Ayvazoğlu ;Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantımıza Hepiniz HOŞGELDİNİZ. Toplantımızın Ülkemiz, Partimiz ve Şehrimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, Hepinizi en kalbi duygularımla, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
 
(Vakfıkebirli yaralı askerimizin durumu hakkında bilgi, ve olayı anlatarak giriş yapalım)
 
Değerli Yol Arkadaşlarım,
Sağlık ve Eğitim hizmetlerinden Ulaşım ve Altyapı hizmetlerine, Temiz İçme Suyundan, bakım onarım faaliyetlerinden çevre düzenlemelerine, spor tesislerinden restorasyonlara, turizm yatırımlarından, tarımsal faaliyetler ile girişimci destekleme programlarına kadar bir çok alanda ve bir çok sektörde gelişen ve değişen Ülkemizin, bu gelişim ve değişiminden, bu salonu dolduran siz teşkilatımızın, belediye başkanlarımızın, Ankara’da bizlerin gayretleri, bu şehrin evlatları Bakanlarımızın desteği, bu şehre ve bu şehrin insanlarına gönül vermiş Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiri ve elbette girdiği her seçimde Partimize teveccühünü eksik etmeyen halkımız sayesinde; Trabzon’umuz da payını almış ve almaya devam etmektedir.
 
Bizler yeri geldiğinde ailesinden, yeri geldiğinde sağlığından, yeri geldiğinde maddi imkanlarından, 15 Temmuz Hain Darbe Girişiminde hepimizin şahit olduğu gibi, yeri geldiğinde de gerekirse canından fedakarlık yaparak; gönlünde vatan, millet ve en önemlisi Allah sevgisi ile mazlumun ve mağdurun sesi ve nefesi olduk, olmaya da devam edeceğiz.
 Doğduğumuz ve ait olduğumuz bu topraklara hizmet etmek, şehrimizde yaşayan hemşehrilerimizin yaşam standartını geliştirmek, Dünyamızın, Ülkemizin, Şehrimizin güzelleşmesi ve insanımızın ve insanlığın hak ettiği kaliteli eğitim, barınma, sağlık, ulaşım, beslenme v.s. gibi ihtiyaçlarını adil bir şekilde karşılayabilmesi için ne mutlu ki lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu bir hareketin, bir davanın neferi olduk, bu amaçla da Partimizin verdiği görev ve halkımızın verdiği vekalet ile Siyaset yapmaktayız.
 İktidara geldiğimiz 3 Kasım 2002 yılı itibarı ile, Şehrimiz Trabzonumuzda 14 olan hastane sayısını 22’ye çıkardık; tek odada 10 hasta yatağının olduğu ve buna rağmen 2.300 hasta yatak kapasitesinin olduğu bir durumdan, odalarda en fazla üç hasta yatağının olduğu toplam hasta yatak sayısını 3.400’e çıkardık; kişi başına düşen milli gelirin 3.000 $ seviyelerinden 9.000 $ seviyelerine çıkmasını sağladık; 50.000 civarında olan motorlu kara taşıtı sayısının dört kat artarak 200.000 civarına çıkartarak eskiden zenginlik göstergesi olan araç sahibi olmayı sıradan bir hale getirdik, uyguladığımız ekonomik program sayesinde sadece son 6 yılda yaklaşık 40.000 kişinin ilk defa konut almasına vesile olduk, okuma-yazma bilme oranının %96 seviyelerine erişmesine vesile olduk, ihracatı 5 kat artırarak 1 milyar dolar seviyelerine çıkmasını sağladık, son altı yılda derslik başına düşen öğrenci sayısında %40 oranında bir iyileştirme yaparak çocuklarımızın daha ferah bir ortamda eğitim-öğretim görmelerini sağladık, şehrimize bir vakıf ve bir devlet olmak üzere 2 yeni üniversite kazandırdık. Yollar, köprüler, tüneller Kısacası; 14 sektörde 30 Milyar TL’yi aşan bir kaynağı kamu yatırımı olarak şehrimize kazandırdık. Bunu Hep birlikte başardık. Aramıza bu davaya gönül verecek ve belkide bu davayı daha ileriye taşıyacak yeni arkadaşlarımızı ve bilhassa gençlerimiz katarak, bu şehre bu ülkeye hizmet etmeye devam edeceğiz.  
 
Değerli hazirun!!
Malumunuz; Sayın Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz hafta İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen NATO zirvesinde çok önemli temasları olmuştur. Ancak onun öncesinde Ülkemiz ile Libya arasında imzalanan Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası Yunanistan ile Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ve onların destekçisi Mısır, İsrail, Avrupa Birliği ile NATO’nun Akdeniz'deki hukuksuz planlarını boşa çıkarmıştır. Bu stratejik hamle Doğu Akdeniz'deki enerji denklemini değiştiren tarihi bir adımdır.
 
Ülkemizin Savunma Sanayii ve Güvenlik politikalarında attığı bu ve bunun gibi adımlar; hem bağımsız hem de müreffeh bir Ülke olabilmemiz açısından kritik önem taşımaktadır.
Örneğin; 2 gün önce Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ.(ASFAT)’nin Türk savunma sanayisinin tek kalemdeki en büyük ihracatı olan ve 4 korvetin inşasını içeren Pakistan MİLGEM Projesi (PN MİLGEM) kapsamında, ASELSAN ve HAVELSAN ile savaş sistemleri tedariki ve entegrasyonuna yönelik imzaladığı sözleşme ve bu şehrin evlatlarının kurduğu BAYKAR’ın Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) sınıfında insansız hava aracına sahip, Ülkemizi dünyadaki 4 ülkeden biri yapan AKINCI TİHA’nın ilk uçuş testini yapması ve başarılı olması, Ülkemizin nereden nereye geldiğini bizlere açıkça göstermektedir. Savunma sanayimizde yerli ve millilik oranı iktidarımız öncesinde %10 seviyelerindeyken bugün elhamdülillah %70’lerin üzerine çıkarılmıştır. Kendilerini Dünya’nın jandarması gören ülkeler, Ülkemizi yok sayma küçümseme politikalarını gözden geçirmek ve Dünyayı dizayn ettikleri masaya mecburen Türkiye’yi de dahil etmek zorunda kalmıştır.
Tekrar şehrimize gelecek olursak;
SİHA’ları ve TİHA’ları yapabilen bu şehrin evlatlarından bu şehirde çok olduğunu biliyoruz. Evinin altındaki atölyelerinde yeri geldiğinde kendi silahını yapan bizlere imkan verildiğinde neleri yapabileceklerimizi de çok iyi biliyoruz.
İşte tam bu noktada; Yüksek teknolojiye dayalı endüstri bölgesi olacak Arsin Yatırım Adasının öneminin daha iyi kavranması, buranın süratle Trabzon’a kazandırılması için şehrin tüm dinamikleri ile bu projenin arkasında durulması gerektiği bir andayız. Arsin yüksek teknolojiye dayalı endüstri bölgesinin; Savunma Sanayimiz marifetiyle üretilen silahların üretim üssü olmaması için bir neden görmüyorum. Savunma sektöründe üretim yapan şirketlerin üretim tesislerinin Trabzon’a kazandırılması için konunun tüm tarafları ile sonuç alana kadar gerekli temasları kurmak için var gücümle çalışacağım.
Elbette ki buradaki üretimin ve bu üretilen ürünlerin dünyaya aktarılması konusunun birbirinden bağımsız olduğunu düşünemeyiz. Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde Çin'den hareket eden bir yük treni 5 Kasım'da Türkiye'ye ulaşmış Marmaray üzerinden Avrupa'ya geçen ilk yük treni olmuştu. Bu hat, dünya ticaret ve ulaşım ağında önemli değişimlerin başlangıcı olacaktır. 2050 yılına kadar dünyadaki üretimin yarısından fazlasının Asya Beşlisi olarak bilinen ülkelerde yapılacağı, tüketimin de yarısından fazlasının Avrupa, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika'da oluşacağı biliniyor. Bu ticari bağlantıların en büyük kısmı bahsettiğimiz demiryolu hattı ile gerçekleşecektir. Ve bu hattın Denizle en yakın buluşma noktası Erzincan üzerinden Trabzon Limanları olacaktır. Bu sayede şehrimiz dünya ticaretinden doğrudan pay almaya başlayacaktır." Ve yine bu sayede; Global Firmalar mutlaka üretim aşamalarının bir veya birkaç bölümünü veya tamamını Yüksek Teknolojik Ürün Üretilen Arsin yatırım adasında yapmak isteyeceklerdir.
4000 yıllık tarihi boyunca ticaret kenti olarak bilinen Trabzon'un yeniden dünyanın önemli ticaret noktalarından biri hâline gelmesi gerçekleştirilemeyecek bir hayal değildir.
Tabi bu şehrin insanının refah düzeyini ve yaşam standartını yükseltecek ve en önemlisi istihdam sorununu çözecek yegane projemiz bu değildir.
Şehir ekonomimizin en önemli lokomotiflerinden bir haline gelen Turizm Sektöründe; Bir önceki yılın verilerini baz aldığımızda Şehrimizi ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısında %50 oranında bir artış yaşandığı görülmektedir. 2019 yılı içerisinde yerli ve yabancı olmak üzere toplam 1 milyon 800 bin turist şehrimizi ziyaret etmiş ve bu ziyaretten kaynaklanan Şehrimize 350 milyon dolarlık bir ekonomik girdi oluşmuştur.
Trabzon’umuzun, 4 mevsim, farklı milletlerden turistlerin ziyaret ettiği bir şehir olabilmesi için gerekli turizm çeşitliliğinin sağlanması adına gece gündüz çalışıyoruz.
Tarım Sektöründe ise önemli yol kat etmemize rağmen maalesef arzulanan seviyenin gerisindeyiz. Tabi bunda ekilebilir alanların azlığı, coğrafi ve iklim koşulları v.s. etkili olmaktadır. Tarımsal alanda fındık ve çayın yanında Sağlık sektöründe kullanılabilecek çok önemli Stratejik bir ürünün Trabzon’da üretilebilmesi ve tüm Dünya’ya buradan satılabilmesi için bir takım çalışmalar yürütüyoruz. Bu fikri, tüm bileşenleri ile olgunlaşmasına müteakip ve uygulama safhasına geçmeden önce sizinle paylaşacağımın şimdiden müjdesini vermek istiyorum.
 
 Özetleyecek olursak!
 
Arsin Yatırım Adası ve içerisinde kurulacak Savunma Sanayi Üretim Tesisleri ile ÜRETİM, Trabzon’un yeni ticaret yoluna bağlanması ve Lojistik Üs ile TİCARET, Dört Mevsime yayılan çeşitlendirilmiş turizm projeleriyle TURİZM; Fındık ve Çay gibi yeni bir Stratejik Tarımsal Ürün ile TARIM ve tüm bunların birleşimi ile inşallah şehrimizin en önemli problemi İSTİHDAM çözüme kavuşturulmuş olacaktır.  
Değerli Teşkilatım!!
Son olarak bir hususa daha değinerek konuşmamı sonlandıracağım; Partimizin Belediye Başkanlık Seçimini kazandığı Güngörende; Belediye Başkan Yardımcısının sergilediği, insan onurunu inciten, insan haklarını zedeleyen, emekçiye saygıyı yok sayan ve bu davanın kuruluş amacına ters davranışı hepimizi derinden üzmüştür. Daha sonra yerinde bir karar ile ilgili belediye başkan yardımcısının görevden alındığını öğrendik. Tahmin ediyorum Cumhurbaşkanımızın konu ile alakalı söylemlerini hepimiz okuduk veya dinledik. Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın basına vermiş olduğu demeçte hepimize ders niteliğindeki şu sözlerini, bu salonda bir kez daha okumak istiyorum;
 
Cumhurbaşkanımız söylemlerinde:
- ‘‘Sadece kendi ajandasına, kariyerine, odaklanan kişilerden DAVA ADAMI olmaz. Kendi nefsine göre hareket edenlerden DAVA ADAMI olmaz. Kibir abidesi olanlardan DAVA ADAMI olmaz. Hele hele vatandaşa tepeden bakan, kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz. Milleti karşısına alır. İnsanımızın gönlünü kıranların, biz de partideki görevlerinin kalemini kırarız.
- Yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmeyenler, sadece varlık sebeplerini inkar etmekle kalmaz, aynı zamanda kendi hüsranlarını hazırlarlar.’’ diyerek bu davanın nasıl bir amaç için doğduğu ve bu amaca ulaşmada hiç kimsenin vazgeçilmez olmadığı, vazgeçilmez tek şeyin bizzat davanın kendisi olduğu gerçeğini üzerine basa basa vurgulamıştır.
 
Elbette vatandaşa tepeden bakan, kibir abidelerinin bu davada yeri olmadığı gibi, bu teşkilata tepeden bakanın da, bu teşkilatı menfi hedefleri için kullananın da bu davada yeri olamaz.
 
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmamı sonlandırıyor, şahsımı sabırla dinlediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Toplantımız hayırlara vesile olsun.