Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon'da il başkanlığı seçimi yaklaşırken mevcut başkan Güzide Uzun, adaylığını bugün parti binasında açıkladı. 2007'den bu yana partinin her kademesinde görev aldığını söyleyen Başkan Uzun, "Yeniden ve yeniden kendimizi yenileyerek Türkiye’nin birleştirici gücü olan ulu çınar partimize hizmet ülkemize hizmettir, ülkemizin kurtuluşuna olan inancımız ile yola devam etme kararı aldım. Çünkü Aydınlık ve yaşanabilir bir Türkiye umudu yüreğimde ve tükenmeyecek. Zor zamanlarda yani son 18 yılda ekonomide, siyasette, sağlıkta, adalette, insan haklarında, özgürlüklerde, içte ve dışta güvenlikte kısaca hayatın her alanında siyasal İslam ilmik ilmik örülürken çağdaş ulus kimliğini yok etmeye büyük bir özen gösteren AKP iktidarı ve zihniyeti ülkeyi cemaatler ve tarikatların cenneti haline getirirken; 13 yılını bu çatının altında çilekeş örgütümüzle birlikte verilemeyecek hiçbir hesabımız olmadan devam ettirdik. İnsani, politik ve teknik anlamda en yüksek temsil kabiliyeti için başarı çıtasını yükseltmeye çalışırken örgütten gelen dostluk ve dayanışma ruhu ile çıktığımız yolu yürümek azmi hiç tükenmedi ve tükenmeyecek. Çünkü CHP’lilik ruhu dayanışmayı, örgütlü mücadeleyi ben değil biz olmayı gerektiriyor. Tek adam ve yaratılan yeni sistem kimin ne zaman evleneceğinden, kaç çocuk yapacağından, nasıl gülüneceğinden yada susulacağına karar vermekte suskun ve yılgın olmayı öğretmektedir. Üzerine ölü toprağı serpilen halkımızı uyarmak en önemli görevimizdir. Ekonominin çöküşünün en önemli göstergesi olan işsizliğin acısının her gün bizzat nasıl yaşandığını görmekteyiz. Ekim ayı itibarı ile her 100 gençten 25’i işsizdir ve bu yüz kişinin 27’si üniversite mezunudur. 4.5 milyona yakın genç ne okuyor ne de çalışıyor. Dünyada 97ülkenin nüfusundan daha fazla işsiz barındırmaktayız. 1950’lerden beri süregelen Cumhuriyetimizi dört bir tarafından kemirerek yok etmeye çalışanlara karşı, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği demokrasi dersi asla unutulamaz. Halkımızın dönüştürülen dönüştürülmeye çalışan yaşam biçimlerine iktidarın saldırılarını püskürtmek için vatanını seven, tüm toplum bileşenleri ile tek adam rejiminin gidişinin, tükenişinin provası yerel seçimlerdeki büyük kazanımları partimizin öncülüğünde perçinlenmiştir ve devam edecektir.  Trabzon kenti ülkenin içinde bunduğu kaos durumundan fazlası ile nasibini almıştır. Trabzon denilince ilk akla gelen tarihin derinliklerdeki köküdür. Bu kadim topraklardan yetişen onlarca şair, yazar ve bilim insanının bıraktığı izleri yaşatmak görevimizdir. Türkiye’nin en önemli turizm kenti olması gerekirken şimdilerde Trabzon, denizinden koparılmış deniz kültürü yok edilmiş, her gün daha çok griye dönen yeşil rengi ile soluduğumuz daha doğrusu soluğumuzu kesen görüntüsü ile halka halka katledilen doğası ile içler acısı durumdadır. Bir kültür başkenti olması gerekirken Suriyeli, Afganlıların yoğun yerleştirilmesi ile tıpkı ABD ve Rusya arasına sıkıştırılan ülkemizin yansımasının semeresini yaşamaktadır Trabzon. Ülkeyi kararnamelerle yöneten tek adam çıkardığı 24 kararnameyi düzeltmek için 31 kararname daha çıkarmış ancak geri gidiş hep devam etmiştir. Tıpkı her Trabzon’a gelişinde onlarca proje açıklayıp gitmekte, yerel yönetimlerde 61 rakamının 2009’dan beri ardına sığınarak bu kent insanını oyalamaya devam etmektedirler. Kozmopolit ve kocaman bir keşmekeşi barındıran Trabzon taşocakları ve HES’leri ile kuruyan dereleri ile ve en son Uzungöl’de yaşanan insanlık trajedisi ile üretimi olmayan sanayisi bitik halde yönetilemez durumdadır. Sahip çıkmak ve çözüm önerilerimizi halka anlatmak boynumuzun borcu örgütümüzün görevidir. Kentin hafızasını yaşatmak ve anlatmak nereden gelip nereye gittiğini sergilemektir aslolan. Yok edilen tarımını, hayvancılığını neden bu kadar göç verdiğini ve nasıl istilaya uğradığını umut dolu gözler ve yüreklerle anlatmaktır yaptığımız. (Trabzon’un yok edilişi ile ilgili küçük bir örnek çok önemli son günlerde Sayın Gürsel Gençoy’un mekanlar ve yaşantılar ve kişiler üzerinden o güzel günlerin özlemini yansıtan yayınları dikkat çekmektedir). Yaşadığımız her seçimden çıkışta göreceli bir kavram olan başarıyı yakalayamamanın nedenlerini tahlil etmek, ülke konjöktürünü göz önünde bulundurarak bahane üretmekten öte, daha çok partimize ve örgütümüze sahip çıkmaktan geçmektedir. AKP’nin seçilmiş kenti Trabzon’a çözüm önerilerimizi sunarken en önemli hep savunduğum mahalle örgütlülüğünden sokaktan başlayan ve Genel Merkezimizin benimsediği sokak örgütlülüğü projesi kurtuluşun reçetesidir ve bunu uygulamak çok önemidir ve görevimizdir. Başarıyı getirecek olan örgütümüzün en uzak köşesindeki üyesinin yaşam mücadelesidir aslolan, onun dostluğunu yüreklerde hissetmektir ve içselleştirmektir. Çünkü kindar nesil yetiştirmeyi hedef alan 18 yıllık AKP iktidarı geçmişten geleceğe Uğur Mumcu’ların tariflediği gibi halkımızı ölüm uykusuna yatırmıştır. Tüm halkımıza gerçekleri anlatırken en içimizi yakan şeyin ortaokul çocuklarına indirgeyerek onlara cinsel meta gözü ile bakanların anayasamıza şer-i hükümleri yerleştirme çabalarını Laikliğin en çok savunulması gereken zamanlardan geçtiğimizi artık anlamış olmak gerekmektedir. Analar ve babalar uyanışa katkı koymaktadırlar artık. Çürüyen ve kokuşan bir yapıya ülkemizi dönüştürenlere inat toplumun tüm dinamikleri ile güzel şehrimizde sendikalar, demokratik kitle örgütleri, dernekler sivil toplum kuruluşları ile ilmik ilmik ördüğümüz güçlü bağdır yürüdüğümüz yolun sağlam zeminden geçmesini sağlayacak olan. Çünkü biz onlarla 13 yıl içerisinde ortaklaşa sınır boylarındaki mayınlı arazilerin halka dağıtılmasını savunduk, biz onlarla Türkiyede’ki izansız ve fütursuz yabancılara toprak satışı yasasını çıkararak yapılan toprak satışlarının yanlışlığını halkımıza anlatmak için yollara döküldük, (Kanal Istanbul projesinde karşı çıktığımız o bölgedeki toprak satışları yabancılara satılan araziler iş te o yasa ile toprak satışlarının sonucudur. Söylemiştik oldu)biz onlarla 12 Eylül faşizminden sonra en önemli toparlanmaları yaşadık gezide onlarla birlikteydik. Çağdaş uygarlık hedefini, kadına özgürlüğünü en medeni ülkeler arasında saydıklarımızdan önce bize sunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e taa derinden borçluyuz. Cumhuriyetçilikten, laiklikten sosyal hukuk devletinden yana tavır almak boynumuzun borcudur. Cumhuriyet 100. Yılına yanaşırken “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen dünya liderimizin ışığında zorbalık ve faşizme geçit yoktur. İşte tamda bu nedenle devam kararını aldım, verdiğim ve vereceğim tüm sözler tek adam rejiminden kurtulmanın yolunun Mustafa Kemal’in izinden yürüyenlerin, 68 ruhunu içinde hissedip 78’lilerin yitirilme öyküsünü yaşamışların acılardan süzülüp gelenlerin samimi sözüdür. Sözümüz 1971’den bu yana Mamak, metris, Bayrampaşa, Erdoğdu askeri kışlası kapılarında senelerce bekleyip kurtuluşu görme ve bu uğurda mücadele edenlerin CHP’si iktidarını görmek isteyenlerin sözüdür. Emek en yüce değerdir diyen ve inananların sözüdür sözümüz. Tecrübenin pratiğe dönüştüğünün provasını geriye doğru katmerleyenlerin sözüdür sözümüz. Bu kentin hafızasını geri getirmek için, vefa duygusunu yaşatmak ve yüceltmek için, bir çocuk yatağa aç girdiğinde rahat uyuyamayanlar için, hak hukuk ve adalet eşitlik ve özgürlük duygusunu yaşatmak için uğraş veren siz değerli örgütüme verdiğim değer için yeniden adayım. Tüm yurtseverlerle birlikte ortak olarak halka ulaşmak için güçbirliğine inanan genel başkanımızın başarılı mücadelesi ittifak gerçeği ile ortada tüm yalınlığı ile gözler önündedir. Kazanımları unutmadan inkar etmeden tecrübemiz ile daha çok başarı daha güçlü birliktelik, dostluğun ve sevginin gücü ile yeniden adayım. “Devam Ağacı Şarkısıyla meyve veren ağacın meyvelerini toplamak üzere” Yaşasın Demokrasi ve özgürlük, Yaşasın Ulu çınar Cumhuriyet Halk Partisi" dedi.