Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın başlattığı imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi alınan ve 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yıkımına karar verilen binaların yıkım kararının vatandaşa ciddi ölçüde zarar verdiğinin altını çizen Kuvvetli, gelinen noktanın sorumlusu olarak iktidarı gösterdi.
 
8 Haziran 2018 tarihinde başlatılan imar barışı uygulamasıyla mera, yayla, orman gibi özel kanuna tabi bölgeleri ayırmaksızın barış kapsamına alınan yapıların; bugünlerde yıkılmaya başlanmasını eleştiren Kuvvetli, “İktidarın aklı, vatandaştan milyarlarca lirayı alınca mı başına geldi?” dedi.
 
Başkan Kuvvetli, vatandaşın mağduriyeti ile sonuçlanan süreci şu sözlerle değerlendirdi: “8 Haziran 2018’de başlatılan İmar Barışı ile vatandaşın mevcut yapıları için yapı kayıt belgesi almasının; hatta bazı vatandaşların da yeni yapılar için inşaata başlamasının önü açıldı. İmar Barışı süresince yayla, mera gibi alanlara ilişkin adeta dut yemiş bülbüle dönen iktidar mensupları ne hikmetse seçim geçince üst perdeden konuşmaya başladı. Vatandaş mevcut taşınmazlarına yapı kayıt izni almak için gerekli ödemeleri yaptı, yayla ve meralardaki birçok yapı da kapsama alındı. Çevre Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum’un ifadesine göre de 10 milyon vatandaştan toplamda 17 milyar lira yapı kayıt izni bedeli toplandı. Buraya kadar her şey vatandaş için de iktidar için de yolunda giderken; devletin halkıyla barışması olarak nitelendirilen imar barışı, bugün gelinen noktada imar savaşına dönüştü. İçerisinde bulunduğumuz süreçte binlerce lira harcayarak inşaatını yapan vatandaş, yıkımla karşı karşıya kalınca, yıkımın başladığı yerler adeta savaş alanına döndü. Peki seçim sürecinde vatandaşa herhangi bir şekilde sınır koyulmaksızın verilen bu belgelere rağmen bugün başlayan yıkımların sorumlusu vatandaş mı? Kesinlikle değil, sonuç itibarıyla sorumlu iktidar; mağdur vatandaş. Çeşitli kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre de bu yapıların yıkımı için 31 Mart Yerel Seçimlerinin hemen ardından 1 Nisan 2019’da ilgili belediyelere yazı gönderildi. Şimdi sorulması gereken sorular şunlardır: Bugün yıkımına karar verilen yapılar madem yıkılacak idi yani kaçaktı neden yapı kayıt izni verildi ya da neden yapılmalarına göz yumuldu? Vatandaşın zararını kim karşılayacak? Umarız ki vatandaş bu sorulara cevap verecek bir muhatap bulur. Ne yazık ki bu konuda iktidar yine bir seçim stratejisi güderek vatandaşı mağdur etmiştir. Her bir vatandaşına bir oy gözüyle bakan iktidar, seçimden hemen sonra aldığı bu kararla; vatandaşa verdiği değeri de gözler önüne sermiştir. Beklentimiz, yaylalardaki kaçak yapılar yıkılacak diye bas bas bağıran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya rağmen, vatandaşın parasını alıp izin veren, izinler dışında da kaçağa göz yuman bu yönetimin kazandığı parayı değil vatandaşın kaybettiklerini açıklaması ve bu mağduriyetin devleti de vatandaşı da daha fazla zarara uğratmadan giderilmesidir.
”