MHP Lideri Devlet Bahçeli, Kurucu Genel Başkan Türkeş'in Anıt Mezarı'nda düzenlenen anma törenine katıldı


Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı.
Türkeş’in mezarına, ata memleketi Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpen, kırmızı-beyaz karanfiller bırakan Bahçeli, dua edip, mezara su döktü.
Bahçeli’ye Türkeş’in “dava arkadaşları” Hacı Yusuf Işık ve Ali Reşat Yılmazbilen ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş de eşlik etti.

Devlet Bahçeli, törende yaptığı konuşmada, Türk milletinin gönlünde mümtaz ve müstesna bir yeri bulunan merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’i vefatının 22. yılında Fatihalarla andıklarını belirtti. Türkeş’in Türk siyaset ve devlet hayatında muhterem iz ve eserleri bulunan bir lider olduğunu anlatan Bahçeli, “Her şeyden önce inanmış bir vicdan,
mücadeleci bir kişilik, ülkülerinden taviz vermeyen bir dava insanıydı. Zorluklar karşısında yılmayan bir mizacı vardı. Varlığını ve vaktini tamamıyla milletine adayan milli bir ahlakı bulunuyordu. Yüksek hedefler koyan, bu hedeflere ulaşmak için insanüstü gayret sarf eden görev ve sorumluluk şuuruna haizdi.” dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, vefatının 22. yılı dolayısıyla partisinin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in Anıt Mezarı’nda düzenlenen anma törenine katıldı.

“Herkesin gönlünde taht kurdu”

“Dava adamı olmak her kişinin harcı değildir. Her şeyden önce dava adamı, inandığı değerleri hayatının mihveri yapan, bununla da kalmayıp ruhunun derinlerine işleyen, dahası bu değerleri hem yaşayan hem de yaşatan vakarlı ve vasıflı insandır.” diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Merhum Türkeş Bey, davasını bayraklaştıran, ülkesini ve milletini her
şeyin üstünde tutan bir irade ve idrak gücüne sahipti. Onun nezdinde karamsarlık yoktu. Kötümserliğe müsaadesi hiç yoktu. Devamlı geleceği düşünen, hiç yüksünmeden, hiç yorgunluk emaresi göstermeden Türk-İslam ülküsünün parlak ufuklarını düşleyen, bununla ilgili muazzam çalışmalara imza atan muazzez bir vasfı vardı. Sabırlıydı, sağduyuluydu, meselelere stratejik bakıyordu. Akılla duygu arasında kurmuş olduğu manevi köprüyle nice belaları defetmiş, nice badireleri yenmiş, nice çilelere göğüs germişti. Seksen yıllık şerefli ömrü pek çok mücadeleyle geçmişti. Aciz değil atılgandı, edilgen değil aktif ve aksiyon insanıydı. Gençlik yıllarında tabutluklarda başlayan yürüyüşü hiç durmadı, kesintiye uğramadı. İnancıyla, istikrarlı hayatıyla, dik duruşuyla, cesur tutumuyla elbette taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurdu.” Bahçeli, Türkeş’in düşüncelerini özümsemenin en güvenli yolunun önce tanımak, sonra anlamak, ardında da yaşayıp yaşatılmasına hizmet etmek olduğunu kaydetti.