Bir köprüyü güvenli kullanabilmek, denetim altında tutabilmek iki yakasına birden sahip ve hakim olmayı gerektirir.
Daha dün Barzani’nin dört ülkeden Kürtlerle toplantı yapmak için çağrı yapacağı basında yer almış olup, bu toplantı Irak, İran, Suriye ve Türkiye’den katılımla Erbil’de gerçekleşmiştir. Toplantıya TBMM üyesi milletvekili de Türkiye’den katılmıştır. Peşmerge lideri Barzani’nin toplantıdaki konuşmasında; PKK lideri Öcalan’ı da aralarında görmek istediklerinden bahsetmiştir. Anayasada tarifi bulunan, Türk Milletvekili sıfatına sahip, sözde bağımsız şahsın bu toplantıya katılmasıyla Anayasa ihlali yapılmıştır.
Milletin hizmetinde olan kamu çalışanları (TÜRKAV) olarak ifade ediyoruz. Tatile çıkan milletvekillerinin TBMM’ye çağırılarak bu şahsın Anayasa tanımayan kin ve nefretiyle bölücülük hareketinin kınanmasını ve dokunulmazlığının kaldırılarak hesap verilmesinin yolu açılmalıdır.
Erbil’de ki toplantıyı düzenleyen Peşmerge lideri Barzani dört ülkeden sözde Kürt temsilcilerini ne adına çağırmıştır? Uluslararası hukukta böyle bir sorumluluğu bulunmakta mıdır? Anayasada hiçbir ayrım olmadan Türk milletinin aslı unsuru olan Kürt halkı adına çağırılanlar neden hükümet tarafından kınanmamaktadır ve dokunulmazlıkları kaldırılarak yargılanmaları istenmemektedir. Çözülme sürecinde daha çok demokratikleşmeyle çözülecek olan nedir? Öğretmenlerimizi, kamu çalışanlarını, güvenlik görevlilerini şehit eden teröristin bölgede şov yapmasına neden engel olunmamaktadır.
Türk Milletinin maddi ve manevi yapısını tahrip etmekten geri kalmayanlar manevi birliğini, hayat ortaklığını, dini ve siyasi anlayışını etnik bahaneli ayrılıklarla ortaya koyarak ötekileştirmeye çalışmak isteyenlere tarih şahitlik yapmaktadır. Türkiye üzerinden genişleme, farklı manevralarla yayılma amacına hizmet edenler Türk’ün gücünü yıpratmak adına gün geçmiyor ki safsata anlayışlarına bir yenisi eklenmesinler.
Bağımsız devletlere müdahale hakkını kendilerinde görenler, daha çok demokratikleşme adına birlik ve beraberliğin ortadan kaldırılması sonucu Irak’ta peşmergeye bu serbestliği vermemiş midir? Suriye’de yapılmak istenen nedir? İran’ın durumu değerlendirilirken asıl tehdit oluşturan, bölgedeki İsrail’in uygulamaları neden görmemezlikten gelinmektedir? Türk anayurdu üzerinden yurt ve devlet kurmak vaadiyle işbirliğine mi gidilmektedir?
Türk yönetimini sadakatsizliğe sevk eden emperyalist güçlerin mütareke dönemi ve kurtuluş savaşı içinde Hristiyan tabaya istismarlığı olduğu gibi, dış güçlerin, Türkiye Müslümanlarının ve  Türk Milletinin gücünü toptan kıracak tehditleri sürmektedir.
Özelde Kürt Türklerini Güney Doğu Anadolu’da Türk Milletinin bütünlüğünden koparmak ve ayırmak için komplo teşvikleri olarak görülmektedir. Türkiye halkının şuurlu birliği, bölücülerin safsata anlayışlarını, bozguncu tertip, tahrik ve propagandalarını boşa çıkaracaktır.
Türk – Kürt ayrımı yapmak isteyenler ve bunlara destek verenler, Türk halkının Misak-ı Milli sınırları içinde satın alınan bazı kişilerce Kürt halkını sistematik olarak kendi emelleri doğrultusunda Türklerden ayırma çabalarını bu kişilerle gündeme getirmektedirler.


Kenan KURU
Trabzon TÜRKAV Başkanı