İkinci ayağını gerçekleştirdiğimiz yolculuğumuzun ilkini İç Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerimizde gerçekleştirdik. İkinci ayağında ise Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu illerimizde çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. Adalet, Demokrasi ve Barış Yolculuğumuzun ikinci ayağına 2 Ekim 2019 tarihinde Kastamonu ilimizden başladık, ardına Sinop, Samsun, Ordu ve Giresun illerimizde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bugün Trabzonda gerçekleştirdiğimiz çalışmamız Gümüşhane, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Van, Bitlis, Muş, Bingöl, Erzincan, Tunceli, Elazığ ve Malatya illerimizde devam edecek. 

Aynı zamanda bu proje kapsamında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisi üzerine Millet ittifakı bileşenlerini de ziyaret ediyoruz. İnanıyoruz ki bu birlik, beraberlik, güzellik bundan sonra daha da güzelleşerek daha da çoğalacak ve perçinleşecek. 
Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye çok ciddi hukuksuzluk ve adaletsizlik sürecinden geçiyor.
Türkiye; tekçi anlayışı, otoriter rejimi, hukuksuzluğu meşrulaştıran bir sistemle karşı karşıya.
Amacı toplumsal barışı sağlamak olmayan siyasal iktidar, muhalefet partileriyle gerilimi tırmandırarak, iktidarını sürdürmek için halkın iradesini her daim yok sayıyor.
İşte bizim mücadelemiz adalet ve demokrasi mücadelesidir.
Bizim mücadelemiz hukuksuzluğa karşı hep birlikte omuz omuza yürüttüğümüz bir mücadeledir.

Bu mücadele yolunda gittiğimiz her yerde Türkiye’nin 5 Temel Sonunu anlatıp partimizin çözüm önerilerini vatandaşlarımızla, basınla paylaşıyoruz. 

1 – DEMOKRASİ: HAK, HUKUK, ADALET

2 – EKONOMİ: ÜRETEN, BÜYÜYEN, HAKÇA BÖLÜŞEN TÜRKİYE

3 – DIŞ POLİTİKA: İSTİKRAR VE İTİBAR

4 - EĞİTİM: İŞ GARANTİLİ, PARASIZ, NİTELİKLİ EĞİTİM

5 - TOPLUMSAL BARIŞ: KARDEŞLİK VE BİRLİKTE YAŞAM

TÜRKİYE’NİN BEŞ TEMEL SORUNUNDAN ÇIKIŞI İÇİN KAPSAMLI BİR
DÖNÜŞÜM STRATEJİSİNE İHTİYACI VARDIR.
 
Ülkemizin sadece bölgesinde değil dünyada da etkin bir ülke haline gelmesi için ilk olarak hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin yeniden saygın bir ülke olması demokrasimizin gelişmesinden geçecektir.
Tek adam rejiminin öngörülemez politikalarının yarattığı tahribatı onarmak için evrensel hukuk ilkelerinin geçerli olduğu, öngörülebilir bir hukuk düzeni tesis edilmelidir.

Dönüşüm stratejisinin ikinci ayağı, üreten bir Türkiye’yi yeniden inşa etmektir.
Bağımsız ve kendisine yetebilen bir ülkeyi inşa etmek Türkiye’nin yaşadığı sorunları aşması için hayati bir önem taşımaktadır.
Türkiye, İktidar tarafından üretim sürecinden koparılmış, tarımdan, sanayiye, ham maddeden, yüksek teknolojiye kadar pek çok alanda dışarıya bağımlı bir hale gelmiştir.
Türkiye’nin yaşadığı bu beş temel sorundan çıkış için planlı bir üretim stratejisine ihtiyacı vardır.
Planlı bir üretim stratejine sahip olmayan Türkiye, canlı hayvan, mercimek, ve buğday ithal eden bir ülke haline gelmiştir. 
Türkiye’nin üretim sürecinden kopartılması ekonomik olduğu kadar siyasi olarak da ülkemizi egemen güçlerin kontrolüne sokmaktadır.
Türkiye kültürel ve akademik bilgi üretimi konusunda da kısırlaşmış, ülkemiz çağın gerisinde bırakılmıştır. Üniversitelerin baskılanması, bilgi üretimine büyük bir darbe vurmaktadır. Türk üniversiteleri, bilgi üretiminde büyük bir gerileme yaşamaktadır. Bu gerilemenin durdurulması, bilgi olarak da üreten bir Türkiye’nin inşa edilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla Türkiye, üreten bir ülke olarak kapsayıcı büyüme sürecini yaşamak zorundadır.
 
Türkiye’nin dönüşümünde üçüncü ayak, güçlü bir sosyal devletin yeniden kurgulanmasıdır.
Toplumsal barışı ve ülke içindeki huzur ve adalet ortamını sağlamanın ilk aşaması güçlü bir sosyal devletten geçmektedir.
Derinleşen ekonomik kriz, güçlü bir sosyal devletin önemini daha net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Lütuflar üzerinden sürdürülen sosyal yardım politikasına son verilip, insan onuruna ve yurttaşlık hukukuna uygun bir sosyal adalet politikası benimsenmeli ve güçlü bir sosyal devletin yapı taşları inşa edilmelidir.
Bu çerçevede, Aile Yardımları Sigortası bir an önce hayata geçmelidir.
 
Dönüşüm için bu üç temel ile birlikte, bunların sürdürülebilir olduğu bir düzenin kurulmasını sağlamak gerekmektedir.
Demokrasi ve hukuk alanındaki gelişmelerin, üretimdeki ilerlemenin ve güçlü bir sosyal devlet anlayışının dönemsel tercihleri aşarak sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.
 
Böylece, Türkiye yeniden dünya üzerinde saygın ve sözü dinlenen bir ülke olacaktır.

Türkiye’nin ihtiyacı olan dönüşümün bu dört ayağı birbiriyle iç içedir.
Kalkınan bir Türkiye için dış politika da başta olmak üzere dönüşüm stratejisinin uygulanması gerekmektedir.

Yaşanabilir bir Türkiye için bu ilkeler çerçevesinde hep birlikte mücadele etmeliyiz. 
 
Bizler, bu mücadelemizi devam ettireceğiz, adalete ve barışa olan özlemimizi, demokrasiye ve özgürlüklere olan inancımızı her daim sürdüreceğiz.

Ta ki bu topraklara barış, özgürlük, eşitlik, adalet ve demokrasi gelene kadar.

FATMA KÖSE
CHP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI