Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez, yazılı olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''KOVİD 19 pandemiği ile mücadelesi kapsamında ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarımızı 30 Nisan 2020 tarihine kadar kapatarak, öğrencilere “ uzaktan eğitim” verme kararı bu aşamada yerinde bir karardır. Bu karar doğrultusunda 23 Martta test olarak başlayan uzaktan eğitimde yaşananlar üzerine kanunlarımızı, Anayasamızı ve Uluslararası sözleşmeleri temel alarak; çocuğun üstün yararı ve hak temelli bakış açısı ile kamuoyuna ve Milli Eğitim Bakanlığı’na aşağıdaki uyarı ve önerilerimizi sunuyoruz;'' ''Eğitime ulaşım hakkı temel bir insan hakkıdır. Çocukların her ortamda kendini geliştirebilecek alt yapının sunumu devletin ödevidir. Uzaktan eğitimden yararlanabilmenin en önemli unsuru gerekli bilgisayar alt yapısı ve internet kotasının varlığıdır. OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğun da birinci sırada olan ülkemizde, çocukların uzaktan eğitime bağlanıp bağlanmadığı mutlaka denetlenmeli ve imkânı olmayan çocuklar desteklenmelidir. Aksi halde Anayasal bir hak olan eğitim hakkı sadece imkânı olana sunulur hale gelir ki bu eğitim hakkının ihlaline girer. '' ''Uzaktan eğitimde dikkat edilmesi gereken çok önemli husus derslerin içeriği ve veriliş biçimidir. İlk yayın esnasında yaşananlar Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda gerekli çalışmayı titizlikle yapmadığını göstermiştir. Uzaktan eğitimde planlamanın ve ders içeriklerinin yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç olduğu ortadadır. Hazırlanan görsellerin ve ders içeriklerinin bilimsel ve Laik Eğitime uygun olması ve yayınlanmadan önce denetimden geçirilmesi gerekmektedir. Konuların, kullanılan materyallerin pedagojik formasyona uygun olması sağlanmalıdır.'' ''Uzaktan eğitimde ilk gün yapılan yayında asılma, kafa kesme gibi şiddet içerikli görüntülerin kullanılması haklı olarak kamuoyunda tepki toplamıştır. Şiddet içerikli görüntülerin çocukların zihin dünyasında telafisi olmayan zararlar yaratacağı ve bazen de teşvik edici olabileceği açıktır. Bu yayın Çocuk Hakları sözleşmesine, Çocuk Koruma Kanununa ve RTÜK kanununa aykırıdır. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurumsal olarak hukuki sorumluluğunu da doğuracaktır. Söz konusu olayın iddia edildiği gibi “basit bir gözden kaçma” olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Konuya ilişkin “etkin bir soruşturma” ile sorumluların ve temsil ettikleri zihniyetin ivedilikle Milli Eğitim Bakanlığı yapısından uzaklaştırılması gerekmektedir. Eğitim ve öğretimin Anayasamızın 42. Maddesine, Türkiye’nin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesine ve çağın gereklerine uygun olarak hazırlanan içeriklerle verilmesinin çocuklarımızın üstün yararına uygun olacağı hususunu ilgililere ve kamuoyuna saygılarımla sunuyoruz. ''