ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine bir tepkide 
​Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği
​Trabzon Şube Yönetim Kurulu adına Şube Başkanı Sayim ADANUR’dan geldi . 

Adanur;150 yıl önce geliştirilen ve 20. yüzyılın başından itibaren uygulamaya koyulan, 1000 yıldır kardeşçe yaşayan iki milleti birbirinden ayırarak içeriden Osmanlı Devleti’ni yıkma ve parçalamayı hedefleyen bir projenin figüranlarının torunlarının talepleri ile “soykırım” iddiasının ABD gibi yeni dünyanın emperyalist gücü tarafından da dillendirilmiş olmasını önceki projenin Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik siyasi devamı olarak görüyor ve yok hükmünde sayıyoruz.
​Başta “Tarih yazmak parlamentolara düşmez.” diyen Fransa Eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın ülkesi olmak üzere önyargı ve siyasi kararlarla kendi geçmişleri ile yüzleşemeyen bazı devletlerin sırf uluslararası alanda son ve ebed-müddet olmasını dilediğimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni güya sıkıştırmak için bu meseleyi asılsız ifadelerle kullanıyor olmasını kabul etmiyoruz. Niyetlerinin farkındayız.
​1986 yılından beri bütün Osmanlı arşiv belgeleri açık olmasına, bu belgelerde o dönem yaşananların açıkça görülmesine rağmen Ermenistan ve destekçilerinin kendi arşivlerini açmadan, siyaseten uydurma yeni bir tarih yazma heveslerini Osmanlı’nın son döneminde uygulamaya konulan bahsettiğimiz projedeki gibi Türkiye Cumhuriyeti’ni de sıkıştırarak bir şeyler elde etme hevesi olarak görüyoruz. Mesele birlikte yaşarken ihanetlerini hesaplayamadığımız “Millet-i Sadıka” olarak gördüğümüz Ermenilerin meselesi olmaktan çıkmış, emperyalist hesapları olanların Türk Milleti ile meselesi halini almıştır.
​Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni 1923 yılı Nisan ayında yayınladığı rapordaki saptamalarında; Ermeniler tarafından dünya savaşı öncesinde gönüllü silahlı birlikler oluşturulmasının hata olduğunu, kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlandıklarını, Türklerden yana olan güç dengesini hesaplayamadıklarını, tehcir kararının amacına uygun olduğunu, Türkiye’nin savunma içgüdüsü ile hareket ettiğini, Müslüman nüfusun katledildiğini, Taşnak yönetimi dışında suçlu aranmaması gerektiği gibi birçok hususu dillendirmiştir. Toplu mezarları ortaya çıkarılan Erzurum’un Cinis (Ortabahçe) Köyü’nde 587 Müslüman Türk’ün bir camiye doldurularak yakılması, Tazegül Köyü’nde 58, Alaca Köyü’nde 274 ve diğer yerleşim yerlerinde çeşitli sayılarda olmak üzere sadece Erzurum’da bir gecede 12.300 Müslüman Türk’ü katletmelerinden, resmi kayıtlara göre Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu’da Ermeniler tarafından şehit edilenlerin sayısının 519 bin olduğundan içeride ve dışarıda bîhaber olanların bugün “soykırım” gibi Türk Milleti’nin tarihinde görülmemiş bir suçlama ile karşımıza çıkması art niyet, siyasi hesap ve emperyalist güçlerin maşalığından  başka bir şey değildir.
Bugün, tarihçilere arşivleri incelemelerini, bu meseleyi merak eden ve gelecek nesilleri bu konuda bilgilendirmek isteyenlere de Iğdır’daki “Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi”ni ve Erzurum Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelerini öneriyoruz. Alnında soykırım kara lekesi olan uyduruk tarih yazma niyetindekilere, geçmişlerine bakıp Türk Milleti’nin onların soykırımından kurtardığı toplulukları hatırlatmak isteriz.
​Gün, Türk Milleti’nin her ferdinin bu büyük emperyalist oyunun farkında olma günüdür. Aynı yerden iki defa ısırılmayacağımızı, tuzaklar kursalar da 21. asrın Türk Asrı olacağını bu oyunu kuranlara gösterme günüdür.
​Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Trabzon Şubesi olarak; uluslararası hukuku çiğneyerek, herhangi bir mahkeme kararı olmadan açıklama yapıp “nefret suçu” işleyen ABD ve bugüne kadar soykırım tanımlamaları ile emperyalist hesaplar güdenleri açık, net bir dille kınıyor, 20. yüzyılın başında Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun tamamında ve yüzyılın sonunda Azerbaycan’da (Şuşa, Hocavend ve Hocalı) katliamlarda şehit edilen Müslüman Türkleri rahmetle anıyoruz.
​Saygılarımızla.