Koray Aydın:Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Krizini Yaşıyoruz

Haber: Ömer Altıntaş www.trabzonhaber24.com  İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, Trabzon’da Hacıoğlu Restorantta basın mensupları ile bir araya geldi. Hacıoğlu Restoran’da düzenlenen toplantıda Aydın’ın yanı sıra İl Başkanı Azmi Kuvvetli, Büyükşehir Belediye meclis üyesi Ali Sağır ile çok sayıda partili katıldı. 
Toplantıda Aydın, özetle şu şekilde kullandı: 
“Hüseyin Örs kardeşimin ağabeyini kaybettik. Başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Hüseyin Örs’ü sadece milletvekili olarak görmüyorum Trabzon’un sevdiği bir insan olarak görüyorum. Böyle bir günde ona destek olmak yanında olduğumuzu hissettirmek için buraya geldim. 
CUMHURİYET TARİHİNİN EN KRİZİ OLMAYA ADAY… 
Türkiye’de siyasi dengeler sürekli değişim halinde. Türkiye şuanda, belki de Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi olmaya aday süreci yaşıyor. Bunun ne manaya geldiğini önümüzdeki aylarda milletçe hep beraber göreceğiz. 
Ekim ayında, Kasım ayında ve devam eden süreçte hep beraber yaşayacağız ve göreceğiz. Böyle önemli bir süreçte iktidar bir inkar politikası takip ediyor. İnkar ediyor, bir de buna yaklaşımı kibirli.. İnkar ve kibir bir arada. Ama hayatın gerçekleri karşısında bu politikalar etkili olmaz. Olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Türkiye’nin şuanda yaşadığı sürecin adı Borç Krizi… Türkiye artık 470 milyar dolara varan borcunu çeviremez, döndüremez hale gelmiştir. 

MİLLİ SEFERBERLİK… 
Bunun ortadan kalkmasını sağlayacak en önemli güç, milli seferberlik halini herkesi kucaklayarak yapabilmek. Hukuk sistemini Türkiye’de yeniden tesis ederek dış dünyaya, finans çevrelerine güven verecek hamlenin adımın atılması. Ekonomi bürokrasisi ve ekonomiyle uğraşan bu işi bilen hakikaten iyi kadrolar var. Bu tür kadrolara imkan vermek yerine, sadakatin esas alındığı bürokrasi yapılanması ile Türkiye karşı karşıya. Yani sadık olsun, sadakatini göstersin, liyakatin o kadar önemli olmadığı kadro yapılanması var. Bütün bu saydığımız unsurlar Türkiye’de yaşanan krizin temel alt yapısın oluşturuyor. 
İLK GÜNDEN TUTAR, MALİYENİN HAZİNENİN BAŞINA… 
Siz daha ilk günden tutar maliyenin  ve hazinen başına tutar damadınızı yerleştirirseniz, dünya üzerindeki algının ne manaya geleceğini söylemiştik. Dünya nasıl bu işi görecek, yorumlayacak bu işin başlangıcını oluşturacak demiştik. Şahıs olarak kişilere bir şey demem. O da kıymetlidir, bu işleri bilen olabilir ama dünyanın algısının bu işte belirleyici…
Türkiye’nin finansını sağladığı ülkelerden, şimdi Rusya’ya Çin’e yönelik para arayışı var. Onda da ne tür başarılı olur, ya da onlar bu işe girer mi önümüzdeki günlerde gireceğiz. Borcun çevrilmesi için yeni kaynaklara ihtiyaç var. Türkiye bu manada büyük sıkıntı içinde. 

AMERİKAN BAŞKANINI ATTIĞI 2 TİVETLEMİ KrİZ
Bu bir krizdir. Kimse kimseyi kandırmasın. Kalkıp Amerikan başkanını attığı iki tane twite bunu bağlamak, dış güçlerin uğraştığını söylemek en büyük hakarettir. Bir devlet başkanı iki tane twit atacak senin her şeyin allak bullak olacak. Öyle bir şey değil. Gelirin var giderin var. Cari açık 50 milyar dolarda gidiyor. Yıl onuna kadarda 60 milyar dolara ulaşabilir. Demek ki açığın var. Türkiye Cumhuriyeti devleti halkıyla beraber, çok ağır bir borç yükü altına girmiş vaziyette.
2019, 2018 YILINDAN DAHA KÖTÜ OLACAK
Şirketler bir bir batıyor. Ben Ankara’da yaşıyorum. Toplu işten çıkarmalar var. Türkiye’nin her tarafını saran müthiş bir ekonomik sarmalla karşı karşıyayız. Geçen hafta Perşembe günü sayın Berat Albayrak yeni ekonomi modelini açıkladı.
Önümüzdeki 2019 yılı bu içinde bulunduğumuz yıldan daha acı, daha kötü, ekonomik olarak sıkıntıların daha çok olacağı.. Bunu ben söylemedim kendisi Perşembe günü açıkladı. 
2040 YILINDA 13 KİŞİDEN BBİRİ SURİYELİ OLACAK
Resmi kayıtlara göre 3,5 milyon ama 4 milyon civarında Suriyeli var. 20 kişiden biri Suriye’den gelen insanlar. Doğurganlıklar baz alındığında 2040 yılında,  13 kişiden biri Suriye’den göçmen vatandaşlar olacak. Bu da Türkiye’nin en önemli problemlerinden bir tanesi. Milli bütünlük açısından bakıldığında Türkiye tarafından hazmedilemez olduğunu görüyoruz. Almanya’da Doğu ile Batı birleştiğinde, her ikisi de Alman olmalarına rağmen, o zaman ki alman hükümeti 20 yıllık proje yaptı. Buna finansman modeli getirdi. Ek vergiler koydular. 20 yıllık entegrasyon projesini yürüttüler. Proje 20 yılı doldu, tam istenilen sonucu elde edemediler. 
O insanların ilk bayramı kendi ülkelerinde geçireceği ortamın inşa edilmesi, ona uygun adımların atılması mecburiyet. Harcadığınızı söylediğiniz 35 milyar dolar sizin paranızdır. Devlet bütçesinden harcanan paradır. Bugün ki kur üzerinden çarparsak ne kadar büyük gücün bu şekilde kullanıldığı anlaşıldığından Türkiye’nin bu yükü taşıyamayacağı gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekir. 

BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI EKİMDEN İTİBAREN AÇIKLANACAK
Mahalli seçim var.  İki partinin, genel başkan yardımcıları görüşme yaptı. Bu ekonomik kriz büyükşehirlerde hasar yaptı. İşçi yoğunluğunun büyük olduğu illerde hasar var. Orada oy dalgalanmaları görünüyor. Bu illerde seçimler kafa kafaya zor geçen seçimler oldu. Büyükşehirleri kaybedebilir korkusuyla bu tür görüşmelerin yapılması siyasetin doğası gereği. Biz iyi parti olarak bu konuda seçimlere tek başına girme hazırlığı içindeyiz. Ekim ayından itibaren belirlediğimiz adayları kısmen açıklamaya başlayacağız. Ekim, Kasım, Aralık ayında açıklamaya başlayacağız. İki iktidar partisinin nasıl ittifak modeli içinde olacaklarını Türkiye’nin görmesi gerekir. Onun dışında seçmen birleştirmeyi sandıkta yapıyor. 
SURİYELİLERE IRKSAL BAKMIYORUZ
Bu işlere ırki bakmak konusu kapandı. Dışardan gelen bu kadar göçmeni Türkiye’nin ekonomik olarak entegre edemediğini anlatmaya çalıştık. Türkiye’nin mevcut krizin 2018 şartları ile 2002 şartları aynı değil. Türkiye’nin gazete ve televizyonlarına sahip olmuş, devletin imkan ve gücünü parti bürokratı yapmış bir parti devleti anlayışı ile yönetiliyor. Bunun adı bu… Parti devletine yönelmiş ülkelerde bunun etkileri aynı oranda olmaz. Ben bunun her ay itibariyle etkisinin artacağını, mali seçimlere tesirinin fazla olacağını düşünüyorum. Metropol alanlarda etkisinin daha çok olacağını düşünüyorum. Oralarda belediye seçimlerinde, hiç kimsenin beklemediği sürprizlerin olacağını düşünüyorum. 

FINDIK ÜRETİCİSİNİ DEMOKRATİK TEPKİ VERMEYE ÇAĞIRDI
TMO sahadan çekildi. İnisiyatif almıyor. Almayınca belirleyici o olacak. Onun muhatabı İtalyan firmasının yetkilileri. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. İktidarın izlediği bu politika karşısında söz onlarda, saz onların elinde. Onlar çalıyor. Onların kararları belirleyici olacak. İnisiyatif bitmiştir, İtalyan firmasının eline geçmiştir. Belirleyici o olacaktır. Yazık yani, üzülüyorum. Bir İtalyan firmasına teslim edildi koskoca üretici. Vatandaş bunun farkında değil o da üzücü. Hükümete karşı vatandaşın en büyük silahı tepkidir. Hak gaspı varsa, yeniliyorsa bunun demokratik yollardan tepkisini göstermesi gerekir. Siyasiler, “Millet niye sokağa döküldü, yanlış mı var” derse ona göre karar verir. Ama sesin çıkmıyorsa, sen bunun bedelini ödemeye razısın demektir. Bu demokratik ülke açısından kötü bir gelişme. Demokratik ülkelerde gösteri yürüyüş, en temel hak. Siyasiler ve ülkeyi yönetenler üzerinden müthiş bir baskı oluşturuyor. Onlar dikkate alınıyor. Sorunlar masaya yatılıyor. “Ne yapsak bunu düzeltirize” dönüyor. Demokrasi denen şeyde dengeler oluşuyor.  
Trabzon’da kafamızda olanlar var, görüşmeye başladık. Sayın milletvekilimiz ilgileniyor, teşkilatımız var. Aday adaylık sürecimiz başlamadı, ama o olursa faydalı olur diye görüşmelerimiz var”