Öğretmeni anne baba bilen, ulemanın kanını haram hükmünde değerlendiren bu köklü medeniyetin, tarihinin her döneminde fedakâr öğretmenlerinin eliyle yükselmesi, sadece ilim safında değil, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi cephede de öğretmenlerimizin ön alması, destanlar yazması, şehitler vermesi elbette ki tesadüf değildir. 
 
Öğretmenlerimizin bu fedakârlıkları ve milletimizin geleceğindeki katkıları dolayısıyladır ki Türkiye’nin yükselişini çekemeyenlerin daima hedeflerinde olmuşlar, gencecik öğretmenlerimiz, bu milletin evlatlarına ilim öğretirken görevleri başında, çoğu da öğrencilerinin gözü önünde şehit edilmiş, bu ülkenin yükselme davası sekteye uğratılmak istenmiştir.
 
Gururumuz odur ki hiç bir evladımız, bu yoldan dönmemiştir. 
Şenay Aybüke Yalçın gibi ilk ataması çıktığında sevinç çığlıkları atmış, Necmettin Yılmaz gibi sevinç ve gururla, heyecanını ailesiyle paylaşmıştır. 
 
Bir gurumuz da şudur. Kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 21. yüzyıla güçlü bir başlangıç yapan Türkiye artık hiçbir evladının kanını yerde, hiçbir annenin ahını yerde bırakıyor değildir. Ve gencecik öğretmenlerimizin faillerini yakalamanın yanısıra, bugün ulaştığı kapasite ve güçle, hain terör örgütünü de tamamen tasfiye etmektedir. 
İnşallah yarınların Türkiye’sinde bu ülkenin çocuklarıyla hayalleri arasına, kimse giremeyecektir. 
 
Bu duygu ve düşüncelerle başta Başöğretmen sıfatını gururla ve layıkıyla taşıyan 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, bu ülkeye kattıkları için teşekkür ediyor, görevi başında şehit olan öğretmenlerimizi, o gencecik tertemiz yüzlü evlatlarımıza, minnet ve şükran duygularımızla Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.