Toplantının açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, salgın nedeniyle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük küresel krizin yaşandığını söyledi. Bu süreçte TOBB olarak izledikleri stratejiyi anlatan Hisarcıklıoğlu, "Kovid-19 pandemisi sürecinde TOBB olarak, ilk günden itibaren yurt içinde ve yurt dışında tüm paydaşlarla istişare içinde olduk. Ülke içinde, iş insanlarımızın sorunlarını, talep ve tavsiyelerini derleyip, hükümete aktardık. Böylelikle ekonomiye destek paketlerinin hazırlanma sürecine katkı sağladık. Şimdi, Kovid-19 sonrası dönemi anlamak ve buna adapte olmak için çalışıyor konuştu. 

Hisarcıklıoğlu, yeni dönem için de "Küresel ticaret sistemi nereye gidiyor? Avrupa Birliği, ABD, Çin, Asya-Pasifik ve gelişmekte olan ülkeleri hangi zorluklar ve fırsatlar bekliyor? Kısacası dünya nereye gidiyor ve biz değişmesi beklenen küresel eğilimlere hazır mıyız?" sorularına cevap aradıklarını dile getirdi.

“BÖLGESEL İŞBİRLİKLERİ ÖNEMLİ”

Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI) Başkanı Samir Modi de bölgesel ekonomik büyümeyi ve iş dünyası arasındaki etkileşimi geliştirmeye çalışan bir konfederasyon olduklarını ifade ederek, toplam dünya nüfusunun yüzde 40'ından fazlasını temsil ettiklerini anlattı. 

Kovid-19 salgınının boyutlarına dikkati çeken Modi, şöyle konuştu: "Salgın küresel ekonomi için bir şok oldu, birçok ülkede resesyona yol açtı. Kovid-19 nedeniyle 2021 itibarıyla tüm dünyada ekonomik zararın 8,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bunun İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanacak en derin resesyon olacağı düşünülüyor. Pandemi bütün dünyayı etkiledi. Dünya nüfusunun oldukça önemli bir miktarı yoksulluk içinde yaşıyor. IMF'ye göre Kovid-19 sebebiyle bu yoksulluk daha da fazla artacak."

Küresel ticaretin 2,6 trilyon dolara düşmesinin beklendiğini, bunun da Asya-Pasifik ülkelerinde büyük istihdam kayıplarına sebep olacağını belirten Modi, salgınla birlikte dünyanın ekonomik şoklara daha dayanıklı olması gerektiğinin ortaya çıktığını söyledi. Modi, salgının etkilerinin azaltılması için bölge ülkelerinin iş birliğini artırmasının ve özel sektörün buna katılımının son derece önemli olduğunu vurguladı. “TÜRKİYE VE AB’NİN BİRBİRİNE İHTİYACI VAR”

Toplantıda konuşan eski Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen de özellikle AB'de bu dönem yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu. 

Kovid-19 salgınının iş yapış şekillerini değiştirdiğine işaret eden Verheugen, "Henüz Kovid-19 sonrası döneme geçmiş ve pik döneme ulaşmış değiliz. Bu gelişmelerin nihai sonucunun nasıl gelişeceğini de bilmiyoruz. Halihazırda öğrenilebilecek ve alınabilecek dersler var. Bencillik, izolasyon veya bazı milli eylemlerle bu süreç aşılamaz. Dayanışma, iş birliği ve deneyim paylaşımı ile bu krize küresel bir cevap vermek önemli" dedi. Verheugen, Brexit'in AB içinde çözülmenin önemli bir örneği olduğunu, bu zamana kadar nihai anlaşma için müzakerelerin bir sonuç vermediğini, yıl sonuna kadar bir anlaşmanın yapılıp yapılamayacağının da açık olmadığını bildirdi. AB'nin siyasi ve ekonomik açıdan önemli bir mücadele vereceğini ifade eden Verheugen, "Hem Türkiye'nin AB'ye hem de AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var. Aralarında çok önemli ortak noktalar ve çıkarlar bulunuyor ancak her iki tarafta da bir hayal kırıklığı söz konusu" ifadesini kullandı.

Verheugen, bu süreçte yapılacak en iyi şeyin aşağı sarkan meyveleri toplamak olacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Bunlardan biri vize serbestisi. Bu hemen yapılabilir ve Gümrük Birliği'nin yeniden gözden geçirilmesi önemli bir husus olarak karşımızda. Aslına bakarsanız, AB'nin Norveç'e verdiği ayrıcalıkları Gümrük Birliği konusunda Türkiye'ye neden vermediğini anlayamıyorum."

“2020 KRİTİK DÖNEM”
İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası Genel Sekreteri Yusuf Khalawi de pandemi nedeniyle dünyanın hem sağlık hem de ekonomik anlamda küresel bir krizle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Khalawi, 2020 yılının oldukça kritik bir dönem olduğunu, bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme tahminlerinin negatif şekillendiğini anlattı. Gelecek yıl tahminlerinin ise pozitif olduğunu belirten Khalawi, "Pandemiden 5 konuda ders aldık. Bunların birincisi 'dijital dönüşüm bir zorunluluk', ikincisi 'e-ticaretin geliştirilmesinin önemi', üçüncüsü 'lojistik hizmetlerinin altyapısının geliştirilmesi gerekliliği', dördüncüsü 'tedarik zincirindeki değişime uyum', beşincisi de 'küresel turizm için yeni model arayışları'. Bu konularda her ülke elinden geleni yapmalı. Ekonomilerin büyüme lokomotifi inovasyon, girişimcilik, bölgesel entegrasyon olmalı" dedi.