksürecek ya, hırsız evde bir insan olduğunu anlar. Emekli olmazmış çünkü emekli olana kadar sigaradan ölür.Erken tanı sağlamak imkansız değildir. Kanserin bulgularını biz erkenden öğretebilirsek bu bulgular varsa doktora gidebilirler. Şunu unutmayın asla ve asla toplumda bir panik havası oluşturmayalım. İnsan sağlığıyla beden sağlığıyla ruh sağlığıyla oynamayalım. Rahatsız edici bilinçsiz bilgileri de vermeyelim. Kanserden korkmuyoruz, mümkünse kanser olmamayı öğrenmeliyiz öğretmeliyiz. Sağlık Bakanlığı çok önemli bir atılım başlattı. Türkiye Cumhuriyetinin sağlık konusunda en önemli başarısı, trahom , sıtma ve tüberküloz savaşıdır. Şimdide kanser konusunda önemli bir başarıya imza atılıyor oda nedir erken tanı eğitim araştırma merkezi. Peki ne yapıyor, rahim ağzı kanseriyle baş etmeye çalışıyor. Ülkemizde çok mu sık? Hayır çok sık değil. Neden çok sık gözükmüyor. Avrupa’da çokça bahsedilen partner değişimi ülkemizde çok az yaşanıyor. Dolayısıyla bu kanser türü yaygın değil. Ama tümüyle toplumdan atmak isteniyor o nedenle çok önemli bir çalışma. Çalışma çerçevesinde evli olan bayanların hepsini taramadan geçiriliyor. Çünkü doğurganlık çağında kadınlar meme kanserinden ya da rahim ağzı kanserinden hayatını kaybedebiliyor. Bunların engellenmesi lazım ölümlerin engellenmesi lazım.

*PANELİSTLERİN KONUŞMALARI

Prof. Dr. Uzer Küçüktülü

Doğu Karadeniz Bölgesi Meme Hastalıkları  Derneği Başkanı

HER KADIN EN AZ AYDA BİR KEZ KENDİNİ MUAYENE ETMELİDİR

Son yirmi yıl içerisinde meme kanserinde olan en önemli değişiklik meme kanserinin toplumda görülme hızının artmış olmasıdır. Bundan yirmi yıl kadar önce her on üç kadından bir tanesi yaşamı boyunca meme kanserine yakalanıyordu. Günümüz verilerine baktığımız zaman bunun her sekiz kadından birine yükseldiğini görüyoruz. Hepimizin ailesinde çevresinde her sekiz kadından yaklaşık biri meme kanseri. Bundan sonraki yaşamınız içerisinde sevdiğiniz insanlar içerisinde bunlar kardeşiniz, eşinin, anneniz, arkadaşınız olabilir meme kanseriyle karşı karşıya gelecek demektir. Bu bizim için kötü bir haber.Biz işin karamsar tarafına bakmamamız lazım. Bu yirmi yıl içerisinde iyi haberlerde oluşmuştur. Bunlardan en önemlileri meme kanseri tanısı ile ilgili gelişmedir. Artık günümüzde teknolojinin gelişmesine bağlı  mamografi gibi cihazların ortaya çıkmış olmasıdır. Hekimlerin bu konuda tecrübelerinin artmış olması. Meme kanserini artık çok daha erken teşhis eder durumu geldik. Tedavide de pek çok gelişme olmuştur.Yirmi yıl önce bir kadına meme kanseri teşhisi konulduğu zaman yapılması gereken memenin tamamen alınması idi, şimdi günümüzde artık sadece memenin kanserli bölgesini çıkartarak memenin tamamı alınmış gibi benzer başarılı sonuçlara ulaşmamız mümkün oluyor. Artık kadınlar kendi kendisini muayene etmelidir. Bunun eğitimi için çok uğraşmalıyız. Bununla ilgili bilimsel veriler var. Kendi kendisini muayene eden kadınlarda meme kanserini çok daha erken teşhis edildiğini görüyoruz. Bunun bilimsel metotları var. Her kadın en az ayda bir kez kendi kendini muayene etmelidir. Bu konuda ilgili hekimlere danışılmalı nasıl muayene edeceğini öğrenmeli ve değişiklikler olduğunda hekimine başvurmalıdır.

Dr. Nimet Baki

Umut ve Savaşım Derneği Başkanı

ARTIK GÖZLERİMİZİ AÇMA ZAMANI

‘’Kanserin farkındayım, kanseri yeneceğim’’ sloganı ile sadece Trabzon ilinde değil Karadeniz bölgesinde  ki illerimizde de çeşitli organizasyonlar düzenledik.Trabzon, Artvin, Rize, Giresun, Gümüşhane, Erzurum  illerinde kanser taramaları ve kanserden korunma yöntemleri hakkında farkındalık semineri gerçekleştirildi.Destek olunduğu takdirde bu çalışmalara devam edebiliriz.Kadın  kanserini kuran kurslarında, halk eğitim merkezlerinde ki kursiyerlere anlatabiliriz.

Artık gözlerimizi açma zamanı, sadece bakmakla yetinmeyip görme zamanı, gerçeği okuma zamanı.Ve gerekeni yapma zamanı.Kanseri ortaya çıkarak koşullara, alışkanlıklara, sağlığımızla oynayan kurumlarla, kişilerle, düşüncelerle mücadele zamanı.Aksi takdirde kanser hepimizin evinde olacak.En sevdiklerimiz için kemoterapilerde radyoterapilerde hastane köşelerinde olacağız.Biliyoruz herkes her şeyi yapamaz ama herkes bir şey yapabilir.

Uz. Dr. Eda Küçüktülü

Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği Uzmanı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ İLE RADYOTERAPİ TEKNİKERİ YETİŞTİRECEĞİZ

Kanserle savaşım konusunda Yavuz Özoran hocamızın Trabzon da bulunması bence çok önemlidir. Çünkü biz öğrenci olduğumuzda Trabzon’da kanser konusunda hiç çalışma yokken hocamız tek başına hep bir şeyler yapmak için çalıştı. Biz Yavuz hocamızla yine bölgemizde bir ilki gerçekleştireceğiz. Biliyorsunuz radyoterapi cihazları çok önemli cihazlar ve her yıl yeni bir teknoloji ile önümüze çıkıyorlar. Bunları da hiçbir zaman bir doktor tek başına kullanamıyor. Radyoterapi  teknikeri çok önemli. Trabzon’da  radyoterapi fizikçisi ve teknikeri buralı olarak iki kişi var. Dışarıdan getirtmemiz gerekiyor tabi buralı olmayınca onları istihdam etmek oldukça zor oluyor. Sayıları Türkiye’de çok az o yüzden Avrasya Üniversitesi ile birlikte bir ilke imza atacağız. Şu anda bunun hazırlıkları yapılıyor. Avrasya Üniversitesi ile radyoterapi teknikeri yetiştireceğiz. Buda Sağlık Bakanlığı Hastanelerinde ve Türkiye’de üniversiteler de bir kaç okul dışında bir ilk olmuş olacak.