Basın açıklamasına Türk Kamu-Sen Trabzon Şube  Başkanı Coşkun Dilber, Türk Sağlık-Sen Trabzon Şube Başkan Mustafa SERDAR ,Türk Diyanet-Sen Trabzon şube Başkanı Arif Gürsoy ve sendika temsilcileri katıldı . Çeşitli dövizlerin taşındığı basın açıklamasında Türk Sağlık-Sen Trabzon Şube Başkan Mustafa Serdar şu açıklamayı yaptı . 


Serdar ; Bilindiği üzere 1 Aralık 2019'da Çin'de ortaya çıkan Coronavirüs salgını nedeniyle Dünya sağlık örgütü 11 Mart 2020'de Pandemi (sağlığı tehdit eden bulaşıcı hastalık) ilan etti. Ülkemizde ilk vaka 10 Mart'ta ilk ölüm ise 15 Mart'ta yaşandı.
​Pandemi ilanından yani Mart ayından bu yana yaşanan Covid-19 salgınında vatandaşlara sağlık hizmeti vermek gibi kutsal bir mücadelede cansiperhane ve kahramanca çalışırken virüse yakalanarak hayatlarını kaybeden görev şehitlerimiz olan sağlık çalışanlarına Allah’tan rahmet, ailelerine ve sağlık teşkilatımıza sabır ve başsağlığı diliyoruz. Ruhları şad mekanları Cennet olsun.


​Bilindiği üzere, Ülkemiz 11 Mart'tan bu yana salgınla topyekün mücadele ediyor. Bu mücadelenin en önemli ayağını hiç şüphesiz ki Sağlık Bakanlığı,Tıp Fakülteleri, Hastaneler, 112 ASHİ'ler ve Aile Hekimlikleri vb.gibi sağlık birimlerinde görev yapan sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, salgının yayılma hızının önlenmesi ve vatandaşı bilinçlendirme hususlarında çalışmalar yürüttükleri de bilinmekle birlikte, hiç şüphesiz ki  salgınla mücadelenin esas kahramanları sağlık çalışanlarıdır.
​Sağlık çalışanları, tüm zorluklara rağmen kendi hayatlarını hiçe sayarak gösterdikleri fedakarlık, olağanüstü bir çalışma azmi ile ailelerinden aylarca uzak kalarak yaptıkları hizmetlerle tarihe geçmişlerdir.  
​Bu mücadelede binlerce arkadaşımız aldıkları tedbire rağmen virüse yakalandı, halen tedavileri devam edenler var. Son onbeş günde 8 Hekim ve Sağlık çalışanı daha hayatlarını kaybederek görev şehidi olan 70'e yakın sağlık çalışanı arkadaşlarımız var. Toplam 6417 vatandaşımız hayatını kaybetti. 271 Bin vaka sayısına ulaşıldı. Bugün bir kez daha şehitlerimize ve canlarını yitirenlere Allah’tan rahmet, hastalarımıza ve halen tedavi altında olan tüm sağlık çalışanı meslektaşlarımıza (ve kamu çalışanlarına) acil şifalar diliyorum
Değerli Sağlık çalışanları, Kıymetli Basın Mensupları;
​Salgının ortaya çıktığı ilk günden beri sürecin çok riski ve kritikliği nedeniyle sendika olarak oldukça hassas davrandık. Sağlık hizmetlerinin sıkıntıya girmemesi, sekteye uğramaması ve sağlık çalışanlarının sağlığının korunması adına uyarılarda ve önerilerde bulunduk. Sorumlu sendikal anlayış gösterdik.
​İlerleyen süreçte sağlık çalışanlarının bu özverili,sorumlu ve fedakar çalışmalarının karşılığında alkışlandıklarını, devletimizin her kademesinde görevli yetkililerce ve milletimizce teşekkür edilip, takdir edildiklerini hep beraber yaşadık ve gördük.
​Her ne kadar Alkışlar,teşekkürler ve takdirler güzel ise de asıl meselenin sağlık çalışanlarının sorunlarını gidermekten, sağlıklı bir ortam ve şartlarda sağlık hizmetini vermekten geçtiğini belirterek temel meselelere sürekli çözüm istedik. Çünkü, Covid-19 sürecinin bitmediği ve kısa sürede de bitmeyeceği görülmektedir. Çalışanların çok yüksek risk altında yürüttükleri bu kutsal mücadelede hiç değilse emek ve alınterlerinin karşılığının ödenmesini ısrarla dile getirdik, çalışma ve mali şartlarının iyileştrilerek desteklenmeleri gerektiğini her platformda defalarca ifade ettik. 
​Ne yazık ki Mart ayından başlayan 6 aylık salgın sürecinde toplam 3 ay süren adı tavandan ama ekonomik yansıması yavandan olan bir ek ödeme ile sağlık çalışanlarının hakkının verildiği algısı yaratılmıştır. Fakat bu tavandan ek ödeme söz verildiği gibi sağlık çalışanlarına eşit olarak ödenmemiştir. Ayrıca, bu üç aylık ek ödeme de sanki ikinci bir maaş verilmiş gibi kamuoyuna yansıtılmıştır.Oysa gerçek hiç te öyle değildir
​Dünyaya övgüyle bahsettiğimiz filasyon çalışmasında aktif görev alan aile hekimliği çalışanlarına bir kuruş bile ödeme yapılmayarak adeta emekleri yok sayıldı. Diş Hekimlerimiz, ağız diş sağlığı çalışanlarımız mağdur edildi. İdari hizmetler sınıfında (memur,şoför,vhki,hizmetli vb gibi) çalışanlar hiç ek ödeme alamadılar. Esnek mesai yapmayan ve tam mesai çalışanlara ilave ücret ödenmedi.Aynı kadroda olup aynı işi yapan  çalışanlar arasında bile yüzdeyüz ücret farklılıkları oluştu. Son basamak son çare Üniversite Hastaneleri çalışanları cüzi ek ödeme alabildiler.  
​Halbuki sağlık çalışanlarının özellikle bu dönemde beklediği adaletli bir ücret artışının yapılmasıydı. Biz bu konuda çalışanların taban aylıklarına artış yapılması talebimizi gündeme getirmemize rağmen ücretlerde bir iyileştirme olmadı.
Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Ve diyoruz ki Ek Ödeme değil Tek Ödeme istiyoruz. Onu da maaş iyileştirmesi olarak talep ediyoruz. Ancak böylelikle gerçek anlamda bir iyileştirmeden söz etmek mümkündür.
Salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızın şehit sayılarak geride bıraktıkları ailelerinin mağdur olmaması talebimiz için adım atılmamıştır. 3600 Ek gösterge sözü hayata geçmemiştir. Tüm çalışanlara kadro verilerek kesintisiz süren sağlık hizmetlerinde sözleşmeli, vekil ebe hemşire, kamu dışı sağlık personeli gibi istihdam modellerinin terk edilmesi isteğimize olumlu bir yanıt verilmemiştir. Maaş düzenlenmesi yapılana kadar ki sürede döner sermaye sisteminin adil bir şekilde düzenlenmesi gibi konularda maalesef gelişme kaydedilmemiştir. Sıfır düzeyinde olan döner sermayelerin emekliliğe sayılmasını talep ettik bir adım atılmamıştır. Yıprananın kim olduğunu gördüğümüz şu günlerde makul bir yıpranma payı (yani fiili hizmet zammı) isteğimiz bile görmezden gelinmiştir.
Kıymetli Basın Mensupları;
Salgının katlanarak arttığı bugünlerde Sağlık çalışanları yine fedakarca görevlerinin başındadırlar ama hak ettikleri ücretler verilmediğinden ve haketmedikleri muameleye tabi tutulduklarından mutsuz ve umutsuzdurlar, kırgın, kızgın ve yorgunlar. Fedakarlıklarının karşılık görmemesi nedeniyle de son derece üzgündürler.
​Kronikleşen sorunlarının çözülmesi yerine yavandan ek ödemenin tekrar gündeme getirilmesi karşısında öfkelidirler. Dünyanın çeşitli ülkeleri sağlık çalışanlarının bu süreçte ücretlerini arttırırken, ülkemizde salgınla mücadelede destan yazan sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır? Bizim beklentimiz salgının seyrini arttırarak devam ettiği şu günlerde kahraman sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesidir.
​Sosyal taraflarla görüşülerek döner sermaye sorununa kesin ve kalıcı çözüm üretilene kadar;
​Maaşlara acilen zam yapılmalı, ücretler iyileştirilmelidir. Bu iyileştirme sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli tüm çalışanları kapsamalı herhangi bir ayrıma gidilmemelidir.
​Döner sermaye tavan katsayısının karşılığı ücretin tamamı sabit ek ödeme olarak ödenmelidir.  
​Döner sermayeler kurum kaynaklarından değil, merkezi bütçeden ödenmeli ve emekli maaşlarına dahil edilmelidir.  
​Nöbet saati ücretleri günün şartlarına göre artırılmalıdır.
​Salgınla mücadelede esnasında virüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısı göz önüne alındığında makul bir yıpranma payının (Fiili hizmet zammının) hayata geçmesi zorunluluktur. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi çalışanlar lehine acilen revize edilmelidir.
​Salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları başta olmak üzere görev esnasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları yasal olarak şehit kabul edilmelidir. 
​Pandemi hastanelerinde Covid-19 mücadelesi kapsamında yoğun işyükü altında fazla mesai yapmak durumunda kalan çalışanların yükünü hafifletmek adına geçici görevlendirmeler tekrar gözden geçirilip gereği yapılmalı,çalışanların işyükü paylaşılmalı ve yıpranmaları önlenmelidir.
​Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an önce hayata geçmelidir.
​Süresiz 4-B sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli, 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir.  
​Aile Hekimliğinde görev yapan çalışanlara mutlaka ilave bir ücret ödemesi yapılmalıdır.  
​Kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak çalışanlara angarya yüklenmemelidir.
​Personel eksikliği giderilmelidir.
​Aynı şeklide Adli Tıp Çalışanlarına da salgın nedeniyle bir ilave ödeme yapılmalıdır. Çünkü birçok Adli Tıp Müdürlüğü Grup Başkanlıkları pandemi kuruluşu olarak ilan edilmişlerdir.
​Dile getirdiğimiz taleplerimizin tamamı son basamak üniversite hastanelerinde fedakarca görev yapan çalışanlar için de geçerlidir. Bu konuda YÖK ve rektörlükler üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidirler. Ek ödeme hususunda toplanan dilekçeler YÖK’e iletilmiş, ancak YÖK kulaklarını tıkamış gözlerini kapamıştır.
​Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı, yöneticiler sağlık çalışanları için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. 
Değerli Sağlık çalışanları, Değerli Basın Mensupları;
​Bugün burada yaptığımız basın açıklamasıyla Hastaneler, 112 ASHİ'ler, Aile Hekimlikleri,Sağlık Müdürlüğü ve bağlı kuruluşları,Toplum Sağlığı Merkezleri, Üniversite (Farabi) Hastanesi çalışanlarının ve Adli Tıp Kurumu çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini tekrar gündeme getirerek daha iyi şartlarda hizmet sunmaları için çözüm istedik.  
​Bu temennilerle özellikle bugünlerde koronavirüsle mücadele de dahil olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında şifa dağıtan, çalışma hayatındaki tüm zorluklara ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen özverili bir şekilde sağlık hizmeti veren tüm sağlık çalışanlarına kolaylıklar diliyorum.
​Bu vesileyle de, vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum;
​Sağlık çalışanlarının yüklerinin hafifletilmesi için Covid-19 tedbirlerine harfiyen uymalarını bekliyor ve diyoruz ki, maskeler dirsekleri örtecek şekilde değil, ağzı ve burnu örtecek şekilde takılmalı, sohbet ve acil toplantılarda en az 1,5 metre mesafe sağlanmalı ve kişisel temizlik kurallarına harfiyen uyulmalıdır.    
​Basın açıklamamıza katılımınız nedeniyle teşekkür eder, saygılar sunarız. 02 Eylül 2020