Darbeler, insanlık onurunu zedeleyen, milletin iradesini hiçe sayan; işkencelerle,
zulümlerle, tehdit ve baskılarla sürdürülen mekanizmalardır. Hangi ülkede ve hangi
sebeple olursa olsun yapıldıkları yerlere huzur ve güven getirmemişlerdir.
Sözde “irtica tehdidi” ile 28 Şubat anti-demokratik MGK kararları alınmış, dönemin
iktidarına darbe vurulmuştu. Devamında ise zulüm hüküm sürecek gözyaşı akacak bir
süreç başlamıştı.
Darbeyle birlikte başörtülü kızlarımız üniversitelere giremez oldu, kılık kıyafetleri nedeniyle
gençlerimiz eğitim haklarından mahrum bırakıldılar. İkna odaları kurularak inançlarından
vazgeçmeleri yönünde psikolojik baskıya maruz kaldılar. Katsayı adaletsizliği
nedeniyle yine gençlerin istedikleri okulda eğitim almalarının önü kapanmış oldu.
Kamu görevlileri, eşleri başörtülü olduğu için fişlendi.
Siyasi görüş ve inancından dolayı insanların; çalışma, eğitim, ibadet, düşünce ve ifade
özgürlükleri gibi temel hakları ellerinden alındı. Ülkesi için, milleti için çalışan ve
üreten sermaye dahi kategorize edildi. “Yeşil sermaye” adı altında ötekileştirildi.
28 Şubat’ta siyasete, demokrasiye ve insan haklarına “balans ayarı” yapmaya çalışanlar,
Aziz Milletimiz tarafından kısa sürede balans ayarına uğradılar. Son olarak da 15
Temmuz Darbe girişiminde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde, Milletimizin inancı ve feraseti ile darbelere son bir darbe daha vurulmuş
oldu.
AK Parti olarak, bizim mücadelemiz millet iradesini egemen kılma mücadelesidir.
Bizim mücadelemiz büyük ve güçlü Türkiye mücadelesidir.
AK Parti olarak, geçmişten aldığımız birikimle; yeni Türkiye yolunda daha emin
adımlarla yürüyeceğimize söz veriyor; 19 yıldır her şartta ve koşulda özellikle darbeler
karşısında yanımızda olan milletimize şükranlarımızı sunuyoruz                                                                                                          

AK PARTİ TRABZON İL BAŞKANI DR. SEZGİN MUMCU