​Türkiye, emperyal iştahlarıyla Akdeniz’de ve Ortadoğu’da cirit atanların, gizli gündemlerle ülke bütünlüğümüzü tehdit edenlerin derin saldırısı altındadır. Bu nedenle, kendi ulusal güvenliğini sağlamak üzere Suriye’ye müdahale etmek zorunda kalmıştır.  

 
​Evrensel ilkeler ve uluslararası hukuk ışığında Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Bununla birlikte, bu bütünlüğün paramparça edildiği bir ortamda, ülkemizin güvenliğine yönelik ağır tehditlerin akıl, bilim, diplomasi yanında, milli birlik ve dayanışma içinde bertaraf edilmesi gerekliliği de ortadadır. 

 
​Milletimizi üzüntü ve endişeye sevk eden bu süreçte milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Dolayısıyla, bu süreçte ortak akıl ile hareket edilmeli, siyasetin kullandığı dil kavrayıcı, kapsayıcı ve uzlaştırıcı olmalıdır. Devlet yöneticilerimiz de ulusumuzun sürekli desteğini sağlayacak şekilde hukuk ilkelerine uygun bir hareket tarzı içine girmeli, vatandaşlarımızı zamanında ve doğru bilgilerle aydınlatmalıdır. Halkın haber alma özgürlüğü kısıtlanmamalı, doğru bilgilendirme yapılmak suretiyle spekülasyonların oluşması engellenmelidir.  

 
​Bu itibarla, Türk Milletinin ortak akıl ve iradesinin sergilenmesi için, Kurtuluş Savaşının imkânsız koşullarında dahi daima açık kalmış, etkin görev yapmış TBMM’nin “Milli Çatı” olarak zemin yapılmasını bekliyor, şu anda yürütmekte olduğu Bahar Kalkanı Operasyonunda da göz bebeğimiz olan Türk Silahlı Kuvvetlerimize başarılar diliyoruz.