Bugün, büyük bir gururla, Türkiye Cumhuriyeti'nin 94.kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Tarihin en onurlu kurtuluş mücadelelerinden birini vermiş, "Ya istiklal, Ya ölüm" diyebilecek kadar inançlı ve boyun eğmez bir halkın; tarihin en güçlü, en cesur liderlerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, karanlıktan aydınlık bir geleceğe yürüme azminin en büyük eserini kutluyoruz aynı zamanda.
Türk Milleti için Cumhuriyetimiz her bir bireyin, ortak bir geçmişle onurlanıp, yine ortak bir geleceğe umutla bakabildiği, laik, bilimsel temellere dayalı, eşit ve özgür bir hukuk devletinde, insanca yaşanabilmesinin adıdır. Etnik kökeni, inancı, cinsel kimliği ne olursa olsun; her bir yurttaşın, kendisini güvende hissettiği, yurttaş olmanın aslında kendisini yönetenleri bizzat seçen en üstün makam olduğunun bilinciyle yaşayabildiği bir rejimin adıdır. Gerekirse ölmeyi göze almış, asla teslim olmamış ve uygar dünyada tarihten aldığı birikim ve güçle var olmayı sonuna dek hak etmiş olan halkımızın, insan onuruna yaraşır bir var olma savaşının sonucunda elde ettiği en kutsal zaferin adıdır Cumhuriyetimiz. Bu kutsal zafer, Türk Milleti'nin sonsuza kadar taşıyacağı bir emanettir.
"Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir" der Ulu Önder Atatürk. Yurdumuzun her köşesinde, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkının sorgulanmadığı, herkesin yargıya yürekten güvendiği, kutsal değerlerimizin en büyük teminatı olan laiklik ilkesi ile vicdanlarımızın tertemiz kalabildiği, kadın-erkek eşitliğinin sağlanarak, toplumun temel yapısının sağlamlaştırıldığı, eğitim ve sağlıkta, sosyal devlet ilkesi ile yurttaşların insan onuruna uygun yaşamalarının sağlandığı bir yönetim biçiminin tarifidir aslında bu. Ülkemizin, kan gölüne dönmüş bir Ortadoğu coğrafyasında, bugüne dek bir inci gibi parlamasının tek sebebi, laik bir hukuk devleti olma temelinde yükselen bir cumhuriyet olmasıdır. Eşit ve özgür yurttaşlık temelinde, cumhuriyetimize hep birlikte sahip çıkmamız gereği asla kuşku duyulmaz bir gerçeklik ve barış içinde yaşanacak ,aydınlık güzel günlerin var olma nedenidir.
Trabzon Barosu olarak, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, bu topraklar için canını vermiş bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar ve ilkelerinden ödün vermeden, çağdaş dünyada hak ettiği yerde var olmaya devam etmesi için mücadele edeceğimizi bir kez daha tekrar ediyoruz.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…
AV. SİBEL SUİÇMEZ
TRABZON BARO BAŞKANI
