Başkan Genç, mesajında, 19 Mayıs’ı Türk Yurdunu işgal etmek isteyenlere karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde istiklâl meşalesinin yakıldığı tarih olarak niteledi.
“TÜRK MİLLETİNİN BÜKÜLMEZ BİLEĞİ”
Genç, şu ifadelere yer verdi: “19 Mayıs, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nu aralarında paylaşma güdüsüyle hareket eden emperyalist ülkelerin Anadolu’yu işgal girişimlerine karşı Türk milletinin evlatlarının bağımsızlık ve hürriyet yolunda yaptıkları direniş zincirinin ilk halkasıdır. İstanbul Boğazı’nda demirleyen işgal donanmasını gördükten sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından veciz bir şekilde ifade edilen “Geldikleri gibi giderler” sözüne inanan bir avuç kahraman, Türk milletini bağımsızlık yolunda örgütlemek için Bandırma vapuruna binerek 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da çıkmıştır. Başta Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul ve İzmir olmak üzere Anadolu’yu dört bir taraftan pervasız bir şekilde işgal ederek kendi öz vatanında Türk milletine karşı baskı ve katliama girişen ecnebiler bir kez daha milletimizin sarsılmaz iradesi ve bükülmez bileğiyle karşılaşmışlardır. İşte o sarsılmaz irade; I. ve II. Balkan, Trablusgarp ve I. Dünya Savaşı gibi uzun yıllar kesintisiz süren savaşlar silsilesinden yorgun ve bitap düşmüş Türk milletini, yurdunu kast etmek isteyenlere karşı tekrar ayağa kaldırmıştır. Bundan dolayı, 19 Mayıs Türk milletinin istiklâl ve hürriyetine kayıtsız, şartsız inanmış bir avuç kahramanın öncülüğünde yakılan ilk meşaledir.”
“GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER”
“İmkânsızlıklar ve yokluklar içindeki Türk milleti Samsun’dan yakılan hürriyet meşalesini dalga dalga Anadolu’nun dört bir tarafına taşıyarak yurdumuza kast etmek isteyenlere karşı destansı bir mücadele vermiştir. Bütün tehdit ve yıldırmalara rağmen Samsun’dan yakılan bu meşale I. ve II. İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya, Dumlupınar ve akabinde Büyük Taarruz Meydan Muharebesiyle Türk milletinin kesin zaferleriyle nihayete ermiştir. Gazi Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı başlamadan zikrettiği “Geldikleri gibi giderler” öngörüsü gerçekleşmiş, bütün işgal kuvvetleri geldikleri gibi gitmişlerdir.  Milletimizin varını yoğunu ortaya koyarak yaptığı bu mücadele, aynı zamanda manda ve himaye altında yaşayan bütün mazlum milletlere emsalsiz bir örnek teşkil etmiştir. İşte, 19 Mayıs asla unutmayacağız ve unutturmayacağımız şerefli, namuslu, kahramanlık destanının sembolleşmiş adıdır. Ne mutlu bize ki, bugün bir kez daha 19 Mayıs’ı milletçe sevinç, coşku ve gururla kutlayacağız. Ve hiç şüphesiz ki, 19 Mayıs tarihi karşılaşacağımız her türlü zorluk ve imkânsızlıkla mücadele etmek için bize ilham vermeye devam edecektir. Bu vesilelerle sözlerime burada son verirken başta cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün şehitlerimizi ve vatan kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, ruhları şad olsun diyorum.”